15 Ağustos 2020 Cumartesi

Sağlık Bakanı'na Açık Mektup

 Sayın Bakan

Salgının başlangıcından bu yana insanüstü bir gayretle çalıştığınızı görüyor iyi niyet ile bu belanın ülkemizden en az zarar ile geçip gitmesini istediğinize samimiyetle inanıyorum.

Genel olarak baktığımızda sizin ifadelerinizden anlaşılacağı üzere salgın geçip gitmek yerine tüm ağırlığı ile toplumumuzun üstüne çöküyor. Ben bu dönem içinde +65 ile ilgili kararlarınız hakkında düşüncelerimi belirtmek istiyorum. Zira dünyada bizden daha ağır vakalar yaşayan ülkelerde  +65’e yönelik böyle bir icraat yok. Hatta bazı ülkelerde toplumun bir kesimini ayırmak anlamına gelecek yasaklamanın insan haklarına aykırı olduğu yönünde görüşler var. Türk Tabipler Odası da önlemlerde yaş ayrımcılığının son bulması konusunda bir açıklama yaptı. Ancak Bakanlığınızın aldığı tedbirlerin başında ilk akla gelen +65’e yasak koymak. Zat-ı âliniz tabii ki istatistiksel sayılara çok hâkimsiniz. Anladığım kadarıyla ölümlerin çoğu da +65 grubu hastalarda gözlemleniyor. Ancak siz de belirttiniz esas mesele +65 olmak değil ikinci bir hastalığı olmak. Bu arada şunu da belirtmem gerekiyor. Uzun süre evde tutulan tanıdıklarım içinde ağır zona geçiren, panik atak yaşayan, kemik erimesi azan, kalp krizi geçirenler, psikolojik rahatsızlıklar yaşayanlar, yürüme güçlüğü çekenler  var. Yasaklar +65 için işkenceye dönüştü. Zira onları başkalarına bağımlı hâle getiriyor bu yasaklar. Bankadaki parasını bile çekmek için kendince sır olan maddi yapısını bir başkası ile paylaşma rahatsızlık verici. Bankadan izin gününde  parasını çekti diye ceza yazılan, izin gününde bile toplu taşım araçlarına binmeleri yasaklanan +65’e reva görülen eziyet yaşlılarına saygı göstermesi gelenek olan bir toplum için hiç de sağlıklı olmayan örnekler. Sizler +65’i yasakladıkça toplumun bir kesiminde kraldan fazla kralcı işgüzarlığın yarattığı rahatsızlıkları, jurnalleri saymıyorum. Ama ticaret yapan +65 serbest. Bu da +65 arasında ayrım yaratıyor.  Ayrıca virüs ticaret yapana dokunmuyor mu? Hiç anlamadığım şey ise saatle yapılan kısıtlamalar. 10 ile 20 arası sokağa çıkması serbest olan +65’in 20 ile 10 arası kısıtlanmasının anlamını çözebilmiş değilim. 20’den sonra ne oluyor? +65 emin bir şekilde gece gösterisine gidemiyor bir lokantada yemek yiyemiyor. Şimdi yeni genelgeyle(14 Ağustos 2020) değişik illerde değişik saat dilimleri açıklandı. Özür dilerim ama onu da anlamıyorum.

Dün bazı illerde açıklanan tebdirler gene +65’e yönelik. Bu bir endişenin göstergesi sanırım. Elinizdeki bilgiler ışığında +65 kayıpları olmasın istiyorsunuz. Zira onlar kolay ölüyor. Bu +65’e yönelik Mart’tan bu yana uygulanan tedbirlerden istediğiniz sonucun alınmadığını göstermiyor mu? Zira sorun +65’i eve kapatarak çözülmüyor.

Sayın Bakan

Ülkemizde iki neslin bir arada oturma oranı yüzde ellinin üstünde. Bu rakam İtalya ve İspanya ile aynı. Biliyorsunuz oralarda da yüksek sayılı ölümler var. (Ama +65 yasakları yok)  Ülkemizde 65 yaş altı işe gidiyor, toplu taşıma kullanıyor ve aldığı virüsü eve hapsedilmiş +65’e getiriyor farkında olarak/olmadan.  Şu anda aynı fabrikalarda üst üste çalışan işçileri aynı minibüse binen 40 kişi ile ilgili önlemleri uygulayamazsanız +65’i koruyamazsınız.  Siz de son zamanlarda paylaşmış olduğunuz vakalarda böyle gençlerin eve virüs taşıdıkları olaylardan bahsettiniz. Yâni  virüsün sokakta  yayılmasını önlemek gerekiyor. +65’in kaybı uzun bir zincirin son halkası. Şimdi okullar açılınca durum daha da vahim hal alacak. Çocuklar aynı evde oturdukları  dedelerine, anneannelerine babaannelerine virüs taşıyacak.  Asker uğurlama, düğünler, Ayasofya’nın açılışı, umre dönüşü kutlamaları,  turizm mevsimiyle birlikte yaşanan yoğunlaşmalar, beach eğlenceleri  vb olaylar yaygının ağırlaşmasını tetikliyor.. Eğlenenler eve virüsle dönüyor. +65’i eve hapsetmişsiniz ne yararı var.  Sivrisinekler çoğalmış siz +65’e cibinlik dağıtıyor gibisiniz.  Mesele sivrisinek odaklarını kurutmak.  

Naçizane görüşüm odur ki virüsle mücadele topyekün olarak yapılmazsa sonuç almak mümkün değil. Lütfen önlemlerde yaş ayrımcığına son verin. Böylelikle ikinci sınıf yurttaş havasına sokulup sanki sorumluymuş gibi ilan edilen  psikoloijik olarak ve zihnen toplumun dışına atılan +65’e sahip çıkın. İnanın ki onlar hayatlarının kıymetini herkesten daha çok ve iyi biliyor. Eve virüs sokaktan geliyor. +65 ile ilgili yasakları kaldırmanız ve sokağı iyi kontrol etmeniz hususlarını görüşünüze arz ederim.

Saygılarımla.

17 Mart 2020 Salı

Tiyatro Eleştirmenleri Birliği ve Mehmet Ergen


Tiyatro Eleştirmenleri Birliği Derneği(TEB) Ekim 2109’da İBB Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmenliği görevine getirilen Mehmet Ergen’in atanmasının İBB Meclisi tarafından reddedilmesi üzerine bir bildiri yayımlamış. Bildiride İBB Meclisi’nin red kararını yeniden gözden geçirmesi gerektiği  belirtilmiş  ve bu dilek kamuoyuyla ile paylaşmak istenmiş.

6 Mart 2020 Cuma

‘Musalla değil Teneşir’ ve Seyretmeme Kararlarımı Nasıl Alıyorum


Bir arkadaşım aradı.  Yaralarım Aşktandır  Maltepe Belediyesi  Dr.Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde sunulacakmış. Belediye davetiye veriyormuş. Arkadaşım davetiye almış. Bana oyun hakkında görüşümü sordu. Ben anlatırken anladım ki  konu ile ilgili bilgilenmiş zaten. Bana ‘Oyunda musalla varmış. Bana öyle sahneler dokunuyor. Tereddüt ediyorum.’ dedi. ‘Nazan Kesal iyi oyuncu. Onun hatırına oyun seyredilir’ dedim. ‘Arkadaşım fazla davetiyem var istersen sen de gel’ dedi. Geçen sezon Oyun Sandalı’nın sahnelediği Furuğ Ferruhzâd oyununu seyretmiştim. Nazan Kesal ile de onlar oyun çalışmasına başladıkları günlerde  kısa bir mesajlaşmamız olmuştu. Ben Furuğ hakkında çok uzun zamandır bir oyun yapma hayâli taşıdığımı söyledim.  (Medyaya yansıyanlara da bakarak  ben hayâlimdeki oyunu  ‘bulamadığım’  için)  seyretmek istemediğimi söyledim. Twitter’da şunu yazdım:

Bir arkadaşım söyledi. Nazan Kesal'in oyununda sahnede musalla taşı varmış. Furuğ bana yaşamı çağrıştırıyor ölümü değil. Musalla da hayata ait değil mi diyeceksiniz muhtemelen. Evet ama Furuğ musalla taşına yakın mı?

19 Şubat 2020 Çarşamba

DAVET EDİLDİĞİN OYUNA GİTMEK


İzlediği oyun sayısını ve tiyatro önlerinde bilet kuyruklarındaki fotoğraflarını paylaşan biri var. Ben çok oyuna gidiyorum biletimi de alıyorum diyor. Arada bir de kredi kartına gelen tiyatro harcamalarınden söz ediyor. Davetiye ile oyun seyredenlere de 'beleşçi, avantacı' diyor. Ben de onun 'obez' gibi oyun izlemesini seçmeden oyun izlemesini anlamsız buluyorum. Dikkat edin lütfen 'izlemek' diyorum. Zira 'seyretmek' farklıdır. 'İzlemek' peşine takılmaktır. 'Seyretmek' seyir hâlinde geminin yâni 'oyunun' içinde olmaktır. Bu arkadaş 'izliyor' bence. Her izlediğini de beğeniyor. Allah selâmet versin.

18 Şubat 2020 Salı

Türk Tiyatrosu'nun Bir 'Yüz'ü


Facebook’da ‘Davet etti. Teksti istedim. Vermezmiş. Vazgeçtim’ yazdım. Bir tiyatro yapıcı ve topluluk sahibi tepki verdi: (İsminden bahsetmeyeceğim. Zira hedefim isimler değil.Türk Tiyatrosu’na hâkim olan düşüncelerdir.)

8 Şubat 2020 Cumartesi

EDİ ile BÜDÜ'nün LAKLAKASI



Her şey facebook’da yaptığım bir paylaşımla başladı. Olayda adı geçenlerin gerçek isimlerini ve onları ele verecek şeyleri gizleyeceğim.  Zira bunlar tipik tepkiler. İsimlerini verip reklâmlarını yapmayayım. Ben seviyeye dikkat çekmek istiyorum. Ayrıca eleştiri yazmanın öyle kolay bir şey olmadığını göstermek istiyorum. Zira yazılanların içinde ‘sopa göstermeler’ 'tehditler' var. Tiyatro yazmaya ilk başladığım zamanlardan beri ara sıra oluyor. Bitmedi.  Bunların anladığı türden eleştiri yazarsanız mesele yok. Damara basarsınız öfke büyüyor. Benim hocam Nurullah Ataç’tır. Aldırmam. Yazdıklarını ibretlik bir levha olarak paylaşayım da tarihe kalsın. Bugün tiyatroda BUNLAR ve bunların şürekası var. Allahtan ekşi sözlük var da bunların ne olduğu biliniyor. Bunlar’a taktığım isimler EDİ, BÜDÜ, EDİK, BÜDÜK falan..

4 Şubat 2020 Salı

Türkiye Tiyatro Birliği ve TOMEB


Sabit Doğan Tamer Levent ile görüntülü bir söyleşi yapmış. Yaklaşık 40 dakika süren söyleşide Tamer Levent Tiyatro Oyuncuları Meslek Birliği’ni(TOMEB) anlatmış. 

Ben nedir diye araştırdığımda ‘tomeb.org’ adresinde bir sayfaya ulaştım. Sayfa en son yapılan genel kurul tarihinde(2010) kalmıştı. Uzun zamandır aktif değil sanırım.