3 Ocak 2012 Salı

Medyadaki Tiyatrocunun Görünüşü

Tiyatrocular için kendilerini ve oyunlarını medyadan anlatmanın ne kadar önemli olduğunu tahmin edebiliyorum. Belki de o nedenle çağrıldıkları program,saat seçmeden tv'lere gidiyor, her röportaj çağrısına olumlu cevap veriyorlar. Çoğunlukla program ya da röportaj yapanın düzeyine, amacına bağlı olarak kendilerini anlatabilme şansına kavuşuyorlar. Programı ya da röportajı yapan "tiyatrosuz" bir ömür sürdüğü ayrıca bunun farkında olmadığı ve bundan rahatsızlık duymadığı ve de kendini bir "şey" sandığı için "tiyatrosuz" sorular soruyor, espriler yapıyor. İyi niyetli olan çabalarla da olsa sonuç medyatik "klişe"lere dönüşüyor. Programcının tahsili, yazarlığı vb de farketmez, "tiyatrosuzlar" hep birbirine benzer! Hani bir söz vardır "Aptallarla konuşmayın dışardan fark anlaşılmaz" diye yani aptal ile aptal görünür insan. Lisan konuşurken de böyle bir durum vardır, karşınızdaki örneğin İngilizceyi kötü konuşuyorsa sizin İngilizceniz de bozulur, bebek anlasın diye "agucuk" yapan durumuna düşersiniz.


"Oralar"da oldukları için suçlayamam ama ön hazırlık yapmadıkları ve neyi nasıl söyleyeceklerini planlamadıkları  için tiyatroculara sitem edebilirim. 


Programcıya, röportaj yapana lafı dengine getirip en son ne zaman ve hangi oyunu seyrettiğini, ne anladığını, okuduğu kitabı sorun meselâ. O "agu gugu "yaparken siz kendinizi anlatırsınız.


Melih Anık

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder