8 Şubat 2015 Pazar

Törpü, Otokontrol, Vitrin ve Cımbız

Başlığa bakan bunun bir tiyatro yazısı olduğunu kat'iyen çıkaramaz. (Bir de 'Emirin demiri kesmesi var'.) Ama bu ‘dört benzemez’i tiyatro literatürü içine sokan ben değilim, tiyatrocular. Hem de tiyatro camiasının iyi tanıdığı, benim de yaptıkları üzerine düşündüğüm, yazdığım tiyatro insanları..

Erhan YAZICIOĞLU, Engin ALKAN, Hakan ARLI, Arif AKKAYA, Aslı İÇÖZÜ, Yiğit SERTDEMİR imzalı ‘İlgilenenlere Açıklamadır’ başlığı ile Tiyatro Dünyası portaline bir açıklama gönderilmiş. Bu, ekibin ikinci ‘açıklaması’. Daha öncekini İBBŞT web sayfasından yapmışlardı şimdi mektup yazıyorlar. Adı anılmayan bir dergi(mâdem onlar anmıyor ben de anmayayım) için  ‘Aralık ayında gerçekleştirilmiş, Ocak ayında yayımlanmış olan röportajdan CIMBIZLANMIŞ alıntılarla kamuoyuna sunulan İNCİlere dair beyan’ üzerine uzun bir açıklama. İNCİ dedikleri o röportajdan yansıyan “Tiyatro bir iktidarın vitrinidir. Ve bu vitrini hem siyasi hem sanatsal açıdan doğru kullanırsan kimse kimseyi rahatsız etmez" ifadesi.  İNCİ denmesinin nedeni de Tiyatro Dünyası’nın haberi, ‘Erhan Yazıcıoğlu'ndan Yeni İnciler: Tiyatro İktidarın Vitrinidir!’ başlığı ile vermiş olması.

Açıklamanın altında imzası olanlar demiş ki “Yani?(Keşke ‘yâni’ deselerdi) Nasıl ki Afife Jale’nin sahneye çıkmayı sürdüremeyişi, ardından cumhuriyet döneminde Bedia Muvahhit’in sahneye çıkışı, Muhsin Ertuğrul ve yol arkadaşlarının bu ülkenin sanat ve toplumuna kattıkları, dönemin iktidarını tanımlamak için doğru bir vitrinse, bugün de koşul aynıdır.”  Yâni demek istemişler ki tiyatronun başına gelenlere bakarak iktidarları(ve onların tiyatroya bakışlarını) anlamak mümkündür. Bu nedenle tiyatro iktidarların ne olduğunu  ‘gösterir’diyesilermiş.  Açıklamada ‘Biz de tiyatroları kapattırmamaya çalışarak bugünün mucizesini yaratacağız.’  Yâni ‘bugün tiyatrolar kapattırılmak isteniyor’ ‘Vitrin’e yansıyan bu!  (Kapattırmak isteyen kim? Siz nerede çalışıyorsunuz?) Açıklamada “İktidar sözcüğünü genel geçer algı içinde değerlendirip salt günümüz iktidarı ile eşleştirmek, ne yazık ki toplumda gittikçe ayyuka çıkan kutuplaşma ve öfkenin, içeriği doldurulmamış yüzeysel spekülasyon ve eleştirilerin yarattığı bir neticedir” denmiş. Bugün ödenekli kurumu yöneticileri tarafından yapılmış bu uzun cümle ‘tiyatronun içinde bulunduğu atmosferigöstermiyor’ mu? Samimiyetle söylemeliyim ki ben okuduğumda aklıma bugünün iktidarı gelmedi. Tiyatronun iktidarların 'vitrini' olması ifadesine takıldım. Bunun önüne ne gelirse gelsin bana yanlış geldi, geliyor. 

Kurumun GSY, Abbas Güçlü’nün Genç Bakış programına çıkmış. Abbas Güçlü o gece GSY’nin söylediklerini aktarmış. GSY o gece ‘Bana göre tiyatro ya da sanatın herhangi bir dalı her iktidarın vitrinidir. Hiçbir iktidar bu vitrini karartmak istemez ve parlatılmasından yanadır.’ demiş.  GSY, röportajdan önce de ‘vitrin’ meselesini açmış meğerse (Ben seyretmemiştim), Genç Bakış programında tam ‘vitrinlik’ bir ifade var: “iktidar ‘vitrin’i parlatmaktan yanadır” Bunu nasıl yapacak? Kiminle yapacak?

Şimdi Genç Bakış’taki ifade ile son yapılan açıklamayı yan yana koyun ve okuyun. Aynı şey mi söylenmiş? Genç Bakış’ta ‘vitrin’ ‘tiyatro iktidarın kendini parlattığı yerdir’ anlamında kullanılmışken son açıklamada ‘tiyatro iktidarların ne yaptığını gösterir’ anlamında kullanılmış. Yâni kamuoyu ‘inci’yi doğru anlamış, açıklama ‘çevir kazı yanmasın’ olmuş.  

GSY, Genç Bakış’ta, “Tiyatronun son 10-15 yıldır gerilemeye gittiğini görüyordum ve de bunu iktidarlara bağlamıyordum. Tiyatro yönetilemez durumdaydı. Ben bu göreve gelmeseydim belki de bu tiyatro bu kadar canlanmayacaktı.” demiş,  tiyatrodaki(İBBŞT) gerilemeyi de iktidarlara bağlamamış. İBBŞT’nın sorunlarını kusurlara yüklemiş. Buna da ‘bu ne perhiz bu ne lahana turşusu’ demek gerekiyor. İktidar etkisini vurgula ama kurumun yönetilememesini  ‘iç mesele’ye bağla ve ‘iç mesele’ ile çözmekten bahset.

 Açıklamanın bence en çarpıcı ifadesi şu:  “Evet, tiyatro bir ülkenin vitrinidir. Ve o dönemki mevcut iktidar da bu vitrini yok sayamaz.” Bu da yapılan yanlıştan dönme çabalarını gösteriyor. ‘Tiyatro iktidarın vitrinidir’den ‘Tiyatro ülkenin vitrinidir’e. Açıklama yapanların kendini tekzibi de böyle olur.

Açıklamayı yapanlar her şeyi son günlerin modası ‘algı yönetimi’ ile açıklamaya çalışmış. Sanki ortada hiçbir şey yok, onlar hiçbir şey dememiş toplumdaki bazı kişiler  uyduruyor gibi bir hava yaratılmak istemişler. Aslına bakarsanız bu beni daha çok üzüyor. Bir anlatma sanatı olan tiyatroda asıl iş anlatana düşüyor. ‘Ben yaptım siz anlamadınız ya da yanlış anladınız’ demek bir tiyatrocunun en yapmaması gereken şey. Ben tiyatrocuların neyi nasıl söylemesi gerektiğini düşünür(d)üm. Onların işi gücü,  ‘kelimeler, kelimeler kelimeler’.. Ama ‘vitrin’ (vitrini olmak) kelimesinin anlamı üzerinde atılan  bu ‘taklaların’ ülkemizin 100 yıllık kurumu için talihsiz olduğunu görerek üzülüyorum.   

 Melih Anık

Not:

Açıklamanın ikinci maddesinin başlığı   “Eğer ben burada oyuncumu doğru yere kanalize edersem, sanat üretimine kanalize edersem benim oyuncum kötü twitler atmaz. Yanlış yapmaz.”

Buna söylenecek şey şudur:  Kurumları  ‘çocuğunuzu sever  gibi’ “babacan ve iyi niyetli bir yerden edilmiş cümleler”le  sevebilirsiniz ama  çocuklarınızı yönetir gibi yönetemezsiniz. 100 yıllık bir kurumu yönetebilmek çok profesyonel bir iştir. Başında öyle profesyoneller olmalıdır ki kendi yanlışlarının farkında olsunlar ve gitmeleri gereken zamanı onlara hatırlatmaya gerek olmasın. İnşallah bir gün olur.

İlgi:

Tiyatro Dünyası’nda Yayımlanan Açıklama:
Tiyatro Dünyası’ndaki haber:
 Tiyatro Dünyası'nın Cevabı
http://tiyatrodunyasi.com/haberdetay.asp?haberno=7757


Abbas Güçlü’nün yazısı

1 yorum:

  1. Oturma İBBŞT koltuğunda çünkü çok hamsın, koltuktan düşersen Hanya'yı Konya'yı anlarsın! Bulunmaz

    YanıtlaSil