12 Kasım 2013 Salı

Tiyatro Tiyatro Dergisi’nin Ödülleri 2013

Tiyatro Tiyatro Dergisi 2013 Ödülleri dağıtıldı. Bu arada kendisine ödül düşenler çok mutlu. Hangi ihtiyacı karşıladığını ve de tiyatro adına değerinin ne olduğunu çıkaramadığım ödüllerin, dergiye daha çok reklâm mı yoksa okuyucu mu kazandırdığı konusunda da  tereddütlerim var. Seyirciyi ne kadar etkiliyor acaba? Örneğin okuyucu sayısını arttırır mı, aday gösterilenler dergiyi satın alırlar mı? Bence almıyorlar ki dergiyi yaşatmak için abone kampanyası düzenleniyor. Yoksa bu kadar yıl aday gösterilenler devamlı satın alsa dergi için abone kampanyası düzenlenmesine gerek kalmazdı.  

Ben devamlı takipçisi değilim ama derginin elime geçen sayılarından gördüğüm şudur: Yaklaşık 60 sayfalık dergide genellikle 5 sayfa Devlet Tiyatroları , bir sayfa Kocaeli BB Şehir Tiyatroları, bir sayfa İBB Şehir Tiyatroları reklâmları; 2-3 sayfa İBB Genel Sanat Yönetmeni ya da Devlet Tiyatroları Genel Müdürü ile röportaj; reklam veren Devlet veya  Şehir Tiyatroları’ndan bir veya iki oyunun eleştirisi var. Benim elime alternatif, bağımsız artık her neyse o tiyatrolardan birinin oyun eleştirisi olan sayı geçmedi. Mutlaka vardır da ben tesadüf etmemişimdir. Zira kendinden bahsetmeyen derginin ödülüne aday oldu diye fotoğrafını bastığı için bu kadar sevinir miydi tiyatrocular!

Bu ödülü alan bir oyunu  merak eder misiniz? Ben kendi adıma etmem. Zira tiyatroyu takip eden biri için  geçmiş sezonu yeni sezonun başlarında hem de diğer tüm ödüller verildikten ve de sezon eğilimi belirlendikten sonra ödüllendiren bir  ödül de eskimiş sayılır. Ancak diğerlerinde ödül almamışları ya da alınmamış ödül bırakmama telaşındaki tiyatrocuları ve arkadaşlarını heyecanlandırır(herhalde).

Tiyatrocuların bu “ödül olsun da ne olursa olsun” heyecanını anlıyorum. Muhtemelen evlerinde hazırladıkları raflar ödül bekliyor. Aslında tiyatro yaparak toplumun bir derdini dert edinmiş gibi görünenler ödül söz konusu oldu mu kendilerinden geçiyor galiba. Ödül töreninden yansıyanlara bakarsam kimi “kızlı erkekli grup” kimi “ölen altı kardeşimiz” için ödülü alıyorlar. Yani gündeme özel mesaj vermek de bu işin raconlarından biri. Ödülü kimin verdiği önemli olmuyor. Örneğin ödül verenin  Tiyatro Tiyatro Dergisi gibi “faşist avı” yapması umurlarında olmuyor. Başkasını haksızca  lekelemesine aldırmıyorlar.  Varsa yoksa aldıkları ödül. Bunlar sahneye çıkıp faşizme karşı oyunlar oynayacaklar biz de onlara inanacağız öyle mi? 

Tiyatro Tiyatro Dergisi’nin ödülleri alışılmış dallarda veriliyor ama her bir dalda alışılmış üç aday gösterme bu ödüllerde geçerli değil. Bazı dallarda iki bazılarında beş  aday olabiliyor. Aynı dalda aynı kişi iki ayrı oyunla aday gösterilebiliyor. Geçmiş bir yılda “şeffaflık” olsun diye ödül gecesi gözler önünde anında oylama yapılmıştı. O zaman gördük ki sekiz jüri üyesi sekiz ayrı adaya oy vermiş bir aday iki oyla ödül almıştı. Sanırım bu sene yöntemi değiştirmişler. Bu şeffaflıktan vazgeçildiği  anlamına gelmez herhalde. Ama yöntem arayışı devam ediyor olmalı.

 2013 adaylarına baktığımda  48 adaylıktan 26’sında kurum tiyatroları aday gösterilmiş. Diğerleri de kendini alternatif, bağımsız gören tiyatrolara verilmiş. 11 ödül dalında 7 ödül(aslında altı ama bir ödül iki kişiye verilmiş) kurum tiyatrolarına verilmiş. Geri kalan 5 daldaki ödülün üçü de Altıdan Sonra Tiyatro’ya gitmiş. Dergideki kurum reklâmlarının ağırlığına bakarak son tahlilde tüm ödüllerin kamu kurumları sayesinde geldiğini söylemek çok da yanlış olmasa gerek. Yâni kamu kurumu reklâm vererek derginin yaşamasına katkı veriyor; dergi ödül tesis ediyor;  11 dalın 7 ödülü kamu kurumuna  altı ödülü de  bağımsız, alternatif tiyatroya veriliyor. “Bağımsız” olanlar dolaylı olarak kamuya bağlanmış oluyor. Genel resmi böyle algılayınca alternatif, bağımsız olduğu iddiasında olanların işin özü üzerine çok da kafa yormadıklarını anlamak mümkün. O zaman siz nasıl bağımsızsınız ya  da neye alternatifsiniz diye sormayalım mı? Resim aynı zamanda bir başka gerçeği daha gözler önüne seriyor:  “Alternatif, bağımsız” sayılmayan özel tiyatroların adı yok!” Ödül alacaksan ya kamu olacaksın ya da tek odanın salon sayıldığı mekânlarda tiyatro yapacaksın!

Tiyatro Tiyatro Dergisi Ödülleri’nin dallarına ve de adaylarına bakınca neler görünüyor?

Başka hiçbir dalda adayı olmayan bir oyun “Yılın Yapım Adayı” olabilir. Ah Smyrna’m Güzel İzmir’im - Tiyatro Pera, Bent - D 22, Parti - Ekip Tiyatrosu bu “türe”(?) giren oyunlar. Parti'ye ödül verilmiş. Neyi dolayısıyla ödülü hak etti bilemedim. Aynı dalda aday olanlardan Çehov Makinesi ( İstanbul Devlet Tiyatrosu) yönetmen, çevirmen, giysi tasarımı, ışık tasarımı; Sessizlik( İstanbul Devlet Tiyatrosu) yönetmen, kadın oyuncu, çevirmen, sahne tasarımı, giysi tasarımı,  ışık tasarımı, müzik, koreografi dallarında aday gösterilmiş ama ödül alamamış, “yapım” dalında “süs” olarak kalakalmışlar. Yapım olanaklarla da ilgili bir dal oysa.Ayrıca da seçim kriterlerinde bir dengesizlik olduğu görülüyor.

En İyi Oyun Müziği Ödülü, Çiğdem Erken( Zengin Mutfağı) ile  Çağrı Beklen( Sessizlik); En İyi Oyun Yazarı Ödülü,  Özer Arslan( Yaka Beyaz) ile Ahmet Sami Özbudak( İz)’a verilmiş, bir anlamda “paylaştırılmış”. Sekiz kişiden oluşan Seçici Kurul oylamasından aynı sayıda oy çıkmış gibi diye düşüneceğiz ister istemez. Sekiz seçicili bir düzende altı adaylı oyun yazarı ile dört adaylı müzik dallarında nasıl bir oylama sonucu çıktı ki eşitlik oldu acaba?  

“Yılın Çevirmeni Adayı” dalı ise benim için muamma. Seçici Kurul gerekçeli bir rapor açıklasa da dört aday ve de o dört aday arasından Serdar Biliş nasıl seçildi bir öğrensek. Dört adaya indirmek için gözleme alınan oyunların isimlerini ve de sayısını da merak ettim doğrusu. Seçici kurul üyeleri tüm oyunların orijinalini ve de tercümelerini karşılaştırmalı olarak okumuşlar mıdır acaba?  Onu bırakın oyunu seyretmeden önce/sonra okumuşlar mıdır?

Bazı dallarda ise seçilenler arasında öylesine büyük bir dengesizlik var ki karatı diğerlerinden kerelerce ağır olanlar “süs” olarak kalmış. O isimlerin olması, hak etmese de  bazılarına çılgınca sevinme olanağı veriyor.

Ben Türkiye’deki tiyatro ödüllerinin ağızlara bir parmak bal olduğunu düşünüyorum. Tiyatrocular da bundan memnun. Ağızlarına sürülen o balı emerek bir sene geçiriyorlar. Onlar için “bal emmekle” geçen bir yıl içinde olan olaylar, ödül törenlerinde attıkları sloganlarla geçiştirilmeyecek kadar ağır. Ama galiba tiyatrocular kendileri ile ilgili yazılara, alkışlara, övgülere daha duyarlılar. (Yoksa hem benim yazılarıma hem de Tiyatro Tiyatro Dergisi'ne teşekkür edebilirler mi?) Bu nedenle Tiyatro Tiyatro Dergisi’nin “faşist avına”, başkasını lekelemesine aldırmadan ödül çığlıkları atıyor ya da o “av”ı, lekelemeyi görmemeyi, duymamayı tercih ediyorlar. 

Ben utanıyorum.....


Melih Anık

Not: "Yılın Yönetmeni Adayları"ndan biri olan Yeşim Özsoy Gülan şöyle bir twit yazmış:

Akşam tiyatro dergisi ödülleri var. İz yılın yönetmen & yazar adayı. Jüride tam kimler var bilmiyorum.Umarım hepsi seyretmiştir oyunumuzu.:)

Bu da "durumu" ortaya koymuyor mu?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder