22 Kasım 2013 Cuma

21 Kasım 2013 SES Tiyatrosu Toplantısı

22 Kasım 2013 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nin 19. Sayfasında 21 Kasım 2013 tarihinde SES Tiyatrosu’nda yapılan toplantının haberi vardı.Aynı haber gazetenin internet sayfasında da verilmişti. Haber içeriği yönünden bir fark yoktu ama iki haberde kullanılan fotoğraflar farklı idi. İnternet sayfasından aldığım haber AYNEN şöyle yazılmıştı:

O tiyatrolar bakanlığa dava açıyor
‘Gezi’ye destek’ yüzünden Kültür Bakanlığı’ndan destek alamayan özel tiyatrolar karar aldı
Kultur ve Turizm Bakanligi'nin bu yilki destek yardimina 'Gezi Parkı direnişine destek verdikleri' gerekçesiyle değer bulunmayan ozel tiyatro topluluklari bakanliga dava acacak.
Aralarında Genco Erkal, Haluk Bilginer, Yücel Erten, Rutkay Aziz'in de bulundugu yaklasik 200 tiyatro sanatcisi dun Ses Tiyatrosu'nda bir toplanti gerceklestirdi.
Gazetemize konusan Genco Erkal toplantida bir komisyon olusturduklarini, bu komisyonun da yardim alamayan tiyatro topluluklarinin bakanliga dava acmasi karari aldigini soyledi.
Seyirciye dertlerini anlatabilmek icin cesitli sanatsal etkinlikler duzenleyeceklerini de belirten Genco Erkal, toplantiya destek alan bazi tiyatro topluluklarinin da katıldığını, ayrıca Kumbaraci50, Destar gibi cesitli alternatif tiyatro topluluklarinin da toplantıda yer aldigini belirtti.
Toplantidaki dayanismanın kendisini etkiledigini belirten Genco Erkal, 'İnsanlar artik meslegimize yaklasan tehlikenin bilincine vardi. Aslinda iktidarin sanat alanini kendi kontrolu altina alma girisiminde oldugu, muhalefete tahammulu olmadigini bir kez daha acikca gorduk ve bunun bilincine vardik' dedi.” (Ceren Çıplak)
Gazetede kullanılan  fotoğraf aşağıda solda, internet sayfasında eklenen fotoğraf ise sağda verilmiştir.



Habere hangi fotoğrafın kullanılmış olmasının elbette toplantıyı düzenleyenlerle bir ilgisi yok ama medyanın haberi nasıl kullandığı hakkında bir fikir veriyor sanıyorum. Bu hususla ilgili olarak tiyatrocunun da yıllardır süren davranış biçiminin etkisi var. Buna “strateji” demeyi çok isterdim ama bence bu tiyatrocuların “strateji”si  falan değil. Zira her tiyatrocu basın ile kendi doğru bildiği ilişkiyi kuruyor ve sürdürüyor.Dikkat ederseniz internet sayfasında Genco Erkal, Ferhan Şensoy ve Levent Kırca’nın fotoğrafları var. Haberin içinde Ferhan Şensoy ve Levent Kırca’nın ismi geçmiyor. Gazetede ise salonu genel olarak gösteren bir fotoğraf var. O fotoğrafta da “yaklaşık 200 tiyatro sanatçısı” görünmüyor. Hadi diyelim fotoğraf toplantının başında çekildi. Ancak fotoğrafta görünen kişiler sanki birisini dinliyor gibi. Hadi diyelim ki toplantının başında basından olanların çıkması istenmiş. Fotoğraf o anons yapılırken çekilmiş. İyi de gazete, haberde adı geçmeyenlerin fotoğrafını niye kullanır? Toplantıyı düzenleyenler buna itiraz etmezler mi? Hadi diyelim benim gibi araştırmadılar. Bu yazıdan sonra bir itiraz olur mu? Hadi diyelim beni okumadılar. Okuyan okumayana söylemez mi? Hadi diyelim öğrendiler. Bir şey yaparlar mı? HAYIR. İşin temel noktası da budur zaten.

 Bu toplantı aşağıdaki duyuru ile haber verildi : “Gezi’ye destek verdikleri gerekçesi ile projeleri devlet ödeneği dışında tutulan tiyatrolar toplanıyor.Tüm tiyatro sanatçıları davetlidir.” Davet eden : “Tiyatro Platformu Sanatçılar Girişimi


Tiyatro Platformu’nda kimler var diye araştırdım. Haberde ve fotoğraflarda  adı geçenlerin hiçbiri yok. 


Hadi diyelim ki olur böyle şeyler. Ama davet çağrısına takıldım. Çağrıdan  “Gezi’ye destek verdikleri gerekçesi ile projeleri devlet ödeneği dışında tutulan tiyatrolar” toplanacak, konuşacak ama herkes gelsin anlamı çıkıyor. Ben bu noktada bir “ayrım” yapıldığını gördüm. Oysa ki sorun TÜM tiyatroyu ilgilendiriyor.  Ayrıca devlet desteği/yardımı konusunda bugün TÜSAK ile de artık iyice belirginleşen bir büyük yara var ortada. 2008-09 yılı yardımları üzerine bir yazı yazdım, soruna dikkat çektim; çeşitli yazılarımda bu birlik, platform, dernek, girişim adı altında yapılan toplantı ve kuruluşlar hakkında görüşlerimi paylaştım kimse aldırmadı. Benim yazılarımın dikkat çekmesi çok da önemli değil ama konu ile ilgili düşünen bir kişiyseniz sorunun yeni olmadığını anlarsınız. Tiyatro camiası REKTİRİ(reklam olsun diye yazılmış eleştiri), ahbap işi ödüllerden, yersiz alkışlardan fırsat bulup hadi diyelim ki düşündü ama sonuç alıcı bir şeyin ortaya çıktığını görmedim ben.

Ses Tiyatrosu Toplantısı’nın haberine göre “ozel tiyatro topluluklari bakanliga dava acacak”mış. Karar verilmiş yâni. Bu toplantıyı düzenleyenler, katılanlar içinde hukukî bir görüş  almış biri var mıdır merak ediyorum. Dava açacaksın da yol ne, muhtemel sonuçlar ne, düşünmüş olan  var mı? Geçen sene sen yardım alırken almayan başkaları vardı. Onlara da hak doğar mı? Yardım yönetmeliği ne diyor?

Yardım komisyonundaki üyelerden Semih Çelenk açıklama yapmış “zaten bir kere toplanıyoruz istifa etme durumu yok” diye. Dediğine göre “yardım komisyonu da Bakan’ın görüşlerine uygun karar almak için oluşturulmuş” “İyi de seni o komisyonda oturmaya zorlayan ne?” diye sorulacak mı? Yıllardır ne iş yaptığını bilmediğim ama her Dünya Tiyatrolar Günü’nde bildiri ile adı duyulan Refik Erduran’a bir söz söylenecek mi?  

Toplantıda bir komisyon kurulmuş. Tipik bir gelenek(!) İş “komisyona havale” yâni.  Hayırlı olsun. Bir şey çıkmayacağını söylemek için müneccim olmaya gerek yok.

Genco Erkal, “toplantiya destek alan bazi tiyatro topluluklarinin da katıldığını, ayrıca Kumbaraci50, Destar gibi cesitli alternatif tiyatro topluluklarinin da toplantıda yer aldigini belirt”miş. Bu ifade bile ayrımcılık değil mi?

Genco Erkal “Toplantidaki dayanismanın kendisini etkiledigini belirt”miş. Aynı gün Üstün Akmen iki twit yazdı : “Ses Tıyatrosu toplantısından da umut yok. Bu ıs bıldırıyle çözülmez. Hukukçular olayı ıncelemelı dava açılmalı. Bu arada, neden Kımsenın ses çıkmıyor. Medya nerede? Tıyatrocu ısbırlıgi nerede? Muhalefet nerede?
Herhalde aynı toplantıda değilerdi.

Genco Erkal “İnsanlar artik meslegimize yaklasan tehlikenin bilincine var.Aslinda iktidarin sanat alanini kendi kontrolu altina alma girisiminde oldugu, muhalefete tahammulu olmadigini bir kez daha acikca gorduk ve bunun bilincine vardik" demiş. Herhalde kendi adına söylemiyor, zira o tiyatro dünyasının “çınar”larından biri olarak eminim ki çok bilinçlidir.

Bu yazıyı düşüncelerimi özetleyerek bitireyim. Tiyatro uluslararası bir yapılanma içine girmelidir. Bu bir dernek olmalıdır. Uluslararası dünyayla eklemlenmeyen bir tiyatro etkin olamaz.  

Diyeceksiniz ki Tiyatro Eleştirmenleri Birliği, uluslararası eleştirmenler ile ilişkili olduğunu söylüyor. İyi hatırlattınız işte ÖYLE olmamalı.  Nasıl mı diye soruyorsunuz? Onu da bilin artık. Kendinizden başka dünyayı da görün artık.

Bu yazıyı Genco Erkal’in ifadeleri ile bitirmek istiyorum: “Seyirciye dertlerini anlatabilmek icin cesitli sanatsal etkinlikler duzenleyeceklerini de belirt”miş. Ama bir şey eklemek isterim: GOOD MORNING AFTER SUPPER! Ama hiçbir şey için GEÇ değildir.

Sürç-ü lisan ettiysem affetmeyin, eğer tiyatro daha şenlikli, güçlü ve herkesi kucaklayan  bir etkinlik olacaksa genelde yaptığınız gibi twitter’da beni takip etmeyi  bırakabilir, yazdıklarımı  GÖRMEMEYİ tercih edebilirsiniz.


Melih Anık

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder