18 Mayıs 2014 Pazar

Tiyatro Eleştirmenleri Birliği Derneği Ne İşe Yarar?

19.İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında düzenlenen “Kuram Atölyesi”nin konu  başlığı “Tiyatro Eleştirisi” idi. Toplantının “kuram” kısmına ait görüş ve düşüncelerimi bir yazı ile paylaşacağım ama toplantıda bana ilginç gelen bir hususu ayrı bir yazıda paylaşmak istedim.

Toplantıda İÜ Tiyatro Eleştirmenliği ve Dramaturji Bölümü’nden bu yıl mezun olacağını belirten bir öğrenci sıkıntısını paylaştı “Eleştirmenlik okudum ama mesleğimi yapabilecek bir alan bulabilecek miyim kuşkuluyum” dedi. Ben de konu açılmışken toplantıda bulunan TEB üyelerinden (Üstün Akmen, Zehra İpşiroğlu, Hami Çağdaş, Schild Robert, Pınar Şenel. Dikmen Gürün o sırada toplantıdan ayrılmıştı.)  eleştirmenlik mesleğinin desteklenmesine yönelik olarak “TEB’in eleştiri ödülü vermesini” istedim. Zehra İpşiroğlu “Güzel fikir, bunu konuşalım” derken Üstün Akmen ve  Schild Robert âni bir tepki vererek teklifimi tuhaf bulduklarını gösterdi. “Biz kendimize mi ödül vereceğiz?” dediler. Daha sonra söz alan Üstün Akmen “Komik bir şey, kendi kendimize ödül mü vereceğiz? Tiyatrocular bize ödül versin.” dedi. Schild Robert de kendisini onayladı. Maalesef toplantı sona ermekte idi ve moderatör(Ata Ünal) benden sıkıldığını gösteren duygularını(toplantı sırasında kendisini birkaç kez uyardım ve arasında kendisine toplantı hakkındaki eleştirilerimi aktardım) beden diliyle ortaya koydu, “başkaları konuşsun” diye mikrofonda açıklama yapmama izin vermedi, açıklayamadım. Toplantı sonunda Zehra İpşiroğlu’nun yanına giderek  amacımın genç eleştirmenler için ödül verilmesini ifade etmek olduğunu söyledim. O da “ben de öyle anladım” dedi. Anlayan anlıyordu yâni.

Üstün Akmen TEB sayfasında genç eleştirmenler başlığı altında bir sütun açtıklarını oraya bir adet yazı geldiğini söyledi, genç eleştirmen yok ki imasını yaptı. Dikmen Gürün kendi konuşması esnasında “Genç eleştirmenlerin çıkmasını” dilerken aslında aynı düşünceyi bir başka şekilde ifade etmişti. Toplantının sonunda söz alan Hami Çağdaş, 1994 yılında kurulan İÜ Tiyatro Eleştirmenliği ve Dramaturji Bölümü’nden kendisine yazı getiren bir kişi olduğunu söyledi, bölümden eleştirmen çıkmadığını ima etti “Yazı getirdiniz de ilgilenmedik mi?” dedi.

Doğrusunu isterseniz ben TEB üyesi olsam genç bir meslektaşımın ifadesiyle görevimi yapamamış olmanın üzüntüsünü duyardım. Toplantıda gördüğüm TEB üyelerinde ben bu üzüntüyü görmedim zira bu konuda bir sorumluluk hissetmiyorlardı.

Derneğin tüzüğüne baktım:
Dernek, Tiyatro (sahne ve gösteri sanatları) alanında eleştiri disiplininin yurdumuzda gelişmesini, diğer milletlerin bu alandaki çalışmalarını, kullandıkları yöntem ve teknikleri ülkemizde tanıtarak bilimsel ve çağdaş düzeye ulaşmasını, sahne faaliyetlerimizin yurt içinde ve dışında tanıtılmasında güvenilir bir değerlendirme kaynağının oluşmasını sağlamak, etkinleştirmek, geliştirilmesini sağlamak ve bu konuda çalışmalar yapan kişi ve kuruluşlara destek vermek amacı ile kurulmuştur.
Kurs, seminer, konferans ve panel gibi eğitim çalışmaları düzenlemek,
Amacın gerçekleştirilmesi için gerekli olan her türlü bilgi, belge, doküman ve yayınları temin etmek, dokümantasyon merkezi oluşturmak,
Ülkemizin çeşitli bölgelerinde tiyatro (sahne ve gösteri sanatları) ile ilgili eleştiri çalışmaları yaparak Birlik merkezinin çalışmalarına katılmak ya da bunlardan yararlanmak isteyen kişi ve gruplarla ilgilenir, bunları bir araya getirmeye veya bünyesine almaya çalışır.
 Görev konularıyla ilgili olarak mahalli, ulusal ve uluslararası nitelikte kongre, konferans, sempozyum, seminer ve staj gibi bilimsel sanat faaliyetleri ile sergi ve festivaller düzenleme ve bunlara katılma olanaklarını sağlamaya çalışır.
 Genç eleştirmenlerin mesleki gelişmelerini, bilgi ve görgülerini arttırmalarını kolaylaştırmak için stajlar düzenler, başka ülkelerde düzenlenen bu gibi mesleki stajlara katılmalarına yardımcı olur.
 Tiyatro eleştirmenlerinin mesleki ve manevi haklarının güvence altına alınmasına ve korunması için çaba harcar.”

Kendi içine kapalı, dışarıdan içeri girmenin dernek üyelerinin onayına bağlı olan TEB bunlardan hangisini yapıyor? Üyelerinin ona buna hoş görünecek yazılar yazmak, ödül jürilerinde arz-ı endam ederek korku uyandırmaktan başka ne yaptıklarını söyler misiniz?

Üstün Akmen ve Schild Robert’in âni tepkileri kendilerini ele vermiş oldu: Eleştirmen deyince sadece ONLAR(yâni TEB üyeleri) var, ödül alacaksa onlar alacak. Oysa YENİ fikirli(oldukları için GENÇ) o kadar çok yazar var ki.  Ben yanımda bir listeyle gitmiştim. “Genç” eleştirmen yok diyorlar ya fırsat verilse isimleri okurdum: Can Merdan Doğan, Mehmet Özel, Bahar Çuhadar, Zeynet Öztunca, Berna Kurt, Serkan Fırtına, Barış Yıldırım, Beliz Güçbilmez, Süreyya Karacabey, Gülin Dede Tekin, Cansu Karagül, Şebnem Sözer, Fırat Güllü, Ege Küçükkiper, Cahide Acar, İhsan Ata. Daha pek çok da var.

TEB onların kendilerine gelmesini bekliyor. Ne kadar kolay! Köşelerinizden kalkın ve siz onları bulun çıkarın! Aslında bu GÖREVİNİZ. Böyle giderseniz çürüyeceksiniz ….. çürümeye başladınız bile. Hiç değilse ELEŞTİRİYİ çürütmeyin..

Böyle dernekçilik de hoş yâni.. İbrikçilik, değnekçilik bile daha işlevsel..


Melih Anık

1 yorum:

  1. MERHABA,

    İŞLERİMİN YOĞUNLUĞU NEDENİYLE, UZUN ZAMANDIR YAZILARINIZIN ALTINA "YORUM" YAZAMIYORDUM. YAZACAĞIM. BU, SADECE BİR "SÖZ VERME" SLOGANI. BU, BİR YAZI DEĞİL! TİYATRO ELEŞTİRMENLERİ BİRLİĞİ EYLEMSİZLİĞİNİ SİZİN KADAR NET ANLATAN BİRİNE RASTLAMADIM...

    HİLMİ BULUNMAZ

    YanıtlaSil