Tiyatro eleştirmenlerinin başı bir tv programında görüneceği
kanalı ve saatini açıkladı. Kanalı internetten buldum, saati kurdum.
Programı sunan Şule Uslutekin, eleştirmen başını yönlendirdi , eleştirmen
başı da kapıldı gitti. Bir tek şey dışında yeni bir şey söylemedi. Ama öyle bir
şey söyledi ki yazmadan edemedim. 'Genç eleştirmen olmaz. Eleştiride
gençlerden çok şey beklemiyorum' dedi.
Bir toplantıda ben ‘Tiyatro
Eleştirmenleri Birliği(TEB) olarak neden eleştirmen ödülü vermiyorsunuz?’ diye sorduğumda
bana ‘Ne yâni biz kendimize mi ödül
vereceğiz?’ denmesini hatırladım. Eleştirmen başı , TEB dışında eleştirmen olmadığını düşündüğünü
göstermişti. Ben de ona o toplantıda bulunan ve yazma imkânı bulamadıklarından
yakınan genç eleştirmenleri göstererek, genç eleştirmenleri kastettiğimi,
onların yüreklendirilmesi gerektiğini anlatmaya çalışmıştım. Dün gece tv
ekranında ‘Genç eleştirmen olmaz’ dediğini duyunca aslında eleştirmen başının,
başının içindeki saplantısının bu olduğunu anladım. Meğerse kendisi de gençken eleştiriler yazmış ama
eksikliğini fark etmiş, eleştiri yazmaya ara vermiş, okumuş eksikliklerini
giderdiğine inandığında yeniden yazmaya başlamış. Başına gelenlerden yola
çıkarak bulduğu ‘kendi gerçeği’bu. Ama farkında değil ki yaşlanıp hâlâ eleştiri yazamayanlar var. Yaş her şey değildir. Eleştirmen başı, zamanın hızla değiştiğinden, şimdiki gençlerin onun
gençliğinden çok daha ileri olduğundan, onun gençliğinde olmayan eleştiri
dalında eğitimin bugün verildiğinden habersiz demek ki. Fikrini beyan ederken, eleştirmen
yetiştiren okullarda ders veren TEB
üyesi olan hocalara da saygı göstermiyor. Sanırım ondan kat kat daha iyi
eleştiriler yazan gençleri de okumuyor. O gençlerin yazılarının altında kaynak
gösterdiklerinden haberi de yok. Zira gençler onun gibi ‘intihal’ yapmıyor, ‘amcan seni öpsün’ tarzı eleştiriler yazmıyor, bir yazıdan iki yazı
çıkarmıyor.
Dün akşam anladım ki eleştirmen başının Oyun Dergisi’nin 22.sayısının Başyazı’sında
yaptığı ‘Genç Eleştirmenlere Açık Çağrı’nın
da kerhen yapılmış bir çağrı imiş. Sonradan hiçbir yazısında bu çağrıyı tekrarlamamasının
nedeni de kendi gençliğinden kaynaklanan korku.Herkesi kendi gibi bellemiş. Ya genç eleştirmen çıkarsa? O zaman tüm hayatının teorisi çökmüş olacak. Ama çağrının 'genç eleştirmenlere' yönelik olması da çelişkisini göstermiyor mu?
Ben beni okuyan gençlere sesleniyorum. Ekim 2014 ile Mart 2015 tarihleri
arasında sahnelenen oyunların eleştirisini yazan 30 yaş altı gençler, 20 Mart 2015
akşamına kadar eleştirilerini info@tiyatroelestirmenleribirligi.org
adresine göndersinler. Eleştirmen başına güvenim olmadığı için bir kopyasını
bana da gönderin lütfen. Ben de takip etmek istiyorum. Adresim: melihanik@gmail.com
Eleştirmen başının genç eleştirmenlere gösterdiği güvensizlik beni üzdü. Buna en iyi
yanıtı genç eleştirmenler verecek, inanıyorum.
Melih Anık
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder