Kime ait olduğu önemli değil, tüm benzer bildirilerde aynı ifade yer alır:
“….. öncelikle bir halk tiyatrosudur. Halkın içinden
doğmuştur ve halkın bir parçasıdır. Kendini yenilerken, değiştirirken aynı
zamanda o şehrin insanlarını da yenileyip değiştiren bir tiyatrodur. Kültürüyle
beslendiği topraklardan gelenekseli alıp, sanatın özgür, evrensel yanıyla
birleştiren bir tiyatrodur.”
İfade çok “kuvvetli”, “sağlam” bir tezi var ama uygulaması
nasıl?
Birileri ki onlar da “halkın seçtikleridir”, bir gün gelir “halkın
tiyatrosunu” kapatıverir; “halk”a
danışmadan kendi bildikleri şekilde “halkın tiyatrosu”na yön verir.
“Halkın tiyatrosu”nun yaratıcıları doğal olarak “halkın
tiyatrosu”nu korumak için sesleri tükeninceye kadar, varlıkları yok olana kadar
karşı çıkar.
Düşünürüm o sıralarda “halk” nerede?
“Halk”, sahip çıksa, “halkın seçtikleri” “halk”ın sahip
olduğu bir şeyi keyfince yok edebilir mi?
“Halk”, kendi “parça”sının
koparılmasına izin verir mi?
“Halk”, bahçesinin tarumar edilmesine göz yumar mı?
“Halk değiştirilmişse” sonuç bu mu olmalı?
Halkın o kararlılığını görse “halkın seçtikleri” böyle bir
şeye cesaret edebilir mi?
Yanlış nerede?
“Halkın içinden doğma” mı yanlış?
“Halkın parçası” olmak mı yanlış?
“Halkın değiştirildiği” mi yanlış?
Melih Anık
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder