Erhan Bey basın toplantısı yapmış. Haberi Cumhuriyet, Zaman,
Mimesis ve Evrensel’den okudum. Bazı duyumlar da aldım. Basın toplantısından
önce bir yazı yazmıştım. (http://melihanikdokunus.blogspot.com.tr/2014/09/istanbul-bb-sehir-tiyatrolar-uzerine.html)
Basın toplantısı üstüne geldi. Bazı açıklamaları okuyunca
benim yazımı mı okudu diye geçirdim aklımdan. Okumamıştır, tesadüf(?) Her konuşma, istenerek yapılan açıklamalar
kadar satır aralarında bazı açıklamaları da içerir. Ben de satır aralarını
okuyarak İBBŞT yönetim şekline baktım.
Kaldırdığı oyunların isimlerini sanki ortaya çıkmayacakmış
gibi açıklamayan Erhan Bey, buna da kulp takmış: ‘Kadrodaki
arkadaşlarını kırmamak’ için açıklamıyormuş. Ben o oyunların isimlerini
yazmıştım zaten. Erhan Bey, bu oyunları ya ‘yetersiz buldu’ ya ‘beğenmedi’ ya da ‘gişe
başarısı düşük’. Böylelikle kendinden önceki yönetimi de dolaylı olarak yermiş.
Herkesin bildiğini açıklamayan Erhan Bey herkesin
bilmediğini açıklamış: Yabancı yönetmen isimlerini açıklamış. Erhan Bey aynı toplantıda “Yardımcım ve repertuar kurulu üyesi Yiğit
Sertdemir’in önderliğinde dünya tiyatrosunun takip altında ve onun gösterdiği
oyunları izleyerek, yurtdışında da özellikle izlemeye giderek oradan oyun ve
yönetmen yönlendirmesine sahip çıkacağız.” da demiş. Burada da topu
Sertdemir’in sırtına bırakmış. (Diğerleri neden sorumlu, bilinmiyor.) Sertdemir’in ortak işler yaptığı Lokstoff ve son
oyununda Ruhr ilişkilerini biliyoruz. Zaten toplantıda ortaya çıkan iki isimden
biri, Sertdemir’in yazdığı son oyunu, Economania’yı yöneten Roberto Cuilli diğeri
de geçen senelerde İBBŞT’da Tehlikeli İlişkileri bu sezon İstanbul Tiyatro
Festivali’nde Hayâl Perdesi’nin ‘İmparatorluk Kuranlar Yahut Şümürz’ isimli
oyununu yönetmiş olan Aleksandar Popovski. Bu iki yönetmen ile anlaşılmış ve diğerleri ile ‘görüşmeler devam
ediyormuş’
Yurt dışı ilişkilerden sorumlu olduğunu anladığımız Yiğit Sertdemir “Beraber olmaya karar verdiğimizde
düsturumuz şuydu: Tiyatroyu tiyatrocular yönetir. Bunun için de elimizden
geleni yapacağız. Bu anlamda da hem repertuar politikasında hem de çıkardığı ürünlerin
niteliği anlamında da doğru yolu çizmeye çalışacağız. Şehir Tiyatroları’nın
genel yapısını, ulaştığı seyirci sayısını, hiç kimseyi dışarıda bırakmadan
Türkiye tiyatrosunun küçük bir modeli gibi de davranarak pek çok farklı esere
olanak açmaya çalışacağız.”demiş. Ben ne dediğini tam anlamadım. ‘Tiyatroyu
tiyatrocular yönetir’ derken sahnede bir gözlemci (bürokrat) var: Şehir Tiyatroları Müdürü. Benim önerim sanatın
konuşulduğu sahnede sanatçılar olsun, önce. Sertdemir ‘doğru yol’dan bahsetmiş.
Takip eden cümleyi okursanız ‘şehir tiyatrolarının genel yapısı’, ‘seyirci
sayısı’, ‘hiç kimseyi dışarıda bırakmadan’ ‘Türkiye tiyatrosu’nun küçük bir
modeli’ ‘pek çok farklı esere olanak açmak’ ifadelerini görürsünüz. Muhtemelen ‘doğru
yol’ bu. Beş benzemez yâni. Biri tutsa
diğeri tutmaz, ikisi tutsa şenlik olur. Sertdemir ‘Türkiye tiyatrosu’ derken ‘farklı
kültürlerin tiyatrosu’ demek istiyor. (Kürt, Ermeni, Rum gibi.) Bana göre Sertdemir, yönetimde ‘alternatif
tiyatroların temsilcisi’ gibi. Erhan Bey’in ifadesinden de ‘alternatif güç’ anlaşılıyor
zaten : ‘Alternatif tiyatrolarla ilgili
yeni uygulamalara gidileceğini bunlardan birinin repertuardan kalkan oyunların
dekor, kostüm ve aksesuarlarını tiyatrolarla paylaşma kararı alındığını aktaran
Yazıcıoğlu, alternatif tiyatroların da kendilerine yaklaşmasını beklediklerini;
bu tiyatrolara sahne uygun olunan zamanlarda sahnelerin de açılabileceğini söylemiş'. Bir de Alternatif tiyatrolarla, Şehir
Tiyatroları'nı buluşturan bir festival yapılacakmış. Bu buluşmayı da merak
ettim gerçekten. Bu buluşmanın ve ilişkinin Türk Tiyatrosu ile ilgili nasıl bir strateji
içerdiğini anlamak zor. Olsa olsa şu sıralarda tiyatronun enerjisi olan
alternatif sahneler vasıtasıyla İBBŞT’na enerji ışınlamak ve de ‘şirin görünmek’tir
diye düşünüyorum.
Pazar günleri iki seans çocuk oyunu yapılacakmış. Pazar
günleri büyüklere tiyatro yok. Çarşamba matineleri var mı? Bilmiyoruz. Öte
yandan seans sayıları da azalmış.(Bazı sahnelerde Çarşamba’dan bazılarında Perşembe’den
Cumartesi’ye oyun olacakmış) Bu aynı gün
iki seans yapmaktan şikayet eden Engin
Alkan’ın düşüncesi gibi görünüyor. GSY , İBBŞT oyuncularını ‘rahatlatıyor’.
Böylelikle Pazardan Çarşamba’ya(Perşembe’ye) dizi çekimi ya da dışarıda tiyatro
yapılabilir. Belki de alternatif tiyatrolara yer açmak içindir kim bilir?
Toplantının en eğlenceli haber başlığını Engin Alkan vermiş:
“Büyük bir heyecanla Erhan Abi’nin
yanındayız. Kuruldaki 5 kişi yaptıkları işler açısından farklı üsluplara sahip
olsalar da tiyatronun geleceği ve işleyişi için benzer kaygıları olan, dirsek
temasında olan 5 kişi. Neredeyse aynı dönemlerden arkadaşlarla biz neler yapabiliriz
diye düşündük ve Erhan Abi’ye beşimiz
bir yerde olarak biz senin yanındayız dedik.” demiş. “Beşi bir yerde
olmuşlar” yâni. Erhan bey, ‘Beş Açıkhava sahnesi’nden bahsetmiş, Yiğit
Sertdemir ‘beş başlık’ vermiş. Bu ‘beş’te
vardır bir hayır..Tiyatro derken ‘beş taş’ oynanmasın da.
Erhan Bey ‘yapışkan bir adam’ olduğunu söylemiş. Nasıl?
Sakız gibi, asfalt gibi, cila gibi, boya gibi, sülük gibi..?
İBBŞT’daki gündem ve anlayış beni mutlu etmiyor.
Melih Anık
Not ve düzeltme:
Çarşamba matineleri bazı sahnelerde yeniden konulmuş. Bu durumda Engin Alkan matine-suare oynamak zorunda kalacak gene. Pazar matinelerinin kaldırılmasını sevmedim. İBBŞT fuayelerinde çok uzaklardan pazar matinesi gelen seyirci tanıdım. Onun seyircisi ayrı. Çocuk tiyatrosunda 12 ve 15 matine yapılmasının ise bir denemeden sonra kaldırılacağını ve eskiye geri dönüleceğini düşünüyorum.
Not ve düzeltme:
Çarşamba matineleri bazı sahnelerde yeniden konulmuş. Bu durumda Engin Alkan matine-suare oynamak zorunda kalacak gene. Pazar matinelerinin kaldırılmasını sevmedim. İBBŞT fuayelerinde çok uzaklardan pazar matinesi gelen seyirci tanıdım. Onun seyircisi ayrı. Çocuk tiyatrosunda 12 ve 15 matine yapılmasının ise bir denemeden sonra kaldırılacağını ve eskiye geri dönüleceğini düşünüyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder