Neyin ne olduğunu anlamayacak kadar zıvanadan çıkmışsın.Sana verdiğim, nerede nasıl kullanacaksan kullan dediğim cevabımı KENDİ bloğumda nasıl kullanacağıma da karışıyorsun. Bunun aslında seni ifşa etmemek olduğunu da anlamaktan acizsin. İsmini yazmıyor olmam mı canını sıktı? Bu söylemine karşılık düzeltme de yapmayacağım. Gecenin bir ânında kendi kendini dolduruşa getirip kontrolsüz yazdığın bu zırvayı da yayımlamayacağım. Zira bu inceliğe değmezsin.
Benim hakkımda teşhiste bulunmuşsun. Kendine illâki 'siz' dedirtmek için çabalayan 'zâtınızın' bu tavrına psikolojide ne deniyor bilmiyorum ama sen bilirsin, kendi teşhisini kendin yap. Tedavini ise bilen ellere bırak aman sen yapma.
İkinci çoğul şahsı kullanıyor olman kullandığın söylemin ikinci tekil şahıs olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Bu ince bir çizgi ama bu farkın farkında değilsin. Bu şuursuzlukla giderek içinde taşıdığın kabalığı dışarı vuruyorsun. Ben senin hak ettiğin cevabı (aslında çok da uzun değil) vermemek için kendimi tutuyorum.
Sana söyledim, hakaret, edeni ele verir. Anladığım kadarıyla kendinden pek memnun değilsin, bu tatminsizlik dışarıya böyle vuruyor. Kendi savaşını seni beğenenler arasında yaşa, bana bulaşma.
Cibali konusundaki sorumluluğuna gelince. Şu anda her şey ortaya çıktığı halde hâlâ kendini olayların dışında tutma gayretin senin sorumluluk anlayışını yansıtıyor. Çalıştığın kuruma ' 'ait' olmadığını düşünmen, yalnız sende olan bir ruh hâli değil. İBBŞT'nın neden bu halde olduğunu ortaya koymuşsun. Zira İBBŞT kadrosunun çoğu aynı senin gibi düşündüğü için İBBŞT bu halde. Bunu tarihe not düşüyorum.
Bu cevabımı da bloguma koyacağım gene 'isimsiz bir yönetmene' başlığı ile. Zira geleceğe kalsın istediğim şey senin ismin değil şahsında tanıma fırsatı bulduğum, zamanın ve İBBŞT'nın ruhu. Bugün ve gelecekte bu yazımı okuyacak insanlar İBBŞT oyunlarında saklı sevgisizliği anlama şansı bulacaktır diye umuyorum.
Bedenen ve aklen sağlıklı olmanı Allah'tan niyaz ederim.
Melih Anık
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder