17 Haziran 2016 Cuma

Arda Turan Gökhan Gönül ve "Bu Gençler"

İspanya maçı öncesi basın toplantısında konuşan Arda Turan, "Ülkemde ve basında hakaret ve eleştiriye varan cümleler, beni üzüyor. Sıkıntımın ve eleştirimin sebebi bu. Genç arkadaşlarımızın eleştirilmesi beni üzüyor. Haksızlık yapıldığını düşünüyorum. Ülkemde hakaret ve dalga geçmenin eleştiri kıvamına gelmesi beni üzüyor. Genç arkadaşlarımıza bunları yapmak haksızlık." demiş.

Bu sözleri duyan ama  Arda Turan'ı tanımayan biri onun  yaşlı olduğunu sanır. O da 30 yaşında. Genç dediği kimler? Biz 30'larına gelmiş Semih'e de 'genç' dedik yıllarca. Aslında futbol zaten 30'lu yaşlara kadar yapılan bir spor. Yâni "genç işi" bir iş. Arda Turan ustalarından öğrendiğini yapıyor 'düşman' yaratarak takıma gaz veriyor. Bu işin 'master, doktora derecesi sahibi' en büyük ustası da Fatih Terim. Bugüne kadar idare etti. Ama artık 'yemiyor'lar. Fatih Terim de farkında değilmiş gibi yapıyor ama sona geldi. Onun oyundan atılan Emre'yi hakemin gözü önünde çekip  iteklediği fotoğrafı hatırlıyorum. Fatih Terim dışa iyi fotoğraf verir. Onun talebeleri ondan öğrendiklerini mesleklerinin şiarı yaptı. Emre en belirgin olanı. Şimdi Arda almış nöbeti. Neyse asıl söylemek istediğim başka. "Genç arkadaşlarımıza bunları yapmak haksızlık" demiş Arda. "Bunlar" dediği de 'hakaret ve eleştiriye varan cümleler'. "Hakaret"i anladım da "eleştiriye varan cümleleri" anlamadım. Habercinin hatası mı acaba? Bu ülkede gazetecilik de kalmadı. Onu da ucuz paraya çalıştırılan gençler yapıyor. Herhalde şunu anlamak lâzım "hakarete varan eleştiriler haksızlık"tır esas cümle. Zira "futbolcu" da olsa hakaret ve eleştiri arasındaki farkı anlar "bu gençler". "Bu gençler" kim? Milyon eurolarla oynayan, milyon euroluk arabalara evlere sahip "gençler". Onların bir yılda kazandığını ömür boyunca kazanamamış milyonlar var. Son olay Gökhan Gönül. "Artık bu son transferim kendimi de düşünmek zorundayım" demişmiş. Kulübün verdiği ile onun istediği arasında bir-iki milyon dolar var ama kulübün verdiği ile yapacağı son sözleşmesi de dünyalığını yapmaya yeter.(yedi milyon euro) Mesele biraz "öteki kaça oynuyorsa ben de o kadar alırım"dan çıkıyor. "Sidik yarışı" yâni. Bir yere kadar mâkûl karşılanabilir. Hepimiz aynı işi yaptığımız bir başkası ile maaşımızı karşılaştırmışızdır. Ama başkasının yanında çalışan biri "bu gençler" kadar para kazanamıyor. Peki asıl mesele şu: "Hakarete varan eleştiriler gençlere haksızlık mı?" Oyuncunun aldığı para "değeri" belirlemiyor, "piyasa fiyatı" bu. Bu kadar parayı alan "bu gençler" ne yapıyor? Son model araba koleksiyonu yapıyor mesela. Son derece lüks ev(ler) satın alıyor mesela. "Bu gençler"i bir sanat olayında gördünüz mü? Ya da kitap okurken? Hadi ondan geçtim yaptığı  iş ile ilgili para harcadığını duydunuz mu? Fizyoterapist, diyetisten vbden kurulu   bir ekibi var mı mesela? Bir âkil "akıl hocası" var mı? Yok. Para var ama hareketlerine dikkat etmiyor. Kafasının içini doldurmak için çaba harcamıyor. Kazandıkları  paralar o kadar çok ki kendi kariyerlerini tasarımlamak için adam tutabilir. Kendini eğitebilir. Yapıyor mu? Bir kaç istisna dışında yapmıyor. Arda'ya selam söyleyin "bu gençler" deyip durmasın. "Bu gençler" ekibini iyi kursun kendi eksiğini kapatsın. Milyonlarca genç statlarda onlar için kendilerinden geçiyor. Hem de "hiç" için. Onları eleştirenler Arda'nın beklediği gibi eleştirmiyor onları."Hakaret ve dalga geçme eleştiri kıvamına" da gelse aldığın parayı düşün . Ne yaptın da bu paralara kavuştun? Her işin bir zorluğu da olacak tabii ki. Öte yandan işini iyi yapmayan da seyredene hakaret ediyor onu kandırıyor  demektir. Yâni seyircisi ile dalga geçiyor demektir. Sizler bizimle dalga geçiyorsunuz yıllardır.

"Bu gençler"den tiyatroda da var. "Hiç" para kazanıyorlar ama onlar da eleştiriye gelemiyor. Oysa kendi tiyatrosunu kurup sahneye çıkan bir genç şunu demiyor mu? "Ben artık büyüdüm. Bu sahneden beni izlemeye geleceklere dünya görüşümü, fikrimi ileteceğim. Onları etkileyeceğim." Tiyatro yapmak bu demek çünkü. Tiyatrocu gençlerin iddiası daha büyük.  İyi de artık ona da "genç"tir diye müsamaha mı göstereceğiz? "Sert eleştirmeyin hoş görülü olun." deniyor. İyi de "genç" büyük işe soyunmuş tiyatro yaparak dünyayı sarsmaya kalkmış. Onun eleştirisi öyle yumuşak falan olmaz zira iddiası büyük.  Topçunun yaptığı sıradan ama ya tiyatrocunun? Tiyatrocuyu daha sert eleştirmek lâzım, topçuyu ise ciddiye almamak. Zira topçular da yaptıkları işi ciddiye almıyor zaten.


Melih Anık

3 Haziran 2016 Cuma

Sürünün Beyaz Koyunlarına

ITI Hırvatistan Başkanı  Zeljka Turcinovic'e Açık Mektup başlıklı yazımın not kısmında şunu yazmıştım: "Ben sürü içindeki 'siyah koyun' oldum hayatım boyunca. 'Sürü'nün 'beyaz'larına ayrı cevap yazacağım." İşte bu yazı sürünün beyaz koyunları içindir.

Devlet Tiyatroları'ndan iki bürokratın Hırvatistan Seferi ile ilgili mektup medyaya düşer düşmez olay oldu. Ülkemizde hiç bir tiyatro oyunu bu kadar ilgi çekmedi bugüne kadar. Medya cömertçe sayfalarını açtı bu mektuba. Pusuda bekleyen ağızlar ve kulaklar açıldı. Tiyatro konuşuldu, konuşturuldu bir kaç gün. Sansasyon olmasaydı tiyatro konuşulmazdı. Medya her zamanki gibi olayı kullandı, yıprattı ve kenara attı. Tiyatro da güme gitti bir kez daha.

2 Haziran 2016 Perşembe

ITI Hırvatistan Başkanı Zeljka Turcinovic'e Açık Mektup


Sayın Zeljka Turcinovic,

26 Mayıs 2016 tarihli Türkçe mektubunuz Türkiye'de beklenen(beklediğiniz mi desem?) ilgiyi gördü. Zaten kendilerinden haz edilmeyen ve yandaş kabul edilen iki tiyatrocu hakkındaki suçlamalarınız fırsat yarattı  ve daha önceden bu kişilerin temsil ettiği kurum ile ilgili derin yarası kabuk bağlamış olanların kabuklarını dökmelerine neden oldu. Ben bu mektubun tarafınızdan yazıldığını kabul ederek size bir email gönderdim ve bir kaç soru sordum. Medyadan gördüğüm kadarıyla size gönderilen email'lere bir iki saat içinde aynı İngilizce metni göndermiş olmanıza rağmen benim sorularıma cevap vermediniz. Ben de size açık bir mektup yazmaya karar verdim.  İlk mektubunuzu  Türkçeye çeviren kimse  yada Türkiye'deki dostlarınız  benim mektubumu sizin anlayacağınız dile çevirir diye ümit ediyorum.