İspanya maçı öncesi basın toplantısında
konuşan Arda Turan, "Ülkemde ve
basında hakaret ve eleştiriye varan cümleler, beni üzüyor. Sıkıntımın ve
eleştirimin sebebi bu. Genç arkadaşlarımızın eleştirilmesi beni üzüyor.
Haksızlık yapıldığını düşünüyorum. Ülkemde hakaret ve dalga geçmenin eleştiri
kıvamına gelmesi beni üzüyor. Genç arkadaşlarımıza bunları yapmak haksızlık."
demiş.
Bu sözleri duyan ama Arda Turan'ı tanımayan biri onun yaşlı olduğunu sanır. O da 30 yaşında. Genç
dediği kimler? Biz 30'larına gelmiş Semih'e de 'genç' dedik yıllarca. Aslında
futbol zaten 30'lu yaşlara kadar yapılan bir spor. Yâni "genç işi"
bir iş. Arda Turan ustalarından öğrendiğini yapıyor 'düşman' yaratarak takıma
gaz veriyor. Bu işin 'master, doktora derecesi sahibi' en büyük ustası da Fatih
Terim. Bugüne kadar idare etti. Ama artık 'yemiyor'lar. Fatih Terim de farkında
değilmiş gibi yapıyor ama sona geldi. Onun oyundan atılan Emre'yi hakemin gözü
önünde çekip iteklediği fotoğrafı
hatırlıyorum. Fatih Terim dışa iyi fotoğraf verir. Onun talebeleri ondan
öğrendiklerini mesleklerinin şiarı yaptı. Emre en belirgin olanı. Şimdi Arda
almış nöbeti. Neyse asıl söylemek istediğim başka. "Genç arkadaşlarımıza
bunları yapmak haksızlık" demiş Arda. "Bunlar" dediği de 'hakaret
ve eleştiriye varan cümleler'. "Hakaret"i anladım da "eleştiriye
varan cümleleri" anlamadım. Habercinin hatası mı acaba? Bu ülkede gazetecilik de kalmadı. Onu da ucuz paraya çalıştırılan gençler yapıyor. Herhalde şunu
anlamak lâzım "hakarete varan eleştiriler haksızlık"tır esas cümle.
Zira "futbolcu" da olsa hakaret ve eleştiri arasındaki farkı anlar "bu
gençler". "Bu gençler" kim? Milyon eurolarla oynayan, milyon
euroluk arabalara evlere sahip "gençler". Onların bir yılda
kazandığını ömür boyunca kazanamamış milyonlar var. Son olay Gökhan Gönül. "Artık
bu son transferim kendimi de düşünmek zorundayım" demişmiş. Kulübün
verdiği ile onun istediği arasında bir-iki milyon dolar var ama kulübün verdiği ile
yapacağı son sözleşmesi de dünyalığını yapmaya yeter.(yedi milyon euro) Mesele biraz "öteki
kaça oynuyorsa ben de o kadar alırım"dan çıkıyor. "Sidik yarışı"
yâni. Bir yere kadar mâkûl karşılanabilir. Hepimiz aynı işi yaptığımız bir
başkası ile maaşımızı karşılaştırmışızdır. Ama başkasının yanında çalışan biri "bu
gençler" kadar para kazanamıyor. Peki asıl mesele şu: "Hakarete varan
eleştiriler gençlere haksızlık mı?" Oyuncunun aldığı para "değeri"
belirlemiyor, "piyasa fiyatı" bu. Bu kadar parayı alan "bu
gençler" ne yapıyor? Son model araba koleksiyonu yapıyor mesela. Son
derece lüks ev(ler) satın alıyor mesela. "Bu gençler"i bir sanat
olayında gördünüz mü? Ya da kitap okurken? Hadi ondan geçtim yaptığı iş ile ilgili para harcadığını duydunuz mu? Fizyoterapist,
diyetisten vbden kurulu bir ekibi var mı mesela? Bir âkil "akıl
hocası" var mı? Yok. Para var ama hareketlerine dikkat etmiyor. Kafasının
içini doldurmak için çaba harcamıyor. Kazandıkları paralar o kadar çok ki kendi kariyerlerini
tasarımlamak için adam tutabilir. Kendini eğitebilir. Yapıyor mu? Bir kaç
istisna dışında yapmıyor. Arda'ya selam söyleyin "bu gençler" deyip
durmasın. "Bu gençler" ekibini iyi kursun kendi eksiğini kapatsın. Milyonlarca
genç statlarda onlar için kendilerinden geçiyor. Hem de "hiç" için. Onları eleştirenler Arda'nın beklediği gibi eleştirmiyor onları."Hakaret ve dalga geçme eleştiri kıvamına" da gelse aldığın parayı düşün . Ne yaptın da bu paralara kavuştun? Her işin bir zorluğu da olacak tabii ki. Öte yandan işini iyi yapmayan da seyredene hakaret ediyor onu kandırıyor demektir. Yâni seyircisi ile dalga geçiyor demektir. Sizler bizimle dalga geçiyorsunuz yıllardır.
"Bu
gençler"den tiyatroda da var. "Hiç" para kazanıyorlar ama onlar
da eleştiriye gelemiyor. Oysa kendi tiyatrosunu kurup sahneye çıkan bir genç
şunu demiyor mu? "Ben artık büyüdüm.
Bu sahneden beni izlemeye geleceklere dünya görüşümü, fikrimi ileteceğim. Onları etkileyeceğim."
Tiyatro yapmak bu demek çünkü. Tiyatrocu gençlerin iddiası daha büyük. İyi de artık ona da "genç"tir diye
müsamaha mı göstereceğiz? "Sert eleştirmeyin hoş görülü olun."
deniyor. İyi de "genç" büyük işe soyunmuş tiyatro yaparak dünyayı
sarsmaya kalkmış. Onun eleştirisi öyle yumuşak falan olmaz zira iddiası büyük. Topçunun yaptığı sıradan ama ya tiyatrocunun?
Tiyatrocuyu daha sert eleştirmek lâzım, topçuyu ise ciddiye almamak. Zira
topçular da yaptıkları işi ciddiye almıyor zaten.
Melih Anık
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder