14 Mart 2015 Cumartesi

İstanbul Tatbikat Sahnesi ve Bilet Fiyatı

Erdal Beşikçioğlu İstanbul’da da bir Tatbikat Sahnesi açtı. Hepimize hayırlı  olsun.

İstanbul Tatbikat Sahnesi’nin ilk oyunu ‘Bir Delinin Hatıra Defteri’. Mart ayı biletleri çıkar çıkmaz tükenmiş. Söylendiğine göre bilet fiyatı 70 TL imiş. Biletler tükendiğine göre fiyatı üzerine yorum yapmaya gerek yok. Demek ki ‘alıcısı’ var. Daha çok olsun.

Ben tiyatroda bilet fiyatı üzerine düşünmek için bu yazıyı yazıyorum. Daha doğrusu hem yazıyorum hem düşünüyorum.

Tiyatro dünyada da pahalı  bir sanat. Dünya metropollerindeki bilet fiyatları ile karşılaştırırsanız, 70 TL ( yaklaşık 35 dolar) ucuz sayılır. Gerçi ben örneğin Boston’da Propeller’i 25  Dolara seyrettim, Wroclaw Tiyatro Festivali’nde bu yılın Dünya Tiyatroları Günü  bildirisini yazan Warlikowski’nin oyununu 16 Euro’ya seyredebilmeniz mümkün ama bizde tiyatro bileti pahalı dediğimde alacağım cevabı aklımdan geçirerek kendi kendime konuşuyorum işte. New York Lincoln Center’da ‘War Horse’un bilet fiyatı 70 Dolar’dı. Londra’da müzikalleri ise 50-80  Pound arası bir fiyata seyrettiğimi hatırlıyorum.

Aslına bakarsanız bu, satın alma gücüyle çok yakından ilgili. Onun için de yurt içinde ve dışında 35  Dolar ile ne yapıldığına bakmak gerek. Asgari ücretin 400 dolar olduğu  bir ülkede işçinin 35 dolar verip Bir Delinin Hâtıra Defteri’ni seyretmesi için deli olması  lâzım. Böyle düşündüğümde tiyatro toplulukları  bilet fiyatını  belirlerken seyircisini de tayin ediyor(seçiyor) demektir. Yâni tiyatrocu  ‘35 Doları verebilen gelsin beni seyretsin’ diyor. Ama bu anlayış bir süre sonra ekonominin lânet olası arz talep dengesinin sonuçlarından etkileniyor. ‘O parayı veren gelsin’ diyen topluluk bir süre sonra ‘O parayı verene göre oyun seçeyim’ demeye başlıyor. İş ‘müşteri haklıdır’a dayanınca tiyatronun repertuvarı da payını alıyor tabii ki.  Çünkü bizde kazanç ile entelektüel sermaye arasında doğrudan bir ilişki yok. Biliyor musunuz ben ne zaman şaşırmıştım? Yabancı bir firmaya (firma hâlâ Türkiye’de) gayrimenkul sektörü ile ilgili  bir piyasa araştırması yaptırmıştık. O çok bilinen grupların içinde  profesörler A sınıfında kabul ediliyordu. Yâni hem aklı hem de cebi zengin anlamında. Oysa biliyoruz ki nice profesörler bile 35 Dolar vererek Bir Delinin Hâtıra Defteri’ni seyretmez. Peki kim seyrediyor yıllardır süren Bir Delinin Hâtıra Defterini?

En başta Erdal Beşikçioğlu’nun muhalif tavrını sevenler geliyor olmalı. Ben onların azınlıkta olduğunu düşünüyorum. Hem muhalif  hem de cebinde 35 Doları olacak. Bunlar burjuva kesimindendir  desem bilmem yanılır mıyım? İkinci  grup Erdal Beşikçioğlu’na tv’den hayran olanlardan çıkar diye düşünüyorum. Bence bunların sayısı  ilk gruba göre daha çoktur gibime geliyor. Zaten yılda bir oyun seyrediyor 35 Doları da verir (anasını satayım). Üçüncü grup bence en çoktur.’Sekiz yıldır oynanıyormuş kardeş kaçar mı?’ diyenlerden oluşur bu grup, ‘hiçbir şeyden kusur kalmayanlardan’ yâni. Bileti kredi kartına yazdırır, sonrası  ‘Allah Kerim’. Bir de Genco Erkal dışında kalan oyuncu grubu var. Mâlum Genco Erkal Erdal Beşikçioğlu’nun ‘deli’sini seyretmedi. O oyuncu grubu da bence beleşçilerden oluşuyor.  Onlar koltuk olmasa da içeri girer bir köşeden seyrederler. Bir de benim gibi peşinde koştuktan sonra bilet bulamayıp davetle seyredenler var. Ben bilet peşinde koştuğum zaman bilet 10 TL idi, şimdi koşar mıyım bilmiyorum. Tabii ki esas grup sanat severlerden oluşuyor. Bunların toplamı  çok az ama zaten çok olmasına da gerek yok. Ya salonlar küçük, ya da gösteri sayısı az. Onlar her yeri dolduruyor maşallah. Türk sanat hayatı da onların yüzü suyu hürmetine ayakta duruyor.      

Tatbikat Sahnesi’nin bilet fiyatı bir gerçeği ortaya koydu ki ben bundan çok memnunum. Devlet Tiyatrosu’nda 10 TL’ye seyredilen  ‘Bir Delinin Hâtıra Defteri’ özelleşince bilet fiyatı 70 TL oldu. Ödenekli tiyatroların önemi bir kez daha ortaya çıktı.  Tabii ki şöyle diyenler olacaktır: ‘DT kapanırsa devlet özel tiyatrolara yardım eder bilet fiyatları düşer’ Ben hiç sanmıyorum. Sanat politikası olmayan bir toplumda ‘bal tutan parmağını yalar’ gene, seyirciye bir şey düşmez. Daha şimdiden ‘bal yalayanların’ siz de farkındasınız değil mi?

En gerçekçi değerlendirmeyi Erdal Beşikçioğlu’dan okudum, demiş ki: ’DT’de 10 liradan satılan bilet karaborsada 80-90-100 liradan satılıyordu. Buna engel olamadık. Bu durumda karaborsada neyse ister istemez o olacak.’ Bu düşünce ile  ‘karaborsa ile mücadele paketi’ açılmış.

Karaborsaya göre sanatın fiyatlandığı  bir ülkede benim yazı yazmamın da anlamı yok diye düşünüyorum bazen.

Melih Anık

Erdal Beşikçioğlu ile yapılan röportaj:

1 yorum:

  1. Yazılarınızı özlemişim Hocam bir çırpıda okudum. Ben öğrenci indirimleri için okula başlayıp bitirmiş biriyim özellikle de tiyatroda indirimden faydalanayım diye. Ki genelde şehir ve devlet tiyatrosunda oyun izliyorum. Benim gibi tiyatroyu çok sevip ayda en az 4-5 oyun izleyen birisi özel tiyatroda oyun izleyemez çok istese de... izlediğim özel tiyatro sayısı bu nedenle çok az. Sanırım hitap etmek istedikleri seyirci kitlesine girmiyorum :)

    YanıtlaSil