23 Aralık 2014 Salı

Erhan Bey(İBBŞT) SENSİN Kifayetsiz Muhteris!

‘StarSanat’ Gülcan Tezcan’a verdiğin röportajda adımı da geçirerek şunları demişsin.

Tiyatrocu Nedim Saban’ın İstanbul Şehir Tiyatroları’nda sahnelenen Cibali Karakolu adlı oyuna sansür yapıldığı iddialarına ŞT Genel Sanat yönetmeni Erhan Yazıcıoğlu’ndan cevap geldi.
Melih Anık adında bir eleştirmenin ve onu tiyatronun içinden besleyen bazı isimlerin bu türden asılsız iddialar ortaya attığını söyleyen Yazıcıoğlu, “Bu isimler var olma savaşı veren kifayetsiz muhterisler. Hiçbir şekilde burada elini taşın altına sokup iş üretmeyen, yoktan var olmaya çalışan insanlar. Bunlar öküz altında buzağı aradıkları için benim sansürcü olduğum fikrini ortaya atıyorlar. Halbuki en ufak bir baskı görmüyorum” dedi.”

22 Aralık 2014 Pazartesi

İBBŞT Yönetimi! Yanlış yoldasınız geri dönün!



Aşağıdan yukarıya doğru okuyun..

İsimsiz Bir Yönetmene 2

Neyin ne olduğunu anlamayacak kadar zıvanadan çıkmışsın.Sana verdiğim, nerede nasıl kullanacaksan kullan dediğim cevabımı KENDİ bloğumda nasıl kullanacağıma da karışıyorsun. Bunun aslında seni ifşa etmemek olduğunu da anlamaktan acizsin. İsmini yazmıyor olmam mı canını sıktı? Bu söylemine karşılık düzeltme de yapmayacağım. Gecenin bir ânında kendi kendini dolduruşa getirip kontrolsüz yazdığın bu zırvayı da yayımlamayacağım. Zira bu inceliğe değmezsin.

Benim hakkımda teşhiste bulunmuşsun. Kendine illâki 'siz' dedirtmek için çabalayan 'zâtınızın' bu tavrına psikolojide ne deniyor bilmiyorum ama sen bilirsin, kendi teşhisini kendin yap. Tedavini ise bilen ellere bırak aman sen yapma.

İkinci çoğul şahsı kullanıyor olman kullandığın söylemin ikinci tekil şahıs olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Bu ince bir çizgi ama bu farkın farkında değilsin. Bu şuursuzlukla giderek içinde taşıdığın kabalığı dışarı vuruyorsun. Ben senin hak ettiğin cevabı (aslında çok da uzun değil) vermemek için kendimi tutuyorum.
Sana söyledim, hakaret, edeni ele verir. Anladığım kadarıyla kendinden pek memnun değilsin, bu tatminsizlik dışarıya böyle vuruyor. Kendi savaşını seni beğenenler arasında yaşa, bana bulaşma.
Cibali konusundaki sorumluluğuna gelince. Şu anda her şey ortaya çıktığı halde hâlâ kendini olayların dışında tutma gayretin senin sorumluluk anlayışını yansıtıyor. Çalıştığın kuruma ' 'ait' olmadığını düşünmen, yalnız sende olan bir ruh hâli değil. İBBŞT'nın neden bu halde olduğunu ortaya koymuşsun. Zira İBBŞT kadrosunun çoğu aynı senin gibi düşündüğü için İBBŞT bu halde. Bunu tarihe not düşüyorum.
Bu cevabımı da bloguma koyacağım gene 'isimsiz bir yönetmene' başlığı ile. Zira geleceğe kalsın istediğim şey senin ismin değil şahsında tanıma fırsatı bulduğum, zamanın ve İBBŞT'nın ruhu. Bugün ve gelecekte bu yazımı okuyacak insanlar İBBŞT oyunlarında saklı sevgisizliği anlama şansı bulacaktır diye umuyorum.
Bedenen ve aklen sağlıklı olmanı Allah'tan niyaz ederim.

Melih Anık

İsimsiz Bir Yönetmene 1

İyi ettin.
Okudum. Sonra Afişe baktım.. Afişin söylediklerine dair bir iz taşımadığını gördüm. Verdiğin bilgilerle gerçeği öğrendim. Yanlışımı düzeltirim. Bu mümkün. Sen kendini nasıl değiştireceksin?
Senden önce de bana kızan insanlar oldu. Sen hakaret etmeye çalışmışsın. Ben hakaretleri kişileri analiz etmek için kullanırım. Yâni hakaret gayretlerin seni ortaya koyuyor. Kendimi bildiğim için de herkese laf yetiştirecek hâlim de yok.
Ama ey yönetmen hiç değilse hakaret ederken mesleğinden ilham al. Bu kadar kaba, nobran olmak tercihin midir, yeteneğin midir?
Unutma ki ben ne senin ne de başkaları için yazıyorum. Paye, para, puan, alkış da beklemiyorum.
Eğer bu saldırının niyeti gösterini yazarak reklamını yapmamı istemense şunu söylemeliyim ki bana keyf veren şeyleri yazıyorum. Senin gösterin hakkında bu şevki duymuyorum.
Edep öğretecek edepli olmalı..

Melih Anık

21 Aralık 2014 Pazar

Engin Alkan'ın RT'si

Cibali Karakolu ile ilgili duyduğum bir haberi yazıya döktüm Erhan Bey’e(İBBŞT) sorular sordum.
(http://melihanikdokunus.blogspot.com.tr/2014/12/erhan-beyibbst-ya-duzelt-ya-da-git.html)

 Olay ‘twitten twite’ yayıldı. En ciddi(?) cevap, dolaylı yoldan GSY Yardımcısı Engin Alkan’dan geldi. "’ŞT'de fahişe yasağı’ diye avazlananlar benim"ŞEKERPARE" provasında olduğumu ve konunun bir düzine fahişenin arasında geçtiğini de iyi bilir” Birbirimizi takip ediyoruz, okuyacağımı bilmiştir.  İBBŞT repertuarına senaryodan  oyun nasıl giriyor, Şekerpare’nin Türk Tiyatrosu’na katkısı  ne sorularını bir kenara bırakıyorum ama ‘Ben neredeyim sen neredesin Engin Alkan!’ desem haksız mıyım? Ben “Cibali Karakolu’ndaki ‘fahişe’ rolü kaldırıldı mı?” diye soruyorum o bana “Benim oyunumda bir düzine ‘fahişe’ var” diyor.

Kerem Arslanoğlu “abiler o rolü oynayan arkadaşımla konuştum hemde 'matine suare arası' acaba siz yanlış bişey duyup abartıyomusunuz?” diye yazmış, Engin Alkan ‘buldum’ diye atlamış ve bu twiti RT’lemiş.

Ben Kerem Arslanoğlu’na “Demek ki Betül Kızılok Bavli 'Şikayetçi' rolünde kalmış. Çok memnun oldum. Umarım sahnesi de kısaltılmamış, değiştirilmemiştir” diye yazdım, o da bana ‘bahsi geçen bu problemi yaşayan kişi betül kızılok ise onu tanımıyorum.’ diye cevap verdi. Peki Engin Alkan’ın  RT’sinin anlamı ne?



GSY Yardımcısı Engin Alkan gerçeği bilmiyor mu? Elbette biliyor. O halde ‘Böyle bir olay yaşanmadı, iddialar doğru değildir’ demeli ve dedikoduları(?) sonlandırmalı, değil mi? O öyle yapmıyor iddiaları yalanlamak için konuyla ilgili olmayan bir ‘twit’i  RT’liyor. Kendine göre 'kaosu yönetiyor’. Kim ‘avazlanmış’ oluyor bu duruma göre?

Olay bir rolün kaldırılması da değil. Yazımda başka sorular da var. Ama 'fahişe'nin yasaklanması daha medyatik bir konu.

Öte yandan  bu olayla ilgili şöyle bir anlayışı ileri sürenler var. 'Ne olmuş rol kaldırıldıysa daha önce de oldu. Üstüne gitmemeli. Erhan Bey’in(İBBŞT) yerine atanacak biri kuruma daha çok zarar verir. Tiyatroya sahip çıkılmalı vs.'  Bu ‘kol kırılsın yen içinde kalsın’ anlayışı. Doğru mu?

Ben İBBŞT yönetmelik eyleminde sokaklarda en önde olanların şimdi beğenmedikleri yönetmelikle o koltuklara oturmalarını ve de oyunlarda rol almalarını da soruyorum. Kendinize çok mu güveniyorsunuz? İşte yeni bir soru: Siz doluluk oranını arttırırsanız yönetmelik de istediğiniz gibi değişecek mi?

Melih Anık

19 Aralık 2014 Cuma

Erhan Bey(İBBŞT)! Ya Düzelt Yada Git!

Her şey Adras Fedor’un bana yazdığı twitlerle başladı. Cibali Karakolu'nun sahne arkası ‘kaynıyordu’. Ama aslında İBBŞT ‘cehennem kazanı’ idi sanki. Dumanlardan anlıyorum.

Oyun kadrosundan ve İBBŞT’lu arkadaşlardan haber alırım derken haberleri başka yerlerden duydum. Zira İBBŞT çalışanları ketum. Ağızlarını bıçak açmıyor. Bu arada başka şeyler de duydum. En iyi  Erhan Bey(İBBŞT) bilir diye sana soruyorum:

·        Cibali Karakolu’nun  Gala'sından sonra genel prova yapıldı mı?
·         Genel provada bazı sahneler oyundan çıkarıldı mı?
·         ‘Şikayetçi’ rolü ‘orospu’ olduğu için oyundan kaldırıldı mı?
·         Rolü oynayan oyuncuya Ayganuş rolü teklif edildi mi? ‘Oyuncu arkadaşımın rolünü almam’ dediği için kadro dışı kaldı mı?
·         Bir oyuncunuzun memeleri büyük olduğu için göze batıyor diye küçültülmek istendi mi?
·         Oyunun yönetmeni Nedret Denizhan’ın hiç tiyatro eğitimi olmayan kızı Dilay Denizhan oyun kadrosuna alındı mı?
·         Dilay Denizhan önce figürasyonda sonra Zehra rolünde mi oynayacak?
·         Oyun Almanya turnesi yapacak mı?
·         Dilay Denizhan’ın oyuna alınma sebebinin Almanya turnesine götürülmek istenmesi olduğu  doğru mu?
·         Oyuncular yapılan değişikliklerin nedenini sorduğunda SEN, ‘Bilmediğiniz şeyler var’ diyerek üzerinde ‘baskı’ olduğu imasını yaptın mı?
·         Oyunun uzun olduğu gerekçesiyle değişiklikler yapıldığını söylemişsin. Sen ‘Burada Laf Çok’  programında Zihni Göktay’a  ‘Bu akşam oyun ne kadar sürdü?’ derken oyunun uzamasından şikayetçi görünmüyordun? Zihni Göktay da Lüks Hayat’ın dört saat sürmesiyle gururlanıyordu. Ne oldu da oyunun uzamasından şikayet ettiniz? Yoksa bazı sahneleri kısaltarak Zihni Göktay’a tulûat olanağı mı vermek istiyorsun? Zihni Göktay ‘yazılı tulûat’ yapıyor , 'zülf-ü yâre dokunmamaya' çalışıyor, oyunu uzatabilecek gibi de görünmüyor. Kaldı ki oyun ilk hâliyle yaklaşık üç saat. Zihni Göktay ne kadar uzatabilir ki? Dört saatten daha fazla yapamaz emin ol. Yoksa Cibali Karakolu oyununu doğramanızın başka sebepleri mi var?
·         İBBŞT çalışanlarına arada bir mesaj gönderdiğin onları  uyardığın  doğru mu? 'Törpüleme' mi yapıyorsun?

Erhan Bey,
Bilerek mi yapıyorsun bilmiyorum ama şu ana kadarki icraatın hiç de umutlu değil. 100 yıllık İBBŞT, senin tekrarladığın ismiyle Darülbedayi (ki şu andaki hâli ondan çok uzak) için gidişat iyi değil.

Bana öyle geliyor ki kurum içindeki çalışanlar, üst  yönetimin ‘sizden birisini atadık onunla da yapamadınız’ demesinden ve kurum dışından birini atamasından korkarak ‘kan kustuk kızılcık şerbeti içtik’ anlayışıyla susuyor herhalde.(çok iyi niyetli bir yorum) Bu sana karşı gösterilmiş bir hoş görü değil bence öyle anlama.

CNNTürk’deki programda hepinizin Engin Alkan’a karşı gösterdiğiniz teveccüh kurumda asıl yöneticinin kim olduğunu ortaya koydu. Bana öyle geliyor ki Arif Akkaya benimle, Yiğit Sertdemir kendi tiyatrosu ile uğraştığı, kurumun ‘babaları’ (Orhan Alkaya, Ragıp Yavuz, Nurullah Tuncer ) ‘susma haklarını’ kullandıkları (yoksa yönettikleri oyunlarla mı  meşgul?Yada yönetmenlik kadrolarının açıklanmasını bekliyorlar?) sokakların isyankâr çocuğu İŞTİSAN yorgun olduğu için ‘kündeye gelmiş’ bir güreşçi gibi tuş olmanıza dakikalar kaldı.   İyi düşün, böyle giderse, kurumun 101 yıllık tarihinde ‘kurumu tuş eden GSY’ olarak  anılacaksın.

Unutma ki yardımcıların İBBŞT’ndaki yönetmelik krizinde sokakların en cevval eylemcileri idi. Parklarda sabahladılar. Onları ciddi bulan seyirci onların şimdi aynı yönetmelikle koltuklara oturuşuna inanamadı.  ‘Törpüleme yapacağını’ söylediğin  100 yıllık kurumun geleceği maalesef bana üzüntü veriyor.

Sorularıma cevap vermemen kabul ettiğin anlamına gelecektir.

Ya düzelt ya da git!


Melih Anık

Not: 

İBBŞT'da görev yapan, iki çift lafımız olan, oyunlarını alkışladığım tiyatrocular! Susmak size yakışıyor mu?