Tiyatro Kılçık'tan Çevreyolu Sâkinleri isimli bir oyun
seyrettim. Oyunu görmezden gelmeyi düşündüm önce. Benim ölçülerime göre
yazılacak bir tiyatro oyunu değildi. Ama oyunun bana gösterdiği başka
hususlardan bahsetmenin tiyatro için iyi olacağına inandığım için bu yazıyı
yazdım.
Fuayede(!) yanındaki boş koltuğa davet eden babayı kıramadım
yanına oturdum. Beşinci sınıfa giden kızını getirmiş. Kızı Tiyatro Kılçık'da
tiyatro kursuna gidiyormuş. Öğretmeni sahneye çıkacakmış bu akşam. Beşiktaş'tan
gelmişler. Yanımıza oyunun yönetmeni geldi. Baba ile muhabbetleri iyi. Kızı da
öptü. Oyundan sonra düşündüm, yönetmen o küçük kızın bu oyunu seyretmesine
nasıl izin verdi diye? Neden babasına 'o bu oyunu seyredemez' demedi diye
sordum kendime. Oyun Atölyesi'nde Testosteron oyununu seyretmesine izin verilen
çocukla ilgili yazdıklarımdan dolayı başıma
neler geldi bilen bilir. Ama dün akşam önceden oyunu bilsem gene müdahale
ederdim. Çocuklarımıza tiyatro kursu vermek değil hüner, hayatı göstermek
mesele. Tiyatro yollardan biri.
İstanbul'da pek çok topluluk perde açıyor her akşam. Kim
bilir neler oynanıyor tiyatro diye. Ben çoğunu bilmiyorum. Çevreyolu
Sâkinleri'ni seyrettim. Tiyatro Kılçık, seyirci gülsün istiyor. Bu konuda hiç
bir itirazım olmaz. Ama Tiyatro Kılçık seyirci sadece gülsün istiyor. Gülmek
her zaman eğlenmiş olmanın göstergesi değildir. Eğlenmenin içinde zihinsel bir
faaliyet vardır. Ülkemizde en ucuz güldürme yolu küfürden ve sekse dayalı eylem ve de sözlerden
geçiyor. Tiyatro Kılçık en ucuz olanı kullanıyor. Çiğnenmiş sakızı çiğniyor. Bayatı
ısıtıyor. Seyirci gülüyor. (Gülmeyen de var.)
Ben tiyatronun halka yakın olmasını hep istedim, isterim.
Ülkemizde tiyatronun halktan uzak olduğunu düşünürüm. Köy oyunlarına bakarım.
Oyunun en ilkel hâlini anlamaya çalışırım. Çoğu kez yüksek çıtalar koyan
tiyatroculara kızarım. Ama çıtayı yere yapıştıranı da sevmem. Tiyatro ile
uğraşan birisi bence belli bir düzeye gelmiştir. Donanımlıdır. Birikimlidir.
Ucuzu bilir ama ucuza bel bağlamaz. Ucuza değer katmasını, düşük beğeniye
ulaşırken onu bir fırt yükseltmesini becerebilir. Her şey ekonomi ile
açıklanamaz. Tiyatro Kılçık bunları yapmıyor, yapmak için uğraşmıyor diye
kızdım.
Tiyatro Kılçık'a
söyler gibi yapıyorum ama ey tiyatro camiası sen anla!
Melih Anık
Merhaba,
YanıtlaSilLevent Kırca ile aramız pek iyi değildi. Çok seyrek görüşürdük. Aramızın iyi olmamasının nedeni, Kırca'nın kitaplarla arasının iyi olmamasıydı. Neyse... Kırca öldü, tiyatrosuna desteğim başladı. Ancak, o denli derme çatma işler yapmışlar, yapıyorlardı ki, uzaklaşmam gerekti. Sizin bu yazınızın altına imzâ atma şerefine nâil olmak istiyorum...
Hilmi Bulunmaz