21 Haziran 2012 Perşembe

Oyun Atölyesi ! Özür Dile ve Bilet Paralarını İade Et!


20 Haziran 2012 gecesi Enka’da Oyun Atölyesi  Antonius  Kleopatra oyununu “oynadı”.  Aslında Oyun Atölyesi seyirciye “oyun oynadı” demek daha doğru.

Oyunun metnini ve ilânlarını  bilenler için oyun başladıktan sonra yaşanan tuhaflık belliydi ama daha önce Oyun Atölyesi’nden başka  Shakespeare “katliamlarını” gördüğüm için “dur bakalım” dedim. Oyunun ilk yarısında Enobarbus yoktu. Gene “dur bakalım” dedim.  Oyunun ikinci yarısında da olmayınca “rezalet”i fark ettim. O gece oyun, program dergisinde gösterilen 12 kişiye rağmen sahnede 11 kişiyle oynandı, Enobarbus ve Köylü karakterlerini oynayacağı ilân edilmiş Kevork Malikyan sahnede yoktu. Onun oynadığı Enobarbus karakteri ve sahneleri oyundan çıkarılmıştı Köylü karakterini ise Emre Karayel oynadı.

Enobarbus, Antonius Kleopatra oyununun mihver karakterlerinden biri. Zaten bu nedenle, önceden yapılan “büyük” duyurularla Kevork Malikyan “transfer edildi” yurt dışından. Galiba Globe yönetimi de kendisini tanıyor. Ona “Globe regular” diyorlar. Michael Billington’un 28 Mayıs 2012 tarihli yazısından (http://www.guardian.co.uk) K.Malikyan’ın oyunda olduğu anlaşılıyor. Yani Globe’da Malikyan ve Enobarbus sahnede ama Enka’da yok. Türkiye’deki bazı gösterilerde Malikyan’ın olduğunu Seçkin Selvi’nin  Milliyet Sanat- Haziran 2012;  Ece Saruhan’ın  Habertürk, 09.05.2012 tarihli sayılarındaki yazılarından anlıyoruz. Benim hatırladığım kadarıyla  Oyun Atölyesi’nin internet sayfasında o tarihlerde açıklanan kadrosunda Malikyan vardı, şimdi kaldırılmış, rol dağılımı da yok. Bu da bana “cinlik” gibi geliyor. Aleyhe açılacak bir dava karşısında “Bizim internet sitesinde Kevork Malikyan gözükmüyor ki” denebilir. 20 Haziran 2012 gecesi Enka Oditoryumu’nun kapısında satılan kadroda Kevork Malikyan’ın adının olması da kanıt sayılmaz.  Sonuçta “Ne yani size Enobarbus’u gösterceğiz diye garanti mi verdik” deseler yeridir. “Bu KA yorumudur. Karakterleri gösteriden gösteriye kaldırabilir”

Ama internet sayfanızda  “23 Nisan - 10 Haziran 2012 tarihlerinde Londra Olimpiyatları’nın bir bölümü olarak düzenlenen ve Shakespeare’nin 37 oyununun 37 değişik ülke tarafından oynanacağı Shakespeare’s Globe's 2012  International Shakespeare Festival’ine  Türkiye’yi temsilen davet edilen Oyun Atölyesi 26-27 Mayıs tarihlerinde Londra’da Shakespeare’s Globe’da Antonius ile Kleopatra oyunuyla seyirci karşısına çıktı.” (http://www.oyunatolyesi.com/haberler/antonius-ile-kleopatra) diyorsanız zımmen oradaki kadroyu da açıklamış ve onaylamış olursunuz.  Ayrıca yapılan bir röportajda “Kevork yeni katıldı” diyorsanız (http://mimesis-dergi.org/2012/04/%E2%80%9Cshakespeare%E2%80%99i-hic-anlamamislar%E2%80%9D/) artık kendinizi “bağlamışsınız” demektir.

Bu yazıyı yazarken öğrendiğime göre meğerse Kevork Malikyan  Globe'a kadar her oyunda oynamış ama Globe turnesinden önce, “Bilmiyorum, Globe'a gelmeyebilirim” demeye başlamış. Oyun Atölyesi, Globe'a gitmeye 3 gün kala, “Eğer gelmezse ne yaparız”  endişesiyle “oyun nereden nereye bağlanır” provası yapmış.(Yani Enobarbus’suz senaryo zorunlu olarak ortaya çıkmış.)  Kevork Malikyan, Globe'daki provaların hiç birine gelmemiş ama temsile çıkmış. Türkiye'ye döndükten sonra hiç bir açıklama yapmadan oyuna gelmemiş. Kısacası 30 Mayıs’tan bu yana Kevork Malikyan  oyunda değilmiş. Haziran ayı içindeki 13 gün(Oyun Atölyesi takvimine göre düzeltme: dokuz gün) Oyun Atölyesi Antonius Kleopatra’yı Kevork Malikyan olmadan sahnelemiş. Buna İKSV Tiyatro Festivali’ndeki gösteriler de dahil. “Antonius ile Kleopatra, 26-27 Mayıs’ta, Londra’da, “Shakespeare’s Globe’s 2012 International Shakespeare Festival”inde Türkiye’yi temsil edecek; 1-2 Haziran 2012’de de İstanbul Tiyatro Festivali’nde seyirciyle buluşacak.” diyen ve zımmen Globe kadrosunu “garanti ve ilân eden” İKSV Tiyatro Festival’i Yönetimi  bu değişikliği duyurmuş mu? Festival sponsorları Aygaz, Opet ve Tüpraş’ın bilgisi var mı? Seyirci kendisine “seyrettirilenin” ne olduğunu biliyor mu? Seyrettikten sonra “bu işte bir terslik var” demiyor mu? İKSV’nin Tiyatro Festivali tam bir “festival” yani. İyi de tiyatro adına bu olanlardan kimin haberi var? İnternet sayfaları, dergiler, yazılı basın, görsel medya ne yapıyor?  Herkes “uyuyor mu?”

Bu duruma bakınca dilim tutuluyor. Türkiye Tiyatrosu hakkında “eşsiz” fikirleri olan bir tiyatrocu, gelmeyen oyuncu yerine yeni birini hazırlamak yerine, karakteri oyundan çıkarıyor, “sahne sahneye nasıl bağlanır” provası yapıyor. 30 Mayıs’tan bu yana geçen 20 günde yeni bir Enobarbus hazırlamayı düşünmüyor. Belki de kendini bu Enobarbus'suz da olur diye yeni duruma alıştırıyor ya da yeni duruma yeni bir yorum giydiriyor. Oysa yeni bir Enobarbus bulmak daha kolay ve etik! İKSV Tiyatro Festivali’nde, ilân ettiği kadro ile oynamıyor. Alan razı satan razı!

Bu eşsiz fikirli tiyatrocu ne diyordu. “Hepsini atacaksınnnn. Sözleşmeli oyuncu oynatacaksınnnnn” Sen neden oyuncunu sözleşmeyle “bağlayamadın” be canım! Hadi diyelim ki oyuncu disiplinsiz ve elinde tutamıyorsun, karakteri oyundan neden çıkardın? Yaptığın rejinin anlamı ne?  Reji yapmak, “giden”in karakterini ve sahnelerini oyundan çıkarmak mıdır? Madem başlangıçtaki rejinde vardı (ki reji bir matematiktir) çıkarınca bu matematik nasıl şaştı? Reji yapmak “lego dizmek” midir?

Ama eminim ki şu da söylenecek. Yönetmen Enobarbus’u koymak zorunda mı? Hayır değil! Ama koymuşsan ve 30 Mayıs’a kadar o rejiyle oynamışsan, o rejiyle eleştiri ve alkış “toplamışsan”, çıkarmayacaksın, çıkaramazsın.  

Hadi diyelim ki o sıralar kafan başka şeylerle çok meşguldü, tiyatronla ilgilenemedin, olan oldu. Oyun gecesi gösteriden önce sahne önüne çıkıp bu durumu neden seyirciye anlatmadın? Hadi sen anlatmadın kadrondaki 15 kişiden herhangi biri “ayıptır” da mı demedi? Dedi de dinlemedin mi? Hem de bunu sadece Enka akşamı değil, Haziran ayı içinde tam 13 kez tekrar ettin. Babanın ölümü de değil mazeretin!

Hadi internet sayfanda Kevork Malikyan’ı sildin. Kapıda sattığın program dergisindeki kadroyu düzeltmek de mi aklına gelmedi? Enka Kültür Sanat’ın sayfasındaki kadroda Kevork Malikyan var. (http://www.enkasanat.org/etkinlik-detay.asp?ID=1) Enka bu kadroyu kimden aldı? Globe’un sayfasında Kevork Malikyan var. Hani “muhatabın seyirci” idi? Seyirci için bir açıklama yazdın da yayımladın, yayımlattın mı?

Globe’u da  “kendince” bulduğun çözümle(?) geçiştirmek istemişsin ama şansın yaver gitmiş oyuncu temsile çıkmış. Yoksa onları da kandıracaktın. İyi de Türkiye’deki seyircinin senin için “beş paralık” değeri de mi yok? Hadi senin için “kutsal” yok, “etik” değerlerin nasıl?

İşin bir başka yönü de şu: O akşam Enka’da oyunu seyreden  tiyatro eleştirmenleri ve ödül jürilerinin anlı şanlı üyeleri var. Onlar durumun farkında değil ya da farkında ama “susmayı” tercih ediyorlar. Attığım tweet’lere beni takip eden tiyatrocular gözlerini yumuyor, bir ikisi dışında. TEB ne der bu işe? Oyun hakkında eleştiri yazanların tepkisi ne olacak? “Haber veren” http://mimesis-dergi.org/ haberi verebilecek mi? Gelecek sene bize sahne vermezler mi diye endişelenecek?  Ya http://www.tiyatrodunyasi.com? http://www.tiyatronline.com/ , “elini taşın altına koyan” http://www.tiyatrodergisi.com.tr , İKSV ne diyecek? Oyun Atölyesi’nin Moda’daki sahnesini kullanan tiyatrocular ne diyecek bu işe? “Susmayan tiyatrom" ne yapacak? Unutmayın ki meslektaşından sorumludur herkes. Zira toplum gözünde mesleğin imajı herkesi ilgilendirir. Ama bu kadar zaman ses çıkarmayan şimdi mi çıkaracak!

 Globe’da oynadık diye “kasıldığın”  oyunu, o rejiyle oynamamışsan o zaman ya kasılmayacaksın ya da nedenini açıklayacaksın, özür dileyeceksin. İlân ettiğin “mal”ı ilân ettiğin gibi sunamamışsan bu “ayıplı imalât”tır. Tiyatroya “iş” diyorsan, ticari tarafını da ciddiyetle düşüneceksin, taahhüdüne bağlı kalacaksın. “Mal”ı ilân ettiğin evsafta sahneye yani “pazar”a süreceksin. Son bir aydır ilân ettiğine uymayan bir gösteriyi sunan Oyun Atölyesi bilet paralarını iade edecek mi? Özürlü mal sunan İKSV bilet paralarının iadesi hakkında ne düşünecek?

Olacak olan şu: Oyun Atölyesi “Benim muhatabım seyircidir” diye bir bildiri yayımlayacak ve “zaten Enobarbus’lu Enobarbus’suz iki reji hazırlamıştık, o gece Enobarbus’suz olanı oynadık. her karakteri de kullanmak zorunda değiliz.” diyecek. Müteahhit, gerektiğinde gerekli gördüğü değişikliği yapma hakkına sahiptir ya tiyatro ticari bir iş ya, aynı gayrimenkul satışı gibi. Adamlar beni bile aştı! “Yut gitsin!”  YUTACAKSINIZ!

Ya benim “güzel” seyircim? Ne seyrettiğini bilmeyen, önüne ne konarsa kabul eden güzel halkım benim!  Ben sana ne diyeyim?

Melih Anık

5 yorum:

  1. Benim merak ettiğim bir husus şu:

    Bir oyun farklı versiyonlarla oynanabilir. Gösterinin tamamı düşünüldüğünde sonuç ne oluyor? Eleştirmen gözüyle baktığınızda, seyrettiğiniz oyunun durumu nedir?

    YanıtlaSil
  2. Bu soruya Oyun Atölyesi’nin Antonius Kleopatra’sı temelinde cevap vermek isterim. Zira ben o oyun bağlamında itiraz ediyorum. “Avangard” sayılan pek çok oyun sahnede nasıl gelişiyorsa öyledir. Hatta bazen ne seyredeceğini nasıl seyredeceğini bilmeden girersin salona. Yani oyuncu her hangi bir anlamda “söz” vermemiştir. Seyirci için “ne çıkarsa bahtına”dır.
    Burada şunu belirtmem gerekir, röportajlar, yönetmen, oyuncu tarafından her türlü açıklama da “oyuna dahil”dir. Zira bir bakıma seyirciyi yönlendirir, “ağzının suyunu akıtır”. Seyirciyi davet ederken ne göreceğini önceden anlatır, istersen buna “vaad eder” diyebiliriz.
    Oyun Atölyesi oyun üzerine “çok” konuşmuş, karakterlerin önemini belirtmiş. Antonius Kleopatra’da önceden yapılan açıklamalarda oyundaki rol dağılımı verilmiş; yapılan röportajlarda oyun anlatılmış. Oyunun süresi açıklanmış. Yani her ifade oyunu “sabitlemiş” durumda.
    Bu kapsamda oyunda Enobarbus olacağını biliyorum örneğin. O rolü Kevork Malikyan oynayacak. Aynı şekilde Kleopatra’nın Zerrin Tekindor, Antonius’un Haluk Bilginer tarafından oynanacağını gitmeden biliyorum. Belki de oyun seçimimi bu iki oyuncuyu seyretmek için yapmışım. Oyun Globe’da oynamış. Bana reklâmını öyle yapıyor, hatta biraz da “şişiniyor”, 1800 kişi ayakta alkışladı diyor. Ben de merak ediyorum Londra’da ayakta alkışlanan oyun neymiş diye(meselâ). Oyunun kadrosuna bakıyorum.
    Türkiye’de karşıma çıkan oyun Globe’da sergilenen değil. Kevork Malikyan (ki başta üzerine çok reklâm yapılmış) yok. Hadi diyelim ki oyuncu ile bir türlü anlaşmazlık yaşanmış. Oyuncu inat ediyor sahneye çıkmıyor. Yönetmenin, oyuncu oynamıyor diye onun canlandırdığı karakteri oyundan çıkarma yetkisi olmalı mı? Rejinin, mizansenin, dramaturginin önemi yok mu? O karakterle kurduğun düzen gereksiz miydi? Her karakter bir başkası ile anlam kazanmıyor mu? İngilize öyle oynadın , alkışı, övgüleri öyle topladın. Sonradan değiştirdim diyebilir misin? Bence hayır!
    Oyun Atölyesi geçmişte bir oyunda prömiyer yaptığı oyun kadrosunu ki ben o oyuncularla seyrettim sonradan sezon ortasında değiştirdi. Eleştiriler ilk kadroya yönelikti oysa başka bir kadro çıktı seyircinin karşısına. Olur mu? Bence olmaz.
    Antonius Kleopatra’da Oyun Atölyesi giden oyuncunun yerine oyuncu hazırlamıyor. Kevork Malikyan’ın oynadığı Enobarbus’u tüm sahneleri ile çıkarıyor ama onun son sahnedeki Köylü rolünden vazgeçemiyor, onun yerine başka oyuncu getiriyor. Zira Köylü, Kleopatra’ya yılanı getirir. Bu durumda Oyun Atölyesi prensip olarak olay akışına önem verdiğini diğer bazı inceliklere önem vermediğini gösteriyor. Oyun 35 dakika kısalıyor. Oyun sahneleri içinde “rabıta” kalmıyor. Bir anlamda seyirciyi de "hafife" alıyor.Oyuncular tedirgin, sahnede şimdi ne olacak diye bekliyor.
    Herşeye rağmen oyun gecesi Haluk Bilginer(veya bir başkası) sahneye çıkıp değişikliği anlatmıyor. Zira anladığım kadarıyla bu hali de kendilerince “yorum yaptık” diye kabul ediyorlar. Hatta kendilerini bu yoruma inandırıyorlar.
    Sorun bence tartışılmaya değer. Bana açıklama yapma fırsatı verdi, teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  3. Değişikliğin bir şekilde duyurulmaması ve bir kişi de olsa seyircinin yanlış yönlendirilmesi konusunda tamamen haklısınız. Fakat bu sorumsuzluğun sınırları iyi tayin edilmelidir diye düşünüyorum. Metne nasıl yaklaşılacağı vs. tartışmalı. Belki bu versiyonuyla da ortada iyi bir oyun var ve seyirci oyundan memnun. (muş gibi olmaktan söz etmiyorum elbette).

    YanıtlaSil
  4. Ben bu haliyle Antonius Kleopatra'yı beğenmedim. Oyunda seyretmeye ve bahsetmeye değer Zerrin Tekindor var.Belki biraz da Mert Fırat. Enobarbus'a hak ettiği değerin verilmemesi bence hata. Temel olarak Oyun Atölyesi'nin KA'nın elinden çıkmış Shakespeare yorumları sorunlu. Ben sığ buluyorum. Bu sığlık "budama"da kendini gösteriyor zaten. Laf çok, hedef bulanık ama entelektüelimsi bir iddia. Oyun Atölyesi 12 kişilik oyun yapmış,11 kişilik oyun zorunluktan ortaya çıkmış şimdi onu parlatmaya çalışıyor. Yani başta saptanan versiyon yolda arıza nedeniyle saparsa bu durum ortaya çıkar. Önemli olan reji, dramaturgi ve mizansenin önceden saptanması ve buna harfiyen uyulmasıdır. Örneğin her gösteriyi kafana göre oynayamazsın, deniyorum diye. Mühendislikte standart tanımı şu: Ne yapacağını söyle,söylediğini yap. Tiyatroda da ne yapılacaksa açık ve net olmalı, seyirci ne anlatılmak istendiğini bilmeli. Oyuncu anlatmaya çalışmalı, seyirci anlamaya çalışmalı. Biri anlatamayabilir diğeri anlayamayabilir ama birbirlerini anlamalılar.Yani "ortak" bir çizgide anlaşmalılar.

    YanıtlaSil