Her yıl bu aylardan itibaren ülkemiz tiyatrosunda 'Ödül
Mevsimi' başlar. Umursamayanlar bile fısıltılara, dedikodulara ilgilenmiyormuş
gibi yaparak kulak verir. Telefonunun çalması bazılarını daha bir heyecanlandırır.
Rüyasında görenler, hayâl edenler mutlaka vardır. Belki de ödül konuşmaları
kafalardan geçirilmeye başlanmıştır bile. Ödül jüri üyelerinin imaları
anlamlandırılır. Bırakın ödülleri bunlar bile tiyatroya heyecan katar. Hele bu
sezonki gibi heyecansız bir sezon geçmişse.
Jüri üyesi eleştirmenlerin adayları sene içinden belli
gibidir. Zira onlar yazılarında bunu ima etmişlerdir. Yazıları okuyorsanız aşağı
yukarı kimi öne çıkaracaklarını tahmin edersiniz. Şimdi eleştirmen olmayan jüri
üyeleri de sezon içinde sosyal medyada fikirlerini ima ediyor.
Bazı jüri üyeleri belli kurumlarda çalışmaktadır. Bunlar eğer
Genel Sanat Yönetmeni’nin gözüne girmek istiyorlarsa kendi kurumlarının
oyunlarına, yönetmenlerine dikkat çekerler.
Bazı jüriler reklâm aldıkları kurumlardan oyun seçmeden
listelerini tamamlamazlar.
Bazı jüriler birlikte sahneye çıktıkları oyuncu ve yönetmen
arkadaşlarına, hocalarına, sevdikleri yazarlara, kendi topluluklarına sahnesini açanlara sempatilerini göstermek için gayret
eder. Bunun tersi de geçerlidir yazarına, yönetmenine, kendisine salon, davetiye vermeyen yöneticiye kızarak ödül vermemek de çok bilinen bir yoldur.Genel Sanat Yönetmenine kızdıkları kurumlardaki oyunları görmezden gelirler.
Gelecek sezon birlikte oynamak istedikleri toplulukları bugünden parlatmak için ödül verme haklarını o topluluk, yazar, yönetmen lehine kullanırlar.
Bazı jüriler oyunun bir gecesini bilet satarak gelir elde
edecekleri, yâni kendileri için oynayan toplulukları, oyunları aday
gösterirler. Bunu elde edemezlerse aday yapmazlar.
Bazı jüriler ses getirsin diye muhalif olduğu bilinen bazı
kişilere mutlaka ödül verir ki ödül töreninde sahnede sivri laflar söylesin de ödüllerinden
bahsedilsin.
Bazı jüriler kendilerinin ödüllerinden bahsedilsin diye
medya organlarına ödül verirler.
Bazı jüriler şımarmasın bazıları da şımarsın diye ödül verirler.
Bazı jüriler sezon boyunca kendilerine davetiye gönderen,
kapıya gittiklerinde kapıdan çevirmeyen tiyatro yöneticilerine ödül vererek
yatırım yapar.
Hemen hemen tüm jüriler o sezon biri çıkıp abuk bir yazı
yazmışsa ona inat hakkında kötüleme yazısı yazılan topluluğa destek olmak için
o topluluğu öne çıkarır. Bu bizim tiyatromuzun gizli duruşudur(!).
Bazı jüri üyeleri kendisine dizide iş bulmuş ağabeyleri,
ablaları unutmazlar.
Bazı jürilerde her şeye başkan karar verir. Üyeler de
başkanı üzmezler.
Birlikte oyun seyreden jüri üyeleri bir oyunu birlikte sever
birlikte sevmezler.
Eğer ödülü bir kurum sponsoru varsa jüri üyeleri o sponsorun
en yetkili ağzının ağzına bakarlar.
Bazı jüri üyelerini oyun sonrası oyuncunun önünde yere yatar 'şahane' diye bağırır ama nedense onun jüri üyesi olduğu ödülden oyuna ödül çıkmaz.
Bazı jüriler başka jürilerin kararını bekler. Ona göre seçim
yapar dışarıda kalanları seçerler. Böylelikle kimse açıkta kalmaz. Kendi kurumlarının
oyunlarını aday göstermeyen kurumlardan aday çıkarmazlar.
Bazı kurumlar destek verdikleri örneğin festivale seçtikleri
oyunlara ödül verilsin diye uğraşırlar.
Benim aklıma şimdilik gelenler bunlar. Ama ödül
‘dağıtanlara’ sorarsanız mutlaka mantıklı bir izahları vardır.. Sormayın.. Ödül jürileri komite olmuş. Böyle gelmiş böyle gidiyor.
Melih Anık
Not: Katkılara açığım. Yorumlarınızı bekliyorum..
Merhaba,
YanıtlaSilTiyatro ordusunun BİR TANE mi neferi var? Her ÖDÜL seferi BİR TANE neferi mi bekler? Tiyatro ordusu, bu DEDİ, o KODU söylemini ne zaman aşacak? JÜRİ üyeleri(?!) YA(P)TIRIM peşinde mi?
Bulunmaz