Oyundan bir manifesto çıkmasa da beğenilen bir rejiyi “kötü bulmamak”
mümkündür.
Çiğ ışık oyun sonu
beklenmeden yâni oyun başlar başlamaz
eleştirilir. İnandırıcı ışık “eleştirmen puanı” toplar.
Dekor tasarımı seyirciyi diri tutmalı, sürekli uyarmalı
oyuncunun oyunu ile doğrudan bağ kurmasına yaramalıdır.
Tasarlanmış giysiler gayet zevkli bulunsa da gömleklerin
dönemselliğinden kuşku duyulabilir.
Koreografi, rolün dönüşümünün bedensel “eğretilemesini”
simgelemesi açısından değerlendirilir.
Bilinç dışını akıl dışı büyüsellikle buluşturan mistik bir
simge olan koreografi yürekten alkışlanır.
“Yani bana sorarsa (ki neden sorsun)” gibi “kendin sor
kendin cevapla” yöntemi eleştirinin
gereğidir.
Role can verilirken rolü iyiden iyiye ezbere dayamak
serbesttir.
Tutkuları değil, onun(?) bileşimini oluşturan duygular öne
çıkarılarak iyi bir şey yapılmış olur.
Rolün duygularına doğrudan, hiçbir hazırlık ya da destek
olmadan ulaşmaya çalışmak bir kusur sayılır.
Özdeşleşilecek karakterin dokusunun "nahif" maddesi vardır. O maddenin kavranması ya da o dokuyu çabuk
yakalamanın zorluğunun bilincinde olmak gerekir.
Oyuncu yönetmene kendisini fiziksel olarak en yüksek
derecede teslim edebilir.
Oyuncunun duygularını “psikolojik coşkularla” değil, somut
ve olabildiğince net fiziksel aksiyonlarla aktarması mümkündür.
Oyuncunun rolünü kurmasına, temellendirdiği aksiyonlar yardımcı
olabilir.
Oyuncu, rolünü fiziksel varlığında içtenlikle yaşarken,
duygularını hiç mi hiç hareketsiz bırakmazsa iyi olur.
Dilin doğasındaki vurgulara; bazı sözcük vurgularında ses
kontrolüne; yapım ekleriyle sözcüğü genişlettikçe vurguyu son heceye kaydırmaya
daha bir dikkat etmek gerekir.
Oyuncunun amcası olan eleştirmen, oyuncuya beşibirlik gibi
bir “aferin” verir.
(İmza)
"Duayen" Eleştirmen
Not:
Ben okuduklarımdan aktarıyorum.
Melih Anık
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder