27 Temmuz 2016 Çarşamba

Ey Kadıköy Belediyesi! Parkta Tiyatro "Festivali"

Kadıköy Belediyesi  on üç yıldır Parkta Tiyatro Festivali düzenliyor. Bu yıl(2016) ondördüncü festival düzenlendi.  Her yıl festival programı ile ilgili dedikodular yapılır. Süre ve kaynaklar kısıtlı olduğu için doğal olarak seçme yapılması gerekmektedir. Festivale katılanların sayısından daha çok sayıda topluluk festival dışında kalır. Festival programında yer kapanlar memnun susar katılamayanlar da konuşur.  Geçmiş yıllarda Kadıköy Belediyesi ile temas etmiş konuyu anlamaya çalışmıştım. O yıllarda topluluk başına altı bin TL ödeniyordu.  Şimdi ne kadardır bilmiyorum ama tiyatrocular için akmasa da damlar bu maddi tutarın bir çekiciliği olsa gerek.

Festival programı geçen hafta açıklandı. Programa baktım bu yazıyı yazıyorum.

Her şeyden önce Kadıköy Belediyesi'nin seçici kurulunu ve seçme kriterlerini bilmiyoruz. Geçmiş yıllarda oyun seçimlerinde hatta belediyeye  ait salonların tahsisinde rahmetli Tuncay Özinel'in çok etkin olduğu konuşulurdu. Bana kalırsa belediyeler akıl hocasız yapamazlar biri vardır mutlaka.

Ben böyle meseleler karşısında "ben olsam ne yapardım" diye düşünürüm. Gene öyle yapacağım.

Kadıköy belediyesi örneğinden yola çıkarak aslında sorunu tüm belediyeler geneline yaymak mümkün.  Duyduklarımdan yola çıkarak vardığım sonuç şudur ki bu konuda sağ sol tutucu, muhafazakâr, ilerici falan  farketmiyor. Oyun hep aynı.  Belediyenin siyasi yapısına göre ortaya çıkmış aracılar var. Yoksa bile ihtiyaç kurumu doğuruyor(!) Onlar işi pişiriyor. Belediyeye topluluğu kabul ettiriyor sakalını da alıyor. Tiyatro kazanmıyor ama aracı kazanıyor. Diyelim ki işin içinde sakal yok o zaman da kaynak aktarımı söz konusu. Belediyeler yandaşlarına yardım ediyor. Belediyeler tiyatroyu çok seviyor(!). Etkinliklerine bakın çocuk oyunları göreceksiniz. Belediyeler bu konuda çok tiyatrosever(!). Ortada ipe sapa gelmez yığınlarca çocuk tiyatrosu yaptığı iddiasında olan topluluk var. Bence iş ticarete dönmüş.  Öte yandan drama kursları, atölyeler gırla..  Tiyatroya bu kadar meraklı (!) bir toplumda tiyatro kalkınır, uçar ama uçamıyor. İBB Kültür İşleri Dairesi mesela konservatuvar kurma hazırlıkları yapıyor.  Belediyeye mi kaldı tiyatro konservatuvarı açmak? Eskiden çok eskiden sahipsiz kalmasın diye belediye sahiplenmiş. Ama Türkiye kurumları oluşturulmuş bir ülke artık. O kurumların iyi çalıştırılması yerine herkes kendine göre düzen kurmaya kalkarsa bunun sonu ne olur? (Tiyatro sevgisinin çokluğu da gözlerimi yaşartıyor. Tiyatro konservatuvarı  açmaya hazırlanan bir kurum elindeki 100 yıllık kuruma sahip çıkamıyor. 100 yıllık kurum sırat köprüsünde!)  Mevcut konservatuvarlardaki eğitimi beğenmiyorlar. Kendi konservatuvarında kendi dilediği eğitimi verecek. "Kendi dilediği eğitim" ne? Belediyeyi şu anda bir siyasi görüş yönetiyor olabilir ama belediye gelirleri içinde herkesin payı var. Salt yandaşlar değil tüm seçmenler belediyeleri yönetenlere şehri emanet etmediler mi? Herkes yüzde elli oy alınca şehrin sahibi oluveriyor. (Öte yandan 100 yıllık kurum da sözüm ona bir ruhu yaşatmak amacıyla oyuncu kursu açıyor! Saçmalayan saçmalayana!)   Bu sakat anlayışlar örneğin bir festivale topluluk seçerken de ortaya çıkıyor. Belediyeler tiyatro sanatının stratejik kararlarının verildiği makamlar olmamalı, olamaz da. Belediyeler oyun seçerken tiyatroya yardım etmeyi değil millete hizmet etmeyi düşünmeli.  Kadıköy Belediyesi bunu aklında tutmalı. Festivali düzenlemesi iyi ama oyun seçimi şaibeli. Bence geçen sezonun en çok sahnelenmiş oyunlarını seçmeli. Bu şekilde işi de kolaylaşır dedikoduları da keser. Parkta Tiyatro Festivali 'en çok seyredilenlerin' meydanı olur. Böyle düşündüğümde bu yıl ki festival programı dışında kalan oyunlar  ve de yukarıda bahsettiğim  kritere uymayan oyunlar görüyorum. Yapılması gereken bu mudur? Bence değil.

Bu yazı içinde bir konuya da dokunayım.   Kadıköy Belediyesi oyun yarışması açmış. Dereceye giren oyunlar kitap hâlinde basılacakmış. Jüri uygun kişilerden oluşturulmuş ama Belediye'nin amacı ne anlamış değilim. Görevi midir emin de değilim. Yıllardır alanında tek olan ve türlü fedakârlıklarla bu işi sürdüren bir yayınevi var, Mitos Boyut. Belediye iş yapmak istiyorsa ona destek olsun. Ama Kadıköy Belediyesi,  İBB Kültür İşleri Dairesi'nin yaptığı gibi en iyisini biz yaparız anlayışı ile oyun yarışması yapmayı da  kitap basmayı da kendi görevi sayıyor. Dostlar alış verişte görsün. Bu işi ne kadar götürürler belli değil. Hatırlayın Şişli Belediyesi de Muhsin Ertuğrul Ödülü tesis etmişti. Ne oldu?

Öte yandan Kadıköy Belediyesi kendine ait sahneleri Devlet Tiyatrosu'na açtı. Üstüne üstlük özel tiyatrolardan kiralama bedelini de arttırdı. Bu özel tiyatrolara darbe oldu. Ey Kadıköy Belediyesi! Tiyatroyu sevdiğinden şüphedeyim ama diyelim ki seviyorsun ama işi bilmiyorsun hiç değilse bir bilene danış. Senin görevin seçim bölgendeki -sana oy versin vermesin-  tüm yurttaşlara tiyatro götürmek, tiyatro sanatına yön vermek, tiyatro yoluyla halkı bilinçlendirmek değil. Zaten yapamazsın da..


Melih Anık

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder