19.İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında düzenlenen “Kuram
Atölyesi”nin konu başlığı “Tiyatro
Eleştirisi” idi. Toplantının “kuram” kısmına ait görüş ve düşüncelerimi bir
yazı ile paylaşacağım ama toplantıda bana ilginç gelen bir hususu ayrı bir yazıda
paylaşmak istedim.
Üstün Akmen TEB sayfasında genç eleştirmenler başlığı
altında bir sütun açtıklarını oraya bir adet yazı geldiğini söyledi, genç eleştirmen
yok ki imasını yaptı. Dikmen Gürün kendi konuşması esnasında “Genç
eleştirmenlerin çıkmasını” dilerken aslında aynı düşünceyi bir başka şekilde
ifade etmişti. Toplantının sonunda söz alan Hami Çağdaş, 1994 yılında kurulan
İÜ Tiyatro Eleştirmenliği ve Dramaturji Bölümü’nden kendisine yazı getiren bir
kişi olduğunu söyledi, bölümden eleştirmen çıkmadığını ima etti “Yazı
getirdiniz de ilgilenmedik mi?” dedi.
Doğrusunu isterseniz ben TEB üyesi olsam genç bir meslektaşımın
ifadesiyle görevimi yapamamış olmanın üzüntüsünü duyardım. Toplantıda gördüğüm
TEB üyelerinde ben bu üzüntüyü görmedim zira bu konuda bir sorumluluk
hissetmiyorlardı.
Derneğin tüzüğüne baktım:
“Dernek, Tiyatro
(sahne ve gösteri sanatları) alanında eleştiri disiplininin yurdumuzda
gelişmesini, diğer milletlerin bu alandaki çalışmalarını, kullandıkları yöntem
ve teknikleri ülkemizde tanıtarak bilimsel ve çağdaş düzeye ulaşmasını, sahne
faaliyetlerimizin yurt içinde ve dışında tanıtılmasında güvenilir bir değerlendirme kaynağının oluşmasını
sağlamak, etkinleştirmek, geliştirilmesini sağlamak ve bu konuda çalışmalar
yapan kişi ve kuruluşlara destek vermek amacı ile kurulmuştur.
Kurs, seminer,
konferans ve panel gibi eğitim çalışmaları düzenlemek,
Amacın
gerçekleştirilmesi için gerekli olan her türlü bilgi, belge, doküman ve yayınları
temin etmek, dokümantasyon merkezi oluşturmak,
Ülkemizin çeşitli
bölgelerinde tiyatro (sahne ve gösteri sanatları) ile ilgili eleştiri
çalışmaları yaparak Birlik merkezinin çalışmalarına katılmak ya da bunlardan
yararlanmak isteyen kişi ve gruplarla ilgilenir, bunları bir araya getirmeye
veya bünyesine almaya çalışır.
Görev konularıyla ilgili olarak mahalli,
ulusal ve uluslararası nitelikte kongre, konferans, sempozyum, seminer ve staj
gibi bilimsel sanat faaliyetleri ile sergi ve festivaller düzenleme ve bunlara
katılma olanaklarını sağlamaya çalışır.
Genç eleştirmenlerin mesleki
gelişmelerini, bilgi ve görgülerini arttırmalarını kolaylaştırmak için stajlar
düzenler, başka ülkelerde düzenlenen bu gibi mesleki stajlara katılmalarına
yardımcı olur.
Tiyatro eleştirmenlerinin mesleki ve manevi
haklarının güvence altına alınmasına ve korunması için çaba harcar.”
Kendi içine kapalı, dışarıdan içeri girmenin dernek
üyelerinin onayına bağlı olan TEB bunlardan hangisini yapıyor? Üyelerinin ona
buna hoş görünecek yazılar yazmak, ödül jürilerinde arz-ı endam ederek korku
uyandırmaktan başka ne yaptıklarını söyler misiniz?
Üstün Akmen ve Schild Robert’in âni tepkileri kendilerini
ele vermiş oldu: Eleştirmen deyince sadece ONLAR(yâni TEB üyeleri) var, ödül
alacaksa onlar alacak. Oysa YENİ fikirli(oldukları için GENÇ) o kadar çok yazar var ki. Ben yanımda bir listeyle gitmiştim. “Genç”
eleştirmen yok diyorlar ya fırsat verilse isimleri okurdum: Can Merdan Doğan, Mehmet
Özel, Bahar Çuhadar, Zeynet Öztunca, Berna Kurt, Serkan Fırtına, Barış
Yıldırım, Beliz Güçbilmez, Süreyya Karacabey, Gülin Dede Tekin, Cansu Karagül,
Şebnem Sözer, Fırat Güllü, Ege Küçükkiper, Cahide Acar, İhsan Ata. Daha pek çok
da var.
TEB onların kendilerine gelmesini bekliyor. Ne kadar kolay!
Köşelerinizden kalkın ve siz onları bulun çıkarın! Aslında bu GÖREVİNİZ. Böyle
giderseniz çürüyeceksiniz ….. çürümeye başladınız bile. Hiç değilse ELEŞTİRİYİ çürütmeyin..
Böyle dernekçilik de hoş yâni.. İbrikçilik, değnekçilik bile
daha işlevsel..
Melih Anık
MERHABA,
YanıtlaSilİŞLERİMİN YOĞUNLUĞU NEDENİYLE, UZUN ZAMANDIR YAZILARINIZIN ALTINA "YORUM" YAZAMIYORDUM. YAZACAĞIM. BU, SADECE BİR "SÖZ VERME" SLOGANI. BU, BİR YAZI DEĞİL! TİYATRO ELEŞTİRMENLERİ BİRLİĞİ EYLEMSİZLİĞİNİ SİZİN KADAR NET ANLATAN BİRİNE RASTLAMADIM...
HİLMİ BULUNMAZ