Tiyatro ile ilgili 'koltuk'ları işgal eden ve Cumhuriyet'teki köşesinde arada bir tiyatro yazan ama Türk Tiyatrosu'na değil kendine yararlı Zeynep Oral İstanbul Tiyatro Festivali'nden 'izlenimleri'ni yazmış.'Şimdilik üç oyun izlemiş' Yazısında üç oyunu anlatmış. Lepage'ın Hamlet'i, Terzopoulos'un Amor'u ve Haluk Bilginer'in Kral Lear'i. Bir de reklam yapmış. Ay sonunda üç gün Terzopoulos'un 'Alarme' oyunu varmış. O daha da çılgınmış.
Zeynep Oral, İKSV İstanbul Tiyatro Festivali'nin beş kişilik danışma kurulu'nun bir üyesi. Yâni 'teorik olarak' kendisine danışılan bir kişi olarak festival kapsamındaki oyunlar hakkında bir fikrinin olması hatta bazılarını görmüş olması gerekiyor. Ayrıca da festival hakkında bu yazıları daha önceden tanıtım amaçlı olarak yazmış olması gerekiyor.
Anlattığı oyunları daha önceden seyretmiş olması gerekiyor ama hele ki festivalden önce prömiyer yapan Kral Lear'i daha önceden görmüş olması şart. Oyun festivalden önce prömiyer yaptı. Festivale giren oyunların festivalde prömiyer yapmaması üzerine bir danışma kurul üyesi olarak diretmesi de gerekiyor ama yapmaz. O ben mi? Susup oturur. Koltuk soğumasın! Zeynep Hanım Festivali beklemiş Lear'i seyretmek için. Ayol oyun İstanbul'da sen de İstanbul'dasın. Hamlet'i 22 Kasım'da seyrettikten sonra yazısını yazmış olduğunu tahmin ederek 17 Kasım'dan bu yana festival programında yer alana Komik Tiyatro'yu, Yüzleşme'yi, 45'liği, Varoluş'u, Pss Pss'ı, Fourfold'u seyretmemiş. Seyretmeye ve yazmaya değer bulmamış. İKSV danışma kurul üyesi benim gibi seçiyor hem seyrederken hem yazarken. Koltuk işgal ediyor demem boşuna değil..
Zeynep Hanım '2 gece de Zorlu'nun büyük salonu tıklım tıklımdı. Oyun bitiminde dakikalarca ayakta alkışlandı' demiş. Ne anlamalıyız? İki gece de seyrettim mi demek istiyor? Ben ikinci gece seyrettim. Salon öyle tıklım tıklım değildi. Üçte biri boştu. Demek ki ikinci gece orada değildi. Birinci gece seyreden arkadaşlarım ve de salon görevlisi gençten aldığım bilgiye göre ilk gece de ikinci gece gibiymiş salon. (BU arada salon görevlisi gence sordum oyunu beğendin mi diye. Bu işler bize göre değil dedi.) Zeynep Oral yalan söylüyor. Köşesini İKSV'ye yaranacağım diye yalanla dolduran bir yazardan kime yarar gelir? Tiyatroya mı!
İKSV yanlış yapıyorsun.
Melih Anık
NOT: Zeynep Oral'ın yere göğe sığdıramadığı Hamlet Lepage yazısından sonra bugün de Emel Mesçi oyunu yazmış. Mesci'nin yazısı şöyle bitiyor: 'Ama kullanılan teknoloji önümüzde çok ilginç perspektifler açsa da tiyatronun sahne ile seyirci arasında kurduğu o gizli ve sihirli temas duygusunu sekteye uğratıyor. Bunu da anlayan anlıyor tabii.' Benim bu yazdığımı da anlayan anlayacak tabii ki..
25 Kasım 2018 Pazar
24 Kasım 2018 Cumartesi
Lepage'ın Hamlet Collage 'ı (İKSV - İstanbul Tiyatro Festivali)
İstanbul Tiyatro
Festivali'nde merakla beklediğim oyundu Hamlet Kolaj. Her zaman bir Lepage
oyunu çıkmıyor insanın karşısına. Lepage geçen seneki festivalde seyrettiğim
Mouawad'ın hocası. Bunu ben söylemiyorum Mouawad Yalnız oyununda söyledi. Zira o
oyunda Mouawad'ın peşinde koştuğu hoca
Lepage idi. Bunların ikisi de Kanadalı. Dünyayı sarsan oyunların başında bunların oyunları geliyor.
20 Mayıs 2018 Pazar
Kerem Pilavcı, Tiyatroda Saygı ve Filmden Oyun Çıkarmak
Benim filmden oyun yapılmasına karşı olduğumu beni
tanıyanlar biliyor. Twitter'da böyle bir konu açılınca ben de düşüncelerimi
aşağıdaki zincir twitlerle(6 twit) anlattım:
1-filmden
oyun çıkarmak - tiyatro aynı metni farklı 'okuma'ların sanatıdır. yönetmenin
zekâsı oyuncuların yaratıcılığı öyle ortaya çıkar. örneği olan bir şeyi sahnede
yeniden kurgulamak/canlandırmak ünlü bir tabloya bakarak resim yapmaya benzer.
taklit olur yâni.
2-Filmden
oyun yapan yönetmen o filmin ününü kullanan bir asalaktır. Karşılaştırmaya açık
olduğunu bilen bir oyuncu mesleki risk alır, bilmiyorsa akıllı değildir.
3-Buna
rağmen dünyada örnekler vardır. İbbşt'da seyrettiğim Tehlikeli İlişkiler
başarısını sahne dilini yaratmaktan alır ve öncelikle bir yönetmen başarısıdır.
Oyuncular karşılaştırılmaktan kurtulamamıştır.
4-Ben
başarılı örnekleri olsa da filmden oyun yapılmasına karşıyım. Özellikle bizim
ülkemizde onlarca yazarın eseri raflarda bekletilirken filmden yapılan
uygulamaları kolaycı buluyorum.
5-Öte
yandan böyle bir oyuna ödül verilmesi benim iddiamı güçlendirir . ödüller
tiyatroya yön göstermelidir. oysa bizim ödüllerimizin böyle bir derdi ve şuuru
yoktur. ayrıca yerli yazarlara ayıptır.
6-Mutluyduk
Belki Bugüne Kadar'ın yönetmeni yazarlıktan yönetmenliğe soyunan bir tiyatro
yazarının cilalandığı bir oyundur. Oyun yazarı ama filmden yapılan bir oyunu yönetmeye
kalkmış. İnsanın yaptığı işe saygısı olur. Bence bu durum şuur ile
açıklanabilir : şuursuzluk...
11 Mayıs 2018 Cuma
Akhisarspor'u Tebrik Etmek
Fenerbahçe Akhisarspor'a yenildi, Türkiye Kupası'nı alamadı.
Kaybetti demiyorum zira kupa Fenerbahçe'nin değildi ki zaten. Ben kullandığım
kelimelere dikkat ediyorum. Bu yazı kelimelere dikkat üzerinedir.
Sosyal medyada bir 'Akhisarspor'u tebrik kampanyası'
başladı. Takip ettiğim hesaplardan tanıdığım kişilere bakınca bu tebriklerin
çoğunlukla Akhisarspor ve Fenerbahçe kulüplerinin taraftarı olmayan
arkadaşlarımdan geldiğini gördüm.
Galatasaraylı, Beşiktaşlı idi çoğu.
Bergama Tiyatro Festivali'nde Berbat Bir Deneyim
Yazlarımızı geçirdiğimiz Çandarlı'nın yakın komşusu
Bergama'da tiyatro festivali olacağını öğrenince çok sevindik. Daha Çandarlı'ya
gelmeden, İstanbul'da programı inceledik. Tercihlerimizi yaptık. Biletlerimizi
de içimizden gelmeye gelmeye bir bilet satış şirketinden aldık. Bilet satışı
yapan şirketler tüm dünyada aynı. Utanmasalar bilet fiyatı kadar hizmet parası
alacaklar. Şükür henüz o durumda değiliz diye teselli ediyoruz kendimizi. Biz İstanbul'da
mümkünse bu aracıları kullanmamaya çalışıyor gösteri gişesinden bilet alıyoruz.
Bunu belirtiyorum zira Bergama için kendimize göre fedakârlık yaptık, bilin
istedim.
30 Nisan 2018 Pazartesi
Celil Nalçakan'a Cevap
Celin Nalçakan ile
takipleşmiyoruz. Yazdığım twiti Macit Koper RT'lediği için görmüş olmalı. Şu
twiti yazmış:
Takip
et@celilnalcakan adlı kişiyi takip et
@melihanik @koper_macit adlı kullanıcılara yanıt
olarak
Geceye sponsor bulmaya, muhalif
olduğun için bulamazsan, sadece o gecenin elektrik faturasını ödemeye var
mısın? Yapma abi. Sadece eleştiriyor olmak için eleştirmek sana yakışmıyo.
07:44
- 30 Nis 2018"
11 Nisan 2018 Çarşamba
Afife Ödülleri'nde Çadır Kültürü
Ülkemizde tiyatro dalında verilen ödüller her sene
daha da artıyor. Görünüşe göre ödüller, alanlardan
daha çok verenlerin kendi reklâmını yaptığı, Türk Tiyatrosu'na hiçbir yararı
olmayan mevsimlik eğlenceler haline geldi. 'Kazanan' yerine 'ödül alan ve veren' kelimelerini
özellikle kullanıyorum çünkü tiyatro ödülleri ticari bir alış veriş ülkemizde. Bu alış verişten yarar sağlayanlar da jüri
üyeleri. Kim huzur hakkı, kimileri
bedava bilet alıyor, galalara davet ediliyor. Bu sayede itibar kazanan çok
insan türedi. Bunlar âdeta bir ordu komutanı, bir baş öğretmen gibi
tiyatrocuları denetliyor, karşılarında el pençe durduruyorlar. Yüzlerine
gülücükler atılıyor. Adam yerine konuyorlar kısaca. Bunları bu hâle getiren de
tiyatrocular. Tiyatrocu kelimesini
kullanmamın nedeni, kelimenin oyuncu,
yönetmen, tasarımcı vb bu iş dalında çalışan hepsini içermesi yüzünden. Aslında
pek çok 'tiyatrocu'nun tiyatro ile ilgisi de yok. Kapınıza damacana ile su
getiren adama da 'sucu' deniyor ama suyu kendisi üretmiyor sadece kamyondan
evinize taşıyor. Bazı tiyatrocular da öyle.
30 Mart 2018 Cuma
THY CEO'su İlker Aycı'ya Açık Mektup
Sayın İlker Aycı
THY Yönetim Kurulu
ve İcra Komitesi Başkanı
4 Mart saat 02:20'de
kalkan TK 800 sayılı uçakla İstanbul'dan Bogota'ya hareket ettik. Bogota'ya
indiğimizde bagajlarımızın gelmediğini gördük. Bagaj alanında elden ele dolaşan
bir liste vardı. İstanbul'dan yüklenmeyen yaklaşık 100 yolcuya ait yaklaşık 200 bagaj sahiplerinin isimleriyle listelenmişti. THY İstanbul'dan yüklemediği bagajların listesini yapmış ve
üstüne sadece isimlerin yazılı olduğu tutanakları hazırlamıştı. Kendi adımızı bulduk ve kayıp bagaj tutanağı yazmaya
başlayan iki görevli hanımın önündeki sıraya girdik. Bu arada görevli hanımlar
İspanyolcadan başka dil bilmiyordu. Bagaj alma alanında Türkçe bilen bir THY
görevlisi yoktu. Bize sıra iki saat sonra geldi. Biz bir turistik turla
Kolombiya'ya gittiğimiz için her gün başka bir şehirde kalacaktık. Bu nedenle
önümüzdeki beş gün için kalacağımız yerleri yazdırdık. Tutanağı imzaladık.
Aynı akşam ben THY
bagaj takip sisteminize girdim. Önüme çıkan sayfa benden tutanak numarası
istiyordu. Elimdeki tutanakta böyle bir numara yoktu. Destek biriminizle twitter
üzerinden yazışmaya başladım. Her yazdığıma cevap aldım ve isteklerimin bagaj
takip biriminize nakledildiği söylendi. Gerçekten de ertesi gün bagaj takip
bölümünüzden, önce yaptığım başvurunun sonra da tutanağın referans numarası geldi.
Destek biriminizle ve bagaj takip sisteminizle bagajımın durumunu takip etmeye
başladım. Yerel turistik acenta tarafından bagajların yeri ve ulaşım zamanı
bildirildiğinde bagaj takip sisteminiz hâlâ benim bagajımı aradığını
söylüyordu.
Benzer olay 16 Mart
tarihli ve aynı uçuşunuzda yaşandı. Twitter'dan yansıyan şikayetlere göre bu
kez de 380 bagaj İstanbul'da uçağa yüklenmemişti. Yaşanan bu durum hakkında bilgi almaya
sebebini öğrenmeye çalıştığımızda bize söylenenler şunlardı: 1- Bu durum Bogota
hava alanının şartlarından dolayı oluyor. 2- THY uçak yolcu ile dolu olduğu
zaman ekonomik uçuş yapmak için bazı bagajları yüklemiyor ve uçağın ağırlığını
belli bir miktarda tutuyor. Bogota'ya inen
sadece THY değil. Araştırdım. Diğer uçak şirketlerinde böyle bir olay yaşandığına dair bir bilgi yoktu. Şunu da sormadan edemiyorum. Zamanında ulaştırılmayan bagajları takip eden günlerde ayrı ayrı adreslere teslim etmek THY için daha mı ucuz oluyor? Uçuş hattınıza ait seçtiğiniz uçak tipi mi yanlış?
Nedenleri ne olursa
olsun THY gibi bir kurumun yolcuların bagajlarını onlarla aynı uçakta göndermemeyi alışkanlık
haline getirmesini takdirlerinize sunuyorum. Bu nasıl izah edilirse edilsin
anlaşılacak bir şey değil gibi görünüyor bana. Yolcu ile bagajını aynı uçakta
taşıyamayan bir hava yolu şirketi ciddiye alınır mı bilmiyorum. İstanbul Bogota
seferlerinde bir iki değil 200 ve 380 bagajdan bahsediyoruz. THY önceden
göndermediği bagajların listesini hazır edip yolcuları bekleyecek kadar da işi standarda
bağlamış. Öte yandan zaten 10 gün
sürecek bir yolculuğun beş günü bagaj beklemenin nasıl sinir bozucu olduğunu anlatabilmiş
olmayı umuyorum. Bunun yarattığı sıkıntıyı tazmin edebilir misiniz?
Aynı olayı yaklaşık
bir yıl önce de yaşadık. Aynı uçakla Panama'ya gittik. Gene bagajlarımız
çıkmadı. Gene beş gün sonra bagajlarımız bize ulaştı.
4 Mart tarihinde
tutanakla birlikte bizlere, içinde şampuan, diş fırçası macunu, traş kremi ve
bıçağı vs olan bir acil ihtiyaç paketi verildi. Paketin içinde ayrıca bir
fanila bir don ve çorap vardı. Öte yandan verilen fanila ve donlar XL olduğu
için giyilecek gibi de değildi. THY'nın yolcu gereksinimini buna indirgemiş
olması da trajikomik. Bu bence yolcuya hakaret. Ayrıca ısraf. Hele bagajların beş gün sonra geldiğini
düşünürseniz boşuna bir çaba.
THY'nın gecikmiş
bagaj için teorik bir uygulaması var: 'İhtiyacını al fişini gönder ödeyelim.' Bir önceki uçuşumuzda eşimle bana ait toplam
250 US dolarlık harcamamızı THY'na sunduk. Kabul edilmedi. Yâni o yol da
çalışmıyor. THY'na iki kez yazmama rağmen aynı cevabı aldık: 'THY elinden
geleni yapıyor.'
Bu arada son bir yıl
içinde bu kez İzlanda'dan bagajımın
gecikerek geldiğini ve de kilidinin kırılmış olduğunu da dikkatinize sunayım. O
olayı da sineye çektim. Bavulu attım. Zira THY, sistemini yolcusunu bıktırmak üzerine kurmuş gibi geliyor bana.
Bu kez THY'na
harcama fişi falan da göndermeyeceğim. Bagaj teslimatı dört günü geçince tazminat alma hakkım
varmış. Onu da istemiyorum. Zira bu, boşuna bir çaba olur. THY 'Bagajını aldın
ya ona şükret' diyecektir. Ben içimden geçenleri Allah'a söylüyorum. Sanırım
bu daha etkili olacak.
TK 4 ile 26 Mart'ta
New York'tan İstanbul'a döndük. Üstüne adınızı yazdığım bir öneri mektubunu kabin
görevlisine teslim ettim. İnşallah elinize ulaşır.
Saygılarımla.
Melih Anık
24 Şubat 2018 Cumartesi
Uyarlama(!) Barış(Aristophanes) Üzerine Acıklı Bir Hikâye
Eğer bakıp
geçmiyor, görmek ve anlamak için bakıyorsanız tiyatro âlemimiz size pek çok
fotoğraf verir. Bunlardan biri Kumbaracı50'nin sayfasında gördüğüm şu
tanıtımdı.
11 Ocak 2018 Perşembe
Necati Cumalı Oyun Yazma Yarışması - Özgün? Rabıta?
Urla Belediyesi İzmir Devlet Tiyatrosu ile müştereken Necati Cumalı Oyun Yazma Yarışması
düzenlemiş. Şartnamede, yarışma jürisinin "Devlet Tiyatroları
Başrejisörü ve iki rejisör, İzmir Devlet Tiyatrosu Müdürü, İzmir Devlet Tiyatrosu'ndan
bir sanatçı ve Devlet Tiyatroları'nın iki dramaturgundan oluşacağı" belirtilmiş. Bu nedenle jüri şu isimlerden oluşmuş:
Tayfun Erarslan(İzmir DT Müdürü), Füsun Ataman Berke(İzmir
DT dramaturg), Sedat Şenoğlu(İzmir DT sanatçı), Celal Kadri Kınoğlu(DT rejisör),
Hakan Çimenser(DT başrejisörü), Eren Aysan(DT dramaturg) ve Murat Karasu(DT rejisör)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)