25 Temmuz 2012 Çarşamba

Ertuğrul Özkök’den Derin(?) Analiz


“Levent Kırca’ya hiç yakışmadı” başlıklı bir yazı yazmış. Levent Kırca ile Hülya Avşar’ı “aynı mahallelere seslenen bir sanatçı” olarak tanıtmış. Meğerse ikisi de aynı insanların kalbini kazanmışmış. (Beni saymamış!)
Hemen arkasında başka bir damara basmış, “Sen Ortadoğu’yu, Balkanları, orayı burayı fetheden Yeşilçam’ı mı boykot ediyorsun” diye soruyor Levent Kırca’ya..
“Ora bura” neresi? “Ora bura” içine Yeşilçam’ın ödül aldığı Avrupa’nın diğer şehirleri giriyor olmasın, Cannes meselâ..  Nuri Bilge Ceylan ile de aynı mahalleye mi koyacağız “Avşar Kızı”nı!
“Hülya Avşar da yüzüyle oynayan,  bakışlarıyla fetheden bir aktris. Türkiyenin Claudio Cardinale’sidir, Sophia Loren’idir.”
Claudio’ya Sophi’ya ayıp!
Ama esas vurucu(?) noktası şu: “O Kürt meselesinde de  aidiyetini açıkça ifade etmiş bir sanatçı.”
Zaten bu cümle için o girizgâh yapılmış, belli.
Hülya Avşar ne demiş bir aralar?
“Hülya Avşar kendisini melez olarak görüyor. Bu durumu da şöyle anlatıyor: ‘Anne tarafımda Giritlilik var, Yörüklük var. Baba tarafım çok asırlar önce Kayseri Pınarbaşı’ndan göçen bir Türkmen aşireti...’
 Babasının ailesi göç ettikleri yerde Kürtlerle karışmış sonunda da iyice Kürtleşmişler. Avşar, ‘Yani böyle karman çorman bir aileyiz biz? Daha doğrusu tam bir Anadolu’yuz. Ve bu da benim çok hoşuma gidiyor’ diyor...”

Levent Kırca'ya "yakıştırmamış" ya, bence Ertuğrul Özkök'e YAKIŞMIŞ!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder