İBBŞT’nin sayfasında (http://www.ibb.gov.tr/sites/sehirtiyatrolari/tr-TR/Sayfalar/Oyunlar.aspx
) Oyunlar başlığı altındaki listeye baktığımda aşağıda isimlerini verdiğim
oyunların repertuarın dışında kaldığını görüyorum:
Ben bu listenin geneline katılıyorum. Ama beğenmemiş dahi
olsam geçmiş dönemin hâsılatı bol oyunu Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım’ın
listeden çıkarılması hasılat ile karar verilmeyeceğini gösteriyorsa çok
olumludur. (Oysa şimdi Cibali Karakolu seçilmiş. Demek ki hâsılat hâlâ önemli) Kemal Kocatürk’ün İBBŞT’nın bir elemanı olduğunu öğrenmeme vesile
olan Lysistrata yirmi beş gösteri yapamadan emekli ettirilmiş. Oyun kötü idi
ama her yönetmenin yirmi beş gösteri hakkı olmalı ki Afife’ye aday olma şansını
kaçırmasın. Bakarsın beğenen olur falan. Yuvaya Dönmek de bu kapsamda bir oyun.
Bence yirmi beşi bulmasına izin verilmeliydi. Erhan Bey, kendi oynadığı oyuna
da kıymış(!) GSY ve tv dizisi yanında olmazdı tabii. Mesut İnsanlar
Fotoğrafhanesi eski GSY’nin projesi olarak İstanbul Büyük Şehir Belediyesi’nin
özel gecelerinin oyunu olmuştu. Çok sevdiğim Arda Aydın’ın oyunculuğu ile
ayakta duruyordu. Bu arada çok kısa süre oynanan Arda Aydın’ın baş rolde oynadığı Nekrasov gibi
bir oyunun kısa sürede sahne için toparlanabileceğini düşünüyorum. Erhan Bey
oyunu geri getirirse benden puan alır. Kösem Sultan ölü doğmuş bir çocuktu.
Oyuncuların bile sevmediği salondan fark ediliyordu. Dar Ayakkabıyla Yaşamak ve
Buluşma Yeri eski GSY’nin (Nurullah Tuncer) başarısız işleriydi. Kurumla dâvâsı
devam ediyor mu bilmem ama bu kurumdaki dengelere dokunmak anlamına da
gelebilir. Bir başka ağır top Ragıp Yavuz’un Ateşli Sabır’ı repertuarda
hatırlandığına göre Yavuz’un ağırlığı kenara konamamış demek ki. İBBŞT’nın en ağır
topu Engin Alkan’ın oyunlarına ise dokunulamayacağı görülmüş oldu. Onun
oyunlarının hem gişesi iyi hem de sahnede göz boyaması. Çağlar Çorumlu ve Sevinç
Erbulak çıktıktan sonra oyunu görmedim ama duyduğum kadarıyla seyirci onları
arıyordu. Engin Alkan tolerans gösterir mi ama o iki oyuncunun göreve dönmelerini
çok isterim. Hele Çağlar Çorumlu’nun tv başarısından sonra.. Büyünün Gözleri iyi bir deneme idi, bence ona
varana kadar kaldırılacak başka oyunlar var. Bu arada kostüm provasına kadar gelene Mehmet
Baydur’un Kadın İstasyonu’nun repertuara
alınması emek verenlere hem de bütçeye saygının bir gereği olacaktır. Diğer
oyunları görmediğim için yorum yapma şansım yok.
İBBŞT konusuna
girmişken aklımdakileri de yazayım bakarsınız yararlanan olur.
Yılda onlarca oyun ve kadroyu programlamak için uğraşan İBBŞT’nin bu
programı yapmak için bir bilgisayar programı yokmuş. Oysaki en önce birkaç oyunda
rol alan oyuncuların ve teknik ekibin programlarının çakışmaması için
bilgisayarı kullanmak en etkin yol olur. Ayrıca oyuncunun boş zamanını tespit
ederek yeni oyun kadrolarının teşkilinde de kullanılabilir. Program geçmiş ayın
seyirci sayısına da bakarak öneri yapabilir. Bölgesel verilerin
değerlendirilmesine yardımcı olur. Teknik ekibin salonlar arasında yer değiştirmesi
için en yakın taşıma mesafelerinin tespit edilmesi için de yararlı olur.
Daha da önemlisi İBŞŞT’nın teknik alt yapısına yapılacak
yatırımlardır. Ben konunun uzmanı değilim ama İngiltere National Theatre’ın
videolarını izledikçe bizde nelerin olmadığını çok iyi görüyorum. Oyun provalarında onlardan öğrenecek daha çok şey var. Salonlarda ‘surtitle’
işi bile bizde yerine oturmuş değil. İngilizce çeviri yok. Oysa klasik sahnelenecek örneğin bir Shakespeare oyunu İstanbul'da yaşayan yabancılardan gereken ilgiyi görecektir. İBBŞT yabancıları unutmamalıdır.
İBBŞT’nın yönetim şemasına bakarsak gene merkezden yönetim
görülüyor. Muhsin Ertuğrul’u çok sevdiğini söyleyen Erhan Bey, onun ‘bölgesel
tiyatro’suna bir daha bakmalı. İstanbul’da mekânlar bazında vahalar oluşturmalı
ve yerinden yönetime giriş yapmak üzere bir alt yapı hazırlamalı. Yardımcılar
mekânların sorumluları olarak atanmalı. Her salon çevresindeki eğitim kurumları
ile yakın ilişkiler içinde olmalı. Tiyatronun halk eğitimindeki rolünün
kavranması çok zor olmasa gerekir. Bu nedenle mekânların halka açık olmasını
temin etmek seyirciyi çeşitli kurslar vasıtasıyla o salonlarda toplamak çok
yararlı olacaktır. Muhsin Ertuğrul’u seven bir GSY, yeni
mekânların açılması için de elinden geleni yapar.
Gördüğüm kadarıyla kurumda çalışan pek çok oyuncunun
yönetmenin dışarıda kendi tiyatrosu veya başka işi var. Onların oyunlarını
İBBŞT sahnelerinde sunulması temin edilirse emek boşa harcanmamış ve kurum
mensupları böylelikle ‘full-time’ kendi kurumları için çalışmış gibi olabilir. Bu vesile ile bazı oyunların ya da tiyatrocuların kurum içinde sahneye çıkarılmasını temin etmek gerekir. Benim aklıma ilk gelen Ali Erdoğan'dır. geçen senenin en iyi oyunlarından biri İstanbul Aydın Üniversitesi'nin Lysistrata'sıdır. O oyunun İBBŞT repertuarına alınması yerinde olacaktır.
İBBŞT’nda ilgililere açık bir kütüphanesinin(kitap, metin, makale, tez, afiş, kayıt, fotoğraf vb) olması gerekir.
Benim gibi seyretmeden oyunu okumak isteyenler o kütüphaneden yararlandırılmalıdır.
Ciddi bir kütüphane bağışlarla daha da büyütülebilir. Bu hususta bilgisayar
ağından yararlanılabilir.
Tiyatro Müzesi’nden vazgeçtim ama 100 yıllık İBBŞT’nın bir
müzesi olmalıdır.
İBBŞT dünyadaki ödenekli tiyatrolar ile temas halinde olmalı, sesini duyurabilmelidir.
Türk Tiyatrosu’nun kuramsal ve tatbiki yeniliklerinin kaynağı
İBBŞT olabilir.
İBBŞT her yıl mutlaka birden fazla klasik oyun(Shakespeare, Moliere vb) sahnelemelidir.
İBBŞT Türk Tiyatrosu'nun temel taşları olan yerli yazarların oyunları için özel haftalar düzenlemelidir. Yeni genç yazarlar için prestijli bir kurum olmalıdır.
Türkiye’de farklı kültürlerin tiyatrolarına kapılarını açmak
İBBŞT’nın görevidir.
Yetişemediği yerde imkânlarını özel tiyatrolara açmaktan
daha doğal bir şey yoktur. Ama bu konuda telif hakkına ve gençlere değer
vermelidir.
Repertuarın teşkilinde hâsılat kadar yenilikçi işlere de dikkat edilmesi ve yer
verilmesi gerekir.
Çocuk tiyatrosunda sıradanlaşmış gösteriler yerini görsel
bir şenliğe bırakmalıdır. Bu amaçla daha az ama daha özel kurulmuş(yazar, özel
oyuncu,uzman ve teknik alt yapı ile) bir çocuk tiyatrosu ihtiyacı vardır. Yurt dışından bu
amaçla topluluk getirilebilir.
Salonların iyileştirilmesi gerekir. Ümraniye ve Fatih Sahneleri
ivedilikle düzenlenmelidir. Akustiği berbat olan Ümraniye sahnesi açık alan olarak düzenlenebilir
meselâ.
Daha da çok husus var…
Yâni…..
İş sadece ‘törpülemek’ değildir. Eskinin oyunlarını parlatıp
seyircinin gözünü boyamak değildir. İBBŞT 100 yıllık bir kurumdur. O vizyonla
yönetilmesi gerekir.
Melih Anık
Not:
Bir merakım da var. İBBŞT'da oynamayan yönetmenler ile oynayan yönetmenler var. Bu ayrım nasıl oluyor?
Yukarıdaki hususlar Anadolu'daki tüm belediye tiyatroları için de geçerlidir.
Bir merakım da var. İBBŞT'da oynamayan yönetmenler ile oynayan yönetmenler var. Bu ayrım nasıl oluyor?
Yukarıdaki hususlar Anadolu'daki tüm belediye tiyatroları için de geçerlidir.
Oyun afişleri kötü, Tanıtım ,ve duyuru yetersiz,100 yıllık kurumun fotoğraf arşiv müzesi yok
YanıtlaSil