TEB’in mesaj adresinden gönderilen “Son günlerde bir sosyal ağ sitesinde ve bir gazetede tiyatro
ödüllerinde ‘üç kurumun jüri başkanlığını yaptığı’ gerekçesiyle eleştirilen
Birliğimiz başkanı Üstün Akmen'in yazılı açıklaması aşağıdaki linkte
bilgilerinize sunulmuştur” mesajı ile
TEB Başkanı’nın Tiyatro Dünyası portalinde yayımlanan “zorunlu açıklaması” duyurulmuş.
Her şeyden önce şu soruları sormamız gerekiyor:
TEB’nin portali varken açıklama neden Tiyatro Dünyası
portalinde yayımlandı? Bu TEB Başkanı’nın kişisel konusudur denildiği için mi? TEB’in
Başkanı’nın yaptıklarının hangisi kişisel hangisi kurumsal nasıl ayıracağız?
Eğer bu Üstün Akmen’i ilgilendiren “kişisel” bir konu ise
TEB neden kendi mesaj adresinden duyurdu? Eğer bu kişisel bir konuysa mesajda
niçin “Birliğimiz başkanı” ifadesi kullanıldı?
Bunlara “ayrıntı” derseniz, tiyatro camiasının neden “kurumsallaşamamasından”
da yakınmamanız gerekiyor.
Mesajda kapalı geçen “sosyal ağ” twitter, “gazete” Birgün. Üstün
Akmen’e yönlendirilen eleştiriler de sadece
“üç kurumun jüri başkanlığını yapması”
ile sınırlı değil. Bu “üstü kapalı ifade”ler Üstün Akmen’in “zorunlu kaldığı
açıklaması”nın içeriği kadar imalı ve kapalı. Hedef ortada, kim üstüne alırsa
onun üstünde kalacak. Üstün Akmen’in jüri üyeliği kapsamında konuşanlardan biri
olarak ben memnuniyetle bazı şeyleri üzerime almaya hazırım. “Bir olgunun aslını astarını bilmeden,
araştırmadan soruşturmadan saldırıya geçmeyi ‘cahillikten kaynaklanan
terbiyesizlik’ olarak değerlendiren Üstün Akmen’in kendisini ilgilendiren “olgu”ları
bilip bilmediğini ortaya çıkarmak da görev oldu.
TEB adresinden gelen mesajda Başkan’ın ‘üç kurumun jüri başkanlığını yaptığı gerekçesiyle eleştirilen Birliğimiz başkanı
Üstün Akmen'in yazılı açıklaması” deniyor ama “zorunlu açıklama” bu konuya
kendince değiniyor. Üstün Akmen bize LİONS Ödül jürisindeki görevini anlatıyor, “zorunlu kaldığı açıklama”sında diyor ki: “Lions üyeleri tarafından belirlenen aday listesini
incelediğimizde Sadri Alışık jürisinde değerlendiremediğimiz ya da diğer ödül
kurumu Afife’nin 33 kişilik seçici kurulu tarafından da görülmeyen/görülemeyen
kimi oyuncu adaylarına haklarını bir nebze dahi olsa vermek olanağını
yakaladığımız için Lions’un davetini sevinerek kabul ettik, nihai seçici kurulu
böylece oluşturduk”
Lafın özü şu: “Ödül(boncuk)
vermek istediğimiz çok aday vardı, Lions listesi bizim gönlümüzdekilerle uyuştu
biz de orada görev aldık. Zaten bu işi yapmak için yeterliyiz. Biz en az 60 oyun
seyrettik.” Bu ifadeye aklıma gelen ilk tepki şu: “Sen süt annesi misin?” Öyle ya sütün var diye sütü kesilen her
annenin çocuğuna süt vermek zorunda mısın? Sütün düşündüğün kadar çok mu? Sütün
her çocuğa yarar mı?
Bir zamanlar patronum olan Şarık Tara derdi ki “Ekipmanları çalıştırmak için ikinci, üçüncü
vardiya yapın. Böylelikle onlardan daha çok yararlanırsınız.” Ekipmanların yıpranma
süreleri kısalır ama amortisman süreleri aynı kalacağı için o sürede ekipman
daha çok üretmiş olur. Eski “Mali ve
İdari İşler Müdürü” olan Üstün Akmen ne
dediğimi herkesten çok anlamıştır. Zaten bir yazıdan iki yazı çıkarma marifeti
de vardır. Ama şunu o çok iyi biliyor ki tiyatro camiasında bu “işlemez” o da
elinde “tuzluk” ya da “süt” her jüriyi tatlandırmak için koşar da kimse “bişeycikler”
demez. Zaten tüm yaşananlar da bundan ileri gelir. Oyuncu ödül sever, ödülü
vereni daha çok sever.
Bu noktada tuhaf bir şey de var. SAKM jürisinde aday
belirlenen ama ödül alamayanlar ne olacak? Bir an için Üstün Akmen gibi
düşünelim. Mantıklı olan, ödülü
veremediğin diğer adaylara ödül vermektir değil mi? Oysa LİONS önüne farklı bir liste koyuyor. Üstün Akmen herkese
boncuk dağıtmaya çalışıyor, “o adaylar da
gönlümüzdeydi, SAKM ‘de değerlendirememiştik ama LİONS almış. Şimdi orada
değerlendireceğiz.” Bu düşünce
biçimi sizi dördüncü jüriye götürür. Sonra beşinciye, altıncıya… Zira hep dışarıda
bırakılmış birileri kalır. Oyunun kuralı, seyrettikleriniz içinden ilk üçü seçmektir.
Oysa “Üstün Akmen ve jüri ekibi”
adayları üçten dörde, beşe,altıya çıkarıyor ve onların içinden ikiyi seçiyor. Ayrıca ilk üçü siz
belirlemişsiniz diğerini başkası. Nerede kaldı “seçmenin etiği”? Demokrasimizin gereği seçim sistemi de böyle ama kontrol
edebildiğimiz alanlarda doğrusunu neden yapmıyoruz?
İki ödül arasındaki diğer farkları ve olası sonuçları ise gelecek yazımda anlatacağım.
Ben mühendislik okudum. Kafam değişik çalışıyor. Bana LİONS’dan
böyle bir öneri gelse ne yapardım diye düşündüm.
Bir kere benim değerlendirmem seyrettiğim oyunların içinden
seçtiğim adaylarla sınırlı olurdu. Aday liste tüm listenin "mütemmim cüzü"dür(ayrılmaz parçasıdır). Kontrol etmediğim listenin sorumluluğuna atlamazdım. Belirlemediğim tüm listenin içinden seçilen adaylar beni tatmin etmezdi. İlk seçimimi açıklamışsam(içinde yer aldığım
jürinin açıklanan listesi ‘benim’dir) Üstün Akmen gibi mazeret üretmezdim.
Aslında ikinci bir jüride yer almazdım. Başkasının seçtiği adaylara oy vermezdim.
Hadi diyelim ki kıramadım, Lions’a dayanamadım “jüri başkanı”
olmak hoşuma gitti (benim için geçerli değil ) Lions’a sorardım : Yönergeniz ne? Nasıl seçim yaptınız? Oyun
listesini nasıl belirlediniz? Aday listesi mi hazırladınız? O listeyi verir
misiniz? Oylamaya katılanlar o listeden mi
seçti yoksa herkes kendi seyrettiğine, seçtiğine mi oy verdi? Kaç
kişilik bir oylama yapıldı? Oylama sonucu çıkan ilk uzun liste sonucunda tüm
sıralama nasıl çıktı? Son 3 aday nasıl belirlendi? İnternet üzerinden mi oylama yapıldı? Oylamanın güvenirliği nasıl sağlandı? Biraz
daha ileri gider araştırırdım: Lions
geçen senelerde nasıl seçim yapmış? O seçimlerin sonucu ne kadar âdil ve yankısı ne olmuş?
Listeyi gördükten sonra “en az 60 oyun seyretmiş” ekibimle değerlendirme
yapar, ortaya çıkan durumu tartışır, fikir birliğine varmışsak seyretmediğimiz
oyun var mı ona bakardım. Yâni önemli olan TÜM listeden yapılmış seçimdir. Çünkü bence “haysiyet”, önünüze konandan seçim yapmak değildir.
Bu soruları sadece kendimin değil jüri başkanı olarak
ekibimin “haysiyeti” için de sorardım. Zira jüri başkanı aynı zamanda ekibin
sorumluluğunu taşır, onlara kötü bir şey gelmesin diye uğraşır. Aslına “benim” değil
“bizim” yıpranmamız üzerinde dururdum.
Ben, “gerekçesiz iş yapmadım” diyen Üstün Akmen’den, herkesten
“şeffaflık bekleyen” TEB Başkanı’ndan, süreci, Lions listesini anlatmasını, açıklamasını
bekliyorum.Şimdi Üstün Akmen'in Lions Ödül Jürisi Başkanı olması tüm soruları sorduğu ve de araştırma yaptığı anlamına gelir ve Akmen o süreci açıklamak zorundadır. Şu ana kadar sorduğum sorulara
cevap vermeyen Üstün Akmen’in önüne twitter’dan
yazdığım ama cevapsız bıraktığı sorular, gelecek yazımda toplu halde çıkacak.
“Beni, ödül kurumunu
ve ödül alacak sanatçıları yıpratacaklar da ne kazanacaklar” diyerek
cepheyi genişletmeye çalışan Üstün Akmen bilmelidir ki benim mücadelem öncelikle
tiyatronun haysiyeti içindir.
Melih Anık
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder