26 Kasım 2012 Pazartesi

Mimesis’in “Eylemliliği”


Mimesis “Tiyatrocuların Eylemliliği” başlıklı bir editör yazısı yayımlamış. Kim yazmış? “Editör”. Editör kim? “Duruma göre değişiyor. Kimin eli ererse. Ama diğer editörlerle konuşuyor.” (Bana daha önce verilen cevaba göre ben verdim sorduğum soruların cevaplarını.) Yâni “nöbetçi editör” yazmış yazıyı. Ama “Editörün ismi yok!” "Ortak akıl"  herhalde! 

Ben ne söylediğine değil nasıl söylediğine bakacağım “Editör”ün?
Duru Tiyatro’nun durumu için yetkililer kira ve elektrik giderlerinin uzun süredir ödenmediğini ifade ederken, Beyoğlu Belediyesi Muammer Karaca Sahnesi’nin depreme dayanıklı olmadığını ifade ediyor” ifadesi bunun için uygun bir örnek.

Yani bir taraftan “iki tiyatro mekânsız kaldı” derken diğer taraftan da birinin borcu vardı diğerinin binası da tehlikeli idi gibi bir “nesnel”(?) yaklaşım “göstereceksiniz”, hemen arkasından “Sorulduğunda son yıllarda ne kadar çok sahne açıldığını rakamlarla gözümüze sokan bu anlayış, bu sahnelerin kullanımı için gereken eş-dost bağlantılarını veya talep edilen ücretleri söylemeyi unutuyor” diyerek “birilerine” “çakacaksınız”! Kim onlar? Borcunu ödemeyen Duru Tiyatro ve tehlikeli binada oturan Dostlar Tiyatrosu’nun isimlerini açıkça verirken “son yıllarda ne kadar çok sahne açıldığını söyleyen ama kullanımına sıra gelince yüksek ücret talep edenleri” “es” geçeceksiniz, öyle mi?

Sonra da “Velev ki bunlar doğru olsun”!  

Biz de size “aslan çocuklar” mı diyeceğiz?

Ardından “kendi sorununu şu ya da bu şekilde çözdüğünde işine gücüne dönüyor” diyerek tiyatroculara “çakacaksınız” ama gene “ortadan”. Kim o tiyatrocular? Hepsi mi? İsmi olmayan “Editör”  “çaktıklarını da isimsiz bırakmış”!

En sonda da bilgece(?) bir bitiş cümlesi: “süre giden sessizliğe bakarak bu konunun da kısa sürede unutulacağını söylemek kehanet olmayacak.”

Peki siz ne güne duruyorsunuz? Unutturmamak sizin göreviniz değil mi? Siz –artık nasıl olursa- ses çıkarsanıza!

Ama bir yazı içinde bu kadar “slalom yapan”, “hem nalına hem mıhına vuran” Mimesis, kendini kurtarmış, "balkona çıkmış" (!)

Haldun Taner için aklınıza geleni yazdınız. Birkaç yazı da bunun için yazıverin canım! Ama "editörün ismi olsun"!

Sevsinler sizi! Sizin “eylemliliğinize” ne demeli?

Melih Anık

1 yorum:

  1. Not : Editörün, yazarın ismini yazın ki eldivenimiz ait olduğu yüzü bulsun!

    YanıtlaSil