6 Ağustos 2012 Pazartesi

Hürriyet ve Medyanın Perişanlığı


Türkiye’nin “kaptan” gemisi”(?) Hürriyet’in 6 Ağustos 2012 tarihli internet sayfasında resimli bir haber var. "Bu benim sırrım- 22 madalyalı efsane yüzücü Michael Phelps, Hürriyet'in sorularını yanıtladı.”
Haberde Phelps’in fotoğrafı kullanılmış.
Tıkladığınızda alt sayfayı açıyorsunuz:
"Bu benim sırrım"
Mehmet ARSLAN - Figen GÜNEŞ   6 Ağustos 2012
22 altın madalyalı Michael Phelps dün Londra Media Center'da bir basın toplantısı düzenledi.
2012 Londra Olimpiyatları’nda aldığı başarılar ile birlikte kariyerindeki madalya sayısını 22’ye yükselten Phelps, Hürriyet’in sorularını yanıtladı…
MADALYA KOLEKSİYONCUSU PHELPS / FOTO GALERİ
İşte Phelps’in Hürriyet’e özel açıklamaları…
PHELPS HÜRRİYET'İN SORULARINI YANITLADI / WEB TV
- Mark Spitz 7 altın madalya kazanmıştı. İstanbul’da bir kıtadan diğerine yüzdü. Sen de yüzmeyi bıraktın. Spitz gibi İstanbul Boğazı’nda yüzer misin?
Ben kumsalı olan bir okyanusta yüzmek istiyorum. Emekli oldum ve dünyayı dolaşacağım.”
- Kazandığın 22 madalyayı nerede saklıyorsun?
-Bu benim sırrım.
İŞTE PHELPS'İN BASIN TOPLATISININ TAMAMI (kelimedeki hata onlara ait)
 PHELPS MADALYAYA DOYMUYOR
 REKORLARIN ADAMI PHELPS
 PHELPS'İN ÇOCUKLUK RESİMLERİ
Büyük harflerle dizilmiş başlıklar tıklandığında başka sayfalara yönlendiriyor sizi.
Meğerse Phelps basın toplantısı düzenlemiş ve Hürriyet muhabiri o toplantıda “o” soruları sormuş. Yani Hürriyet’e “özel açıklama yapılmamış”. Basın toplantısını seyrettiğinizde seslerden ve de Phelps’in beden dilinden  soruların  o salonda “ciddiye” alınmadığı da çok açık.
Ben bu tür toplantılarda gazeteci kimliği taşıyanların sordukları soruların  kişileri tanıtmadığını;  “o” kişilerin içinde yaşadıkları toplumu nasıl algıladığını gösterdiğini;  toplumun ama daha da önce onların gazetedeki âmirlerinin gözüne girme amaçlı olduğunu düşünüyorum.  Zira “o” muhabir, haberin gazetede bir türlü yer almasının da peşindedir ve “haberi nasıl ilginç hale getiririm” gayesiyle sorar ve kurgular.
Bu haberde soruların dünya arenasında hiç de önemli olmadığı ortaya çıkmıştır. Ama haber, spor dünyamızı ifşa etmektedir ki bence o daha da önemlidir.  Spor, medyanın çok da umursadığı bir “şey” değildir.  Medya sansasyonel masa başı haberlerle ilgilidir sansasyon yoksa, “itina ile yaratılır”. Bu, okuyucuyu da küçümsemenin ve de “onu ben istediğimi gibi yönlendiririm” algısının da bir başka türlü yansımasıdır ki acıklı durum budur.
Phelps gibi dünyanın en büyük sporcularından birine sorulan sorular Türk medyasının perişan halinin bir görüntüsüdür.
Ne yazık ki bu medya tiyatroya(ve sanata) da aynı göz ve beyinle bakmaktadır. Sporda gelinen durumun içinde en büyük pay da gazetecinin sanattan payını almamış olmasıdır. Siz bakmayın “köşe tutmuşlara” en önden davetiye verilmesine ve onların da "anlar gibi" yapmalarına..

Melih Anık

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder