15 Mayıs 2014 Perşembe

Bir Eylem Olarak Tiyatro




Günlerden Soma.. Twitter’da Birgün Gazetesi çıkışlı bir fotoğraf gördüm. Başında madenci bareti, üstünde kirlenmiş  beyaz bir atlet, bir kara pantolon, yüzü ve bedeni kömür karası, ayakları çıplak genç bir adam Şişli’de yürüyordu.

Günlerden Soma.. Facia yeni duyulmuş. İlk önce o çıkmış sokağa.. Tek başına..

Ne iş yapar, bilmiyorum. Bir eylem yaptığı çok belli. Ama tek başına..

Sadece yürüyor sesi çıkmıyor ama yürüyüşüyle, kıyafetiyle “konuşuyor”. Hem de bağıra çağıra..

Hemen fotoğrafı paylaştım: “’Sokakta tiyatro’ İşte bu.”
 RT’ler çığ gibi geldi. Tiyatro yazılarım bile bu kadar RT’lenmemişti. Anlaşılan fotoğraf pek çok gönülde aynı izi bıraktı.

Sessiz bir çığlıktı. İçinde yürek dağlayan bir his vardı. Bir fiske gibi dokunuyor ama içinizdeki dağları yerinden oynatıyor, küçücük bir dokunuşla devâsa kuleleri yıkıyordu.

O genç, sokakta kendi halindeliği ile içindekileri paylaşıyordu. Samimi idi. “Sanat olsun” diye değildi yaptığı ama sanat olmuştu işte.

Sanatın bağırması gerekmiyor dedim kendime. Sessiz performans pek çok sözden daha etkili. Etkili olması için akıllı olması yetiyor.

Sanatçı, sokakta, herkesten farklı olmalı dedim kendime. Hatta herkesten daha çok görünür olmalı.

En büyük gücü de sanatı, kimselerde olmayan..


Melih Anık

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder