25 Kasım 2018 Pazar

Zeynep Oral'ın 'Koltuk' İşgali

Tiyatro ile ilgili 'koltuk'ları işgal eden ve Cumhuriyet'teki köşesinde arada bir tiyatro yazan ama Türk Tiyatrosu'na değil kendine yararlı Zeynep Oral İstanbul Tiyatro Festivali'nden 'izlenimleri'ni yazmış.'Şimdilik üç oyun izlemiş' Yazısında üç oyunu anlatmış. Lepage'ın Hamlet'i, Terzopoulos'un Amor'u ve Haluk Bilginer'in Kral Lear'i. Bir de reklam yapmış. Ay sonunda üç gün Terzopoulos'un 'Alarme' oyunu varmış. O daha da çılgınmış. 

Zeynep Oral, İKSV İstanbul Tiyatro Festivali'nin beş kişilik danışma kurulu'nun bir üyesi. Yâni 'teorik olarak' kendisine danışılan bir kişi olarak festival kapsamındaki oyunlar hakkında bir fikrinin olması hatta bazılarını görmüş olması gerekiyor. Ayrıca da festival hakkında bu yazıları daha önceden tanıtım amaçlı olarak yazmış olması gerekiyor. 

Anlattığı oyunları daha önceden seyretmiş olması gerekiyor ama hele ki festivalden önce prömiyer yapan Kral Lear'i daha önceden görmüş olması şart. Oyun festivalden önce prömiyer yaptı. Festivale giren oyunların festivalde prömiyer yapmaması üzerine bir danışma kurul üyesi olarak diretmesi de gerekiyor ama yapmaz. O ben mi? Susup oturur. Koltuk soğumasın! Zeynep Hanım Festivali beklemiş Lear'i seyretmek için. Ayol oyun İstanbul'da sen de İstanbul'dasın. Hamlet'i 22 Kasım'da seyrettikten sonra yazısını yazmış olduğunu tahmin ederek 17 Kasım'dan bu yana festival programında yer alana Komik Tiyatro'yu, Yüzleşme'yi, 45'liği, Varoluş'u, Pss Pss'ı, Fourfold'u seyretmemiş. Seyretmeye ve yazmaya değer bulmamış. İKSV danışma kurul üyesi benim gibi seçiyor hem seyrederken hem yazarken. Koltuk işgal ediyor demem boşuna değil..

Zeynep Hanım '2 gece de Zorlu'nun büyük salonu tıklım tıklımdı. Oyun bitiminde dakikalarca ayakta alkışlandı' demiş. Ne anlamalıyız? İki gece de seyrettim mi demek istiyor? Ben ikinci gece seyrettim. Salon öyle tıklım tıklım değildi. Üçte biri boştu. Demek ki ikinci gece orada değildi. Birinci gece seyreden arkadaşlarım ve de salon görevlisi gençten aldığım bilgiye göre ilk gece de ikinci gece gibiymiş salon. (BU arada salon görevlisi gence sordum oyunu beğendin mi diye. Bu işler bize göre değil dedi.) Zeynep Oral yalan söylüyor. Köşesini İKSV'ye yaranacağım diye yalanla dolduran bir yazardan kime yarar gelir? Tiyatroya mı! 

İKSV yanlış yapıyorsun.

Melih Anık

NOT: Zeynep Oral'ın yere göğe sığdıramadığı Hamlet Lepage yazısından sonra bugün de Emel Mesçi oyunu yazmış. Mesci'nin yazısı şöyle bitiyor: 'Ama kullanılan teknoloji önümüzde çok ilginç perspektifler açsa da tiyatronun sahne ile seyirci arasında kurduğu o gizli ve sihirli temas duygusunu sekteye uğratıyor. Bunu da anlayan anlıyor tabii.' Benim bu yazdığımı da anlayan anlayacak tabii ki..

24 Kasım 2018 Cumartesi

Lepage'ın Hamlet Collage 'ı (İKSV - İstanbul Tiyatro Festivali)


İstanbul Tiyatro Festivali'nde merakla beklediğim oyundu Hamlet Kolaj. Her zaman bir Lepage oyunu çıkmıyor insanın karşısına. Lepage geçen seneki festivalde seyrettiğim Mouawad'ın hocası. Bunu ben söylemiyorum Mouawad Yalnız oyununda söyledi. Zira o oyunda  Mouawad'ın peşinde koştuğu hoca Lepage idi. Bunların ikisi de Kanadalı. Dünyayı sarsan oyunların başında  bunların oyunları geliyor.

20 Mayıs 2018 Pazar

Kerem Pilavcı, Tiyatroda Saygı ve Filmden Oyun Çıkarmak


Benim filmden oyun yapılmasına karşı olduğumu beni tanıyanlar biliyor. Twitter'da böyle bir konu açılınca ben de düşüncelerimi aşağıdaki zincir twitlerle(6 twit) anlattım:

1-filmden oyun çıkarmak - tiyatro aynı metni farklı 'okuma'ların sanatıdır. yönetmenin zekâsı oyuncuların yaratıcılığı öyle ortaya çıkar. örneği olan bir şeyi sahnede yeniden kurgulamak/canlandırmak ünlü bir tabloya bakarak resim yapmaya benzer. taklit olur yâni.
2-Filmden oyun yapan yönetmen o filmin ününü kullanan bir asalaktır. Karşılaştırmaya açık olduğunu bilen bir oyuncu mesleki risk alır, bilmiyorsa akıllı değildir.
3-Buna rağmen dünyada örnekler vardır. İbbşt'da seyrettiğim Tehlikeli İlişkiler başarısını sahne dilini yaratmaktan alır ve öncelikle bir yönetmen başarısıdır. Oyuncular karşılaştırılmaktan kurtulamamıştır.
4-Ben başarılı örnekleri olsa da filmden oyun yapılmasına karşıyım. Özellikle bizim ülkemizde onlarca yazarın eseri raflarda bekletilirken filmden yapılan uygulamaları kolaycı buluyorum.
5-Öte yandan böyle bir oyuna ödül verilmesi benim iddiamı güçlendirir . ödüller tiyatroya yön göstermelidir. oysa bizim ödüllerimizin böyle bir derdi ve şuuru yoktur. ayrıca yerli yazarlara ayıptır.
6-Mutluyduk Belki Bugüne Kadar'ın yönetmeni yazarlıktan yönetmenliğe soyunan bir tiyatro yazarının cilalandığı bir oyundur. Oyun yazarı ama filmden yapılan bir oyunu yönetmeye kalkmış. İnsanın yaptığı işe saygısı olur. Bence bu durum şuur ile açıklanabilir : şuursuzluk...

11 Mayıs 2018 Cuma

Akhisarspor'u Tebrik Etmek


Fenerbahçe Akhisarspor'a yenildi, Türkiye Kupası'nı alamadı. Kaybetti demiyorum zira kupa Fenerbahçe'nin değildi ki zaten. Ben kullandığım kelimelere dikkat ediyorum. Bu yazı kelimelere dikkat üzerinedir.

Sosyal medyada bir 'Akhisarspor'u tebrik kampanyası' başladı. Takip ettiğim hesaplardan tanıdığım kişilere bakınca bu tebriklerin çoğunlukla Akhisarspor ve Fenerbahçe kulüplerinin taraftarı olmayan arkadaşlarımdan geldiğini gördüm.  Galatasaraylı, Beşiktaşlı idi çoğu.

Bergama Tiyatro Festivali'nde Berbat Bir Deneyim


Yazlarımızı geçirdiğimiz Çandarlı'nın yakın komşusu Bergama'da tiyatro festivali olacağını öğrenince çok sevindik. Daha Çandarlı'ya gelmeden, İstanbul'da programı inceledik. Tercihlerimizi yaptık. Biletlerimizi de içimizden gelmeye gelmeye bir bilet satış şirketinden aldık. Bilet satışı yapan şirketler tüm dünyada aynı. Utanmasalar bilet fiyatı kadar hizmet parası alacaklar. Şükür henüz o durumda değiliz diye teselli ediyoruz kendimizi. Biz İstanbul'da mümkünse bu aracıları kullanmamaya çalışıyor gösteri gişesinden bilet alıyoruz. Bunu belirtiyorum zira Bergama için kendimize göre fedakârlık yaptık, bilin istedim.


30 Nisan 2018 Pazartesi

Celil Nalçakan'a Cevap


Celin Nalçakan ile takipleşmiyoruz. Yazdığım twiti Macit Koper RT'lediği için görmüş olmalı. Şu twiti yazmış:

Takip et@celilnalcakan adlı kişiyi takip et

@melihanik @koper_macit adlı kullanıcılara yanıt olarak

Geceye sponsor bulmaya, muhalif olduğun için bulamazsan, sadece o gecenin elektrik faturasını ödemeye var mısın? Yapma abi. Sadece eleştiriyor olmak için eleştirmek sana yakışmıyo.
07:44 - 30 Nis 2018"


11 Nisan 2018 Çarşamba

Afife Ödülleri'nde Çadır Kültürü


Ülkemizde tiyatro dalında verilen ödüller her sene daha da artıyor. Görünüşe göre ödüller, alanlardan daha çok verenlerin kendi reklâmını  yaptığı, Türk Tiyatrosu'na hiçbir yararı olmayan mevsimlik eğlenceler haline geldi. 'Kazanan' yerine 'ödül alan ve veren' kelimelerini özellikle kullanıyorum çünkü tiyatro ödülleri ticari bir alış veriş ülkemizde.  Bu alış verişten yarar sağlayanlar da jüri üyeleri. Kim huzur hakkı,  kimileri bedava bilet alıyor, galalara davet ediliyor. Bu sayede itibar kazanan çok insan türedi. Bunlar âdeta bir ordu komutanı, bir baş öğretmen gibi tiyatrocuları denetliyor, karşılarında el pençe durduruyorlar. Yüzlerine gülücükler atılıyor. Adam yerine konuyorlar kısaca. Bunları bu hâle getiren de tiyatrocular. Tiyatrocu kelimesini kullanmamın nedeni, kelimenin  oyuncu, yönetmen, tasarımcı vb bu iş dalında çalışan hepsini içermesi yüzünden. Aslında pek çok 'tiyatrocu'nun tiyatro ile ilgisi de yok. Kapınıza damacana ile su getiren adama da 'sucu' deniyor ama suyu kendisi üretmiyor sadece kamyondan evinize taşıyor. Bazı tiyatrocular da öyle.

30 Mart 2018 Cuma

THY CEO'su İlker Aycı'ya Açık Mektup


Sayın İlker Aycı
THY Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı

4 Mart saat 02:20'de kalkan TK 800 sayılı uçakla İstanbul'dan Bogota'ya hareket ettik. Bogota'ya indiğimizde bagajlarımızın gelmediğini gördük. Bagaj alanında elden ele dolaşan bir liste vardı. İstanbul'dan yüklenmeyen yaklaşık 100 yolcuya ait yaklaşık 200 bagaj sahiplerinin isimleriyle listelenmişti. THY İstanbul'dan yüklemediği bagajların listesini yapmış ve üstüne sadece isimlerin yazılı olduğu tutanakları hazırlamıştı.  Kendi adımızı bulduk ve kayıp bagaj tutanağı yazmaya başlayan iki görevli hanımın önündeki sıraya girdik. Bu arada görevli hanımlar İspanyolcadan başka dil bilmiyordu. Bagaj alma alanında Türkçe bilen bir THY görevlisi yoktu. Bize sıra iki saat sonra geldi. Biz bir turistik turla Kolombiya'ya gittiğimiz için her gün başka bir şehirde kalacaktık. Bu nedenle önümüzdeki beş gün için kalacağımız yerleri yazdırdık. Tutanağı imzaladık.
Aynı akşam ben THY bagaj takip sisteminize girdim. Önüme çıkan sayfa benden tutanak numarası istiyordu. Elimdeki tutanakta böyle bir numara yoktu. Destek biriminizle twitter üzerinden yazışmaya başladım. Her yazdığıma cevap aldım ve isteklerimin bagaj takip biriminize nakledildiği söylendi. Gerçekten de ertesi gün bagaj takip bölümünüzden, önce yaptığım başvurunun  sonra da tutanağın referans numarası geldi. Destek biriminizle ve bagaj takip sisteminizle bagajımın durumunu takip etmeye başladım. Yerel turistik acenta tarafından bagajların yeri ve ulaşım zamanı bildirildiğinde bagaj takip sisteminiz hâlâ benim bagajımı aradığını söylüyordu.
Benzer olay 16 Mart tarihli ve aynı uçuşunuzda yaşandı. Twitter'dan yansıyan şikayetlere göre bu kez de 380 bagaj İstanbul'da uçağa yüklenmemişti.  Yaşanan bu durum hakkında bilgi almaya sebebini öğrenmeye çalıştığımızda bize söylenenler şunlardı: 1- Bu durum Bogota hava alanının şartlarından dolayı oluyor. 2- THY uçak yolcu ile dolu olduğu zaman ekonomik uçuş yapmak için bazı bagajları yüklemiyor ve uçağın ağırlığını belli bir miktarda tutuyor. Bogota'ya inen sadece THY değil. Araştırdım. Diğer uçak şirketlerinde böyle bir olay yaşandığına dair bir bilgi yoktu. Şunu da sormadan edemiyorum. Zamanında ulaştırılmayan bagajları takip eden günlerde ayrı ayrı adreslere teslim etmek THY için daha mı ucuz oluyor? Uçuş hattınıza ait seçtiğiniz uçak tipi mi yanlış?  
Nedenleri ne olursa olsun THY gibi bir kurumun yolcuların bagajlarını onlarla aynı uçakta göndermemeyi alışkanlık haline getirmesini takdirlerinize sunuyorum. Bu nasıl izah edilirse edilsin anlaşılacak bir şey değil gibi görünüyor bana. Yolcu ile bagajını aynı uçakta taşıyamayan bir hava yolu şirketi ciddiye alınır mı bilmiyorum. İstanbul Bogota seferlerinde bir iki değil 200 ve 380 bagajdan bahsediyoruz. THY önceden göndermediği bagajların listesini hazır edip yolcuları bekleyecek kadar da işi standarda bağlamış. Öte yandan  zaten 10 gün sürecek bir yolculuğun beş günü bagaj beklemenin nasıl sinir bozucu olduğunu anlatabilmiş olmayı umuyorum. Bunun yarattığı sıkıntıyı tazmin edebilir misiniz?
Aynı olayı yaklaşık bir yıl önce de yaşadık. Aynı uçakla Panama'ya gittik. Gene bagajlarımız çıkmadı. Gene beş gün sonra bagajlarımız bize ulaştı.
4 Mart tarihinde tutanakla birlikte bizlere, içinde şampuan, diş fırçası macunu, traş kremi ve bıçağı vs olan bir acil ihtiyaç paketi verildi. Paketin içinde ayrıca bir fanila bir don ve çorap vardı. Öte yandan verilen fanila ve donlar XL olduğu için giyilecek gibi de değildi.   THY'nın yolcu gereksinimini buna indirgemiş olması da trajikomik. Bu bence yolcuya hakaret. Ayrıca ısraf. Hele bagajların beş gün sonra geldiğini düşünürseniz boşuna bir çaba.
THY'nın gecikmiş bagaj için teorik bir uygulaması var: 'İhtiyacını al fişini gönder ödeyelim.'  Bir önceki uçuşumuzda eşimle bana ait toplam 250 US dolarlık harcamamızı THY'na sunduk. Kabul edilmedi. Yâni o yol da çalışmıyor. THY'na iki kez yazmama rağmen aynı cevabı aldık: 'THY elinden geleni yapıyor.'
Bu arada son bir yıl içinde bu kez  İzlanda'dan bagajımın gecikerek geldiğini ve de kilidinin kırılmış olduğunu da dikkatinize sunayım. O olayı da sineye çektim. Bavulu attım.  Zira THY, sistemini yolcusunu bıktırmak  üzerine kurmuş gibi geliyor bana.
Bu kez  THY'na harcama fişi falan da göndermeyeceğim. Bagaj teslimatı dört günü geçince tazminat alma hakkım varmış. Onu da istemiyorum. Zira bu, boşuna bir çaba olur. THY 'Bagajını aldın ya ona şükret' diyecektir. Ben içimden geçenleri Allah'a söylüyorum. Sanırım bu daha etkili olacak.  
TK 4 ile 26 Mart'ta New York'tan İstanbul'a döndük. Üstüne adınızı yazdığım bir öneri mektubunu kabin görevlisine teslim ettim. İnşallah elinize ulaşır.
Saygılarımla.
Melih Anık

24 Şubat 2018 Cumartesi

Uyarlama(!) Barış(Aristophanes) Üzerine Acıklı Bir Hikâye


Eğer bakıp geçmiyor, görmek ve anlamak için bakıyorsanız tiyatro âlemimiz size pek çok fotoğraf verir. Bunlardan biri Kumbaracı50'nin sayfasında gördüğüm şu tanıtımdı.


11 Ocak 2018 Perşembe

Necati Cumalı Oyun Yazma Yarışması - Özgün? Rabıta?

Urla Belediyesi İzmir Devlet Tiyatrosu ile müştereken  Necati Cumalı Oyun Yazma Yarışması düzenlemiş. Şartnamede, yarışma jürisinin "Devlet Tiyatroları Başrejisörü ve iki rejisör, İzmir Devlet Tiyatrosu Müdürü, İzmir Devlet Tiyatrosu'ndan bir sanatçı ve Devlet Tiyatroları'nın iki dramaturgundan oluşacağı" belirtilmiş. Bu nedenle jüri şu isimlerden oluşmuş:

Tayfun Erarslan(İzmir DT Müdürü), Füsun Ataman Berke(İzmir DT dramaturg), Sedat Şenoğlu(İzmir DT sanatçı), Celal Kadri Kınoğlu(DT rejisör), Hakan Çimenser(DT başrejisörü), Eren Aysan(DT dramaturg) ve Murat Karasu(DT rejisör)