24 Mayıs 2019 Cuma

Duygu Ece K.'nın twitter Hesabında Başlattığı Tartışma

Duygu Ece K. twitter hesabında takipleştiğim bir kişi. Kendi hesabından yaptığı bir paylaşım bir tartışmayı başlatmış:


“Tiyatro biletlerinin 70-80 lira olması beni çok üzüyor arkadaşlar. Tiyatro lüks olmamalı ya. Gerçekten üzülüyorum.”

Bu paylaşıma yapılan yorumlar benim çok ilgimi çekti. Duygu Hanım'dan bunları kendi blogunda yayımlamasını yoksa bir blog açmasını istemezse benim blogumda paylaşabileceğimi söyledim. Benim blogumda paylaşılmasını tercih ettiğini söyledi. Üstüne üstlük tüm yazışmaları mükemmel bir mizanpajla düzenledi bana gönderdi.

Aşağıdaki satırlarda bu tartışmaları okuyacaksınız. Bu tiyatroda bilet fiyatı ile başlıyor ama tiyatronun meselelerine doğru derinleşiyor. Ben kendi adıma çok yararlandım. Böyle bir tartışmayı başlattığı, yer yer katılarak sabırla yönlendirdiği ve bana bunu paylaşma fırsatı verdiği için çok teşekkür ederim.

Duygu Ece K.'nın twitter hesabı @kcgyd Herkese tavsiye ederim. 




-          Buradaki yazı bir parça durumu açıklıyor. https://www.birgun.net/haber-detay/ozel-tiyatrolar-haksiz-bir-rekabetin-icinde-234311.html
-          Kemal Bey, yazıyı okudum. Bence maliyet tablosu kısmı biraz sıkıntılı görünse de yazıda, zaten özel tiyatroların bilet fiyatlarının yüksek olma nedenlerini anlayabiliyorum. Yazıdaki DT ve ödenek eleştirilerinize katılıyorum. Ancak anlamak, kabullenmeyi sağlamaz. Bu sistem sürdürülebilir olmaktan çıkıyor. Zaten küçük tiyatrolar için durum çok daha zor. Oyun üretmek sıkıntılı ve bu oyunlara gelen kitlenin izleyebildiği oyun sayısı bu bilet fiyatlarıyla düştükçe, bilet fiyatları artmaya devam etmek zorunda kalacak. Oyun sayısı azalacak.
-          Sıkıntılı bulduğunuz nedir, bunu yazar mısınız? Mail de atabilirsiniz.
-          Akşam daha detaylı konuşabiliriz Kemal Bey. Maddi bir sıkıntıdan bahsetmiyorum, sadece maliyetin zaten içinde hesaplanmış olan kalemleri tekrarlamışsınız gibi duruyor.
-          Anladım. Prodüksiyonla günlük masrafları tekrar ettiğimi düşünüyor olabilirsiniz. Karıştırmadım. Biri salon giderleri, yani moda sahnesi’nin açık kalması için gerekli miktar, diperş oyun için harcanan miktar. Onlar iki ayrı kalem olarak hesaplanmak zorunda.
-          Hala anlamakta zorlandığım noktalar var. Ancak bu noktaların hiçbiri konunun özü itibariyle Aslında çok da anlamlı değil. Çünkü eleştiri getirdiğim nokta zaten kalem bazında maliyetlere göre bilet fiyatlarının yüksek kalması değil. Sübvansiyon ya da sponsorluk olmaksızın, vergi düzenlenmeleri yapılmadan, maliyetlerde yapılacak tasarruf bilet üzerinde ciddi bir etki yapmayacaktır ve asıl problem; ekonomi ve kültür politikalarından kaynaklanmakta, bu konudaki algıda yatmakta. O yüzden başından beri hiçbir zaman tiyatroları ya da tiyatrocuları sorumlu tutan bir söyleme girmedim bu sorunla ilgili. Ancak bir şeylerin değişmesi gerektiği ortada ve bu da kendiliğinden olmayacaktır. İzleyiciyle birlikte esas olarak tiyatroların bu konuda baskı yapması lazım. Ancak dünden beri gelen kimi tepkiler; izleyiciler içinde de, tiyatrocular içinde de “sanatın lüks olması gerektiği” gibi bir algının hiç de azımsanmayacak şekilde olduğunu gösterdi. Sanırım öncelikle ulaşılmaz oldukça daha değerli olur mantığını değiştirecek eylemler gerekiyor.
-          Tabi ki. Kavramların analizi yeterli değil. Herşeye tiyatro deniyor. Oysa tasnifler yapılmalı. Kamunun ya da devletin destekleyecekleri belirlenmeli. Bunların işlevi tanımlanmalı. Ekonomik modelleri yeniden yapılandırılmalı. Örneğin yerli yazar dt’de %40 telif alıyor. Bu oran kötülük doğurur.
-          Telif konusunda konuşabilecek bilgiye sahip değilim, ne demek istediğinizi anlamakla beraber yorum yapacak yeterliliğim yok. Düzenlemeler ve kavram setlerinin oturması konusunda haklı olduğunuzu düşünüyorum. Fakat bunlar uzun süreçler ve sanki daha pratik sonuçlar da lazım?
-          Pratik sonuç a) tiyatro biletinden verginin kalkması b) salon işleten tiyatrolara “onların kamusal alanda sanat üreten kurumlar olduğu” gerçeğinden hareketle parasal destek (fon) sağlanması c) kamusal, deneysel, bağımsız tiyatro oyunlarına salon ve para desteği.
-          Peki sorum şu; bunların gerçekleşmesi için ne gibi adımlar attınız? Sorunu çözecek merciye güçlü bir taleple gittiniz mi? Mesela kamuoyu desteğini almak için neler yaptınız? Çünkü bir şey yapılmazsa Moda Sahne değil belki ama 2-3 sene içinde pek çok özel tiyatro kapanır böyle.
-          Bu ülkenin kültür bakanı fikri sağlar’ken bile çözülemedi bu işler.
-          Bazen çabaların kendisi çözüm kadar değerlidir. Bence.
-          Çaba çok, duyan yok😶
-          Yanlış anlamayın ama bunca tiyatro aynı dertten muzdaripken, bu kadar ünlü, tanımmış oyuncu tiyatro yaparken, izleyici için de tiyatro için de durum gittikçe karanlıkken, çabalarınız en azından kamuoyunda duyulmuyorsa bir sıkıntı yok mudur? Bir de ideal ve kalıcı çözüm elde edilene kadar en azından Kısa vadede iki taraf için de daha rahatlatıcı olabilecek yeni iş modelleri geliştirmek de düşünülemez mi?
-          Her alanda olan örgütlenememek problemi bu alanda da geçerli. Bakın siz de tiyatroların bir bütün olduğunu düşünüyorsunuz. Mesele bu. Diziler neden 60 dakikaya düşemiyor, onca insan bunu isterken? Çünkü istemesi gerekenler istemiyor. Yani ünlüler😶
-          İşte ben de zaten Aslında o örgütlenememe problemine değinmiştim hatalı olan bir şeyler var derken. Burada istemesi gerekenler de endüstrinin başını çeken tiyatrolar ve oyuncular yine. Birlik olunması gerek ve bu noktada gerekeni yapmamak da genel problemin bir parçasına dönüyor.
-          Endüstri demişsiniz ama E’sinin bile olmadığı bir alan Türkiye’de tiyatro.
-          Hakkınız vardır. Peki tüm samimiyetimle tekrar soruyorum o halde; ne yapmalıyız? İzleyici şikayetçi, oyuncu şikayetçi, tiyatro işletmecisi şikayetçi, bu işin bütün bileşenleri durumdan mustarip ve rahatsızken, gelecek de parlak değilken ne yapmalı? Çünkü mutlaka bir şey yapmalı.
-          Yapılacak şeyler hakkında bir takım oluşumların (oyuncular sendikası, tşyatro kooperatifi, Kadıköy tiyatro platformu vb) fikirleri var, bunlsrı yetkililerle de paylaştılar. Öyle bir döneme geldik ki tiyatro problemi konuşmak lüks şu an. Kimse böyle bir ortamda bizi duymaz. Burası böylesine katmanlı bir problemi konuşmak için yeterli bir aygıt değil ne yazık ki.
-          Bu konuda sizinle tamamen aynı şeyi düşünüyorum. Gerçekten açlık söz konusuyken, ihtiyaçlar hiyerarşisini görmezden gelerek kültürün, sanatın baş gündem olması gerek demek şımarıklık olur. Ama ucundan tutulmadıkça da kangrene dönecek gibi geliyor. O yüzden belki de acil bir şekilde yapılması gereken kapsamlı reform için mücadeleye top yekun girilemediği noktada, daha dar kapsamlı, geçici ve belki yerel kalan ama hızlı çözümler sunabilecek yeni modeller kurmak olabilir?

-          Londra’da 3 bilet aldım son 3 ayda. 100-78-84 pound:( her yer aynı:(
-          Londra’yı hiç bilmiyorum, doğrudur orada da benzer şekilde pahalıdır ama Amerika’ya bakmıştım ve mesela ünlü oyuncuların olduğu oyunlar da dahil olmak üzere 30$’dan yüzlerce dolara kadar farklı fiyat uygulamaları var. Bizdeki pahalılık ise genel bir fiyat politikası ve zorluyor.
-          Amerika da da Broadway de Mamma Mia yı izlemiştim 2012 de. 100 $ dı. Philip Seymour Hoffman ve Andrew Garfield lı Satıcının Ölümü nün biletleri 150 den başlıyodu ve tek bilet satmadıkları için gidememiştim. P.S Hoffman ın ölmeden önceki son işiydi. Gitseymişim keşke diyorum hep:(
-          Üzüldüm kaçırmış olmanıza. Bu arada broadway fiyatları özellikle, fahiş. Off-broadway nispeten daha ucuz bildiğim kadarıyla. Bir de tiyatroların müdavimlik özel fiyat uygulamaları da olabiliyor sanırım. Ama şu konuda haklısınız; genel olarak ekstrem fiyat uygulamaları her yerde.
-          Evet. Hugh Jackman anlatmıştı. Off broadway di galiba. Parası olmayan öğrenciler için filan özel uygulamalar varmış. Bedavaya yakın fiyatlar. Çok idealist, hoş şeyler tabi. Bu arada ben All my sons biletimi yakıyorum ne yazık ki:( buralarda tanıdığınız biri varsa vereyim izlesin. Burada da siteye girdiğinizde 30 pounddan başlıyo diyolar ama o gösterdiği yerden izlemekle tv den izlemek arasında hiç fark yoktur. Sahneyle alakası yok, ya da tarih uymuyo, tek satmıyo v.s
-          Hmmmm bunu bilmiyordum. Ben direkt siteden bakarak o fiyatları söylemiştim bu arada. Tabii öyle olması çok can sıkıcı. Ama şu örneği vereyim burada Bilginer’in oyunu için en arka ve köşe blokların fiyatı 70 lira.
-          Craft’ın uygulaması hoşuma gitti benim. Herkes bulduğu yere oturuyo. Öyle olmalı belki. Ve biletlerin pahalı olduğunu düşünmüyorum sanmayın. Gerçekten pahalı. Sadece bize özgü değil demek istemiştim.

-          Yani Türkiye’de onda biri fiyatına. Şikayet edilecek bir durum yok bence. 10 pound da veriverelim millet 100 pound verirken.
-          İnsanlar orada maaşları da dolar ya da poundla alıyor Yalnız. Sadece harcamayı değil, geliri de çevirin dövize. Gerçi bunu düşünemeyecek kadar salak değilsinizdir, bilerek manipüle etmeye çalışma söz konusu, uğraşmayacağım o yüzden.
-          Olaya sadece gidenlerin ödemesi gereken fiyatın, kazançlarına oranı olarak bakarsanız çok doğru tüm söyledikleriniz. Ama tiyatrocular da fotosentezle yaşamıyor takdir edersiniz ki. Kira ödüyorlar, işin gideri var, faturalar var ve bir şeyler yemek zorundalar.
-          Bunların aksini iddia eden kim? Tiyatroculara bileti lüks yapan sizsiniz diyen kim? Kültürün bu ülkede lüks tüketim ürünü muamelesi görmesi tamamen politik bir mesele. Eleştirdiğim de bu. Bu fiyatlar sürdürülebilir değil, politika yanlış, şu an lüks ama böyle olmamalıydı diyorum.
-          Kaygınızı anlıyorum ve paylaşıyorum. Yazdıklarınız biletlerin fiyatını belirleyen tiyatroları hedef gösterir gibi tınladığı için işe o taraftan yaklaştım. Bahsettiğimiz mevzu zaten sadece tiyatronun değil, soğanın, yemin, kağıdın da sorunu. Umalım ki bu günler vay be ne günlerdi diye hatırlayıp aman geçti gitti diye kapatacağımız anılara dönüşür.
-          Dümdüz bir şey yazdım. Bu fiyatlar üzücü, lüks olmamalı dedim. Altındaki tweetlerde tiyatro dışındaki kültürel üretimin de pahalı olmasına değindim. Buradan tını çıkartmak benim yönlendirmem değil, okuyanın önkabulüne dayalı bir şey. Üç gündür aynı cümleleri tekrarlıyorum ya :/
-          Her gören, tüm detayları görmemiş olabilir. Neticede hızlı fikir paylaşımını esas alan bir toplumsal ortam burası. :) zaten yaptığınız açıklamalar varsa tekrar etmemek de seçenek. Ama zaman ayırdığınız için de teşekkür ederim. Neticede aynı şeylerden kaygılıyız ve tartışıyoruz.

-          Devlet operasında bile fiyatlar öyle..indirim sitelerinde de max.50ye düşüyor kodla..devlet tiyatrolarindaki ucuzluğu savunmanın alemi yok çıkan oyunlar ortada onlar da vergi desteğiyle o kadar ucuz zaten..şu anki piyasa koşullarında maalesef daha ucuza bilet olması zor :(
-          Biletler pahalı değil, biz sürünüyoruz
-          Aynen öyle, etin kaliteli kısmından 1kg fiyatı yoksa
-          E tabii et için de bilet için de sonuçta dönüp dolaşıp alımgücünün düşüklüğü ve enflasyona geliyoruz. İkisi de olması gereken fiyattan satılmıyor ve biz de olması gereken ücretlerle çalışmıyoruz.

-          Cehalet arttıkça bilginin daha pahalı olması bence çok doğru. Daha da pahalı olmalı.
-          Çok merak ediyorum, hangi mantıkla? Cehaletin artmaması için bilgiye erişimin daha kolay ve ucuz olması gerekiyor. Size bunu söyleten yaklaşımlarda bahsedilen ve pahalı daha doğrusu değerli olması gereken bilgi ise; uzmanlık bilgisinin kullanılmasıdır, genel kültür değil.
-          Çevrenizde sizce genel kültürü yüksek kaç insan var? Artık insanlar kapitalizmin getirdiği gericiliği satın almayı tercih ediyor. Adam öldürme üzerine dayalı bir oyun 300 tl civarında. Fakat yıllarca eğitim alarak size insan olmayı öğreten bir oyun 60 tl. Ayrıca bilgiye ya da sizin dryimiz ile genel kültüre bu kadar kolay ulaşabildiğimiz için artık güvenilir ve gerçek bilgi yaşamamaktadır. Bunları size muhalefet olmak ya da düşüncenizi eleştirmek için söylemiyorum. Bu sebeptendir ki sanat daha pahalı olmalı. Sanatçılar hak ettiklerini almalı. Sanata herkes ulaşmamalı. Sanat gerektiğinde onlara ulaşır çünkü.
-          Yine yanlış. Bi kere ürünleri kıyaslayamazsınız. Ama hadi kıyasladınız; bilgisayar oyununa 300 lira verip sabahtan akşama aylarca istediği kadar kullanıyor ama tiyatro için bir saatliğine 60 lira veriyor. Ayrıca genel kültürün yükselmesi için kültürel etkinlikler daha ucuz olmalı zaten. Oyuncunun aldığı paradan çok salon gideri, işletme maliyetleri, dekor, kostüm, ışık, metin telifleri söz konusu. Burada da biz çok para verdikçe sanatçıyı ve sanatı yüceltmiyoruz, sanat lüks tüketim gibi görüldüğü için çok para vermek zorunda kalıyoruz.
-          Mesleğiniz nedir acaba?
-          Konumuzla ne ilgisi var?
-          Belki ilgili olabilecek bir kaç şey söylemek istiyorumdur. Ayrıca sinirleniyor oluşunuz beni üzüyor. Sizi kızdırmak için yorum yapmadım.
-          Sinirlenmiyorum ama konunun sapmasını istemiyorum. Mesleğimle konuştuğumuz konuda söyleyeceklerinizin bir ilgisi yok. Sizin mesleğinizle de yok. Ama maliyet konusunda size referans olarak şunu göstereyim madem: https://www.birgun.net/haber-detay/ozel-tiyatrolar-haksiz-bir-rekabetin-icinde-234311.html
-          Gönderdiğiniz metni okudum. Okuduğumda mesleğimin 17 yıldır içinde olduğumdan dolayı ilk satırlarda derdi anladım fakat yine de okumaya devam ettim. O açıklamalarda olması gereken şeyler yazıyor. Doğru. Fakat bu gün ülke olarak o durumlarda değiliz. Buna sebep olan en başlıca unsur devlet. Devletler ülke insanlarının gelişimini arttırmak yani cehaletten kurtarmak isterse sanata hak ettiği desteği verir, hak ettiği payı öder ve o sanat halkın en üstten en alt kesimine ulaşır. Fakat devletiniz bunu yapmıyor aksine... Salonlarınızı kapatıyor, oyuncularınızı ceza evine atıyor ise sanat olması gerekenden daha pahalı olmalıdır. Pahalı bir oyuna gittiğinizde paranızın karşılığına denk gelecek bilgi ve tecrübe ile sahnelenmiş bir eğitim satın alırsınız.
-          Devlet eleştirisi konusunda katılıyorum. Zaten en başından bilet fiyatlarından yakınmamın sebebi bu. Devletin kültürü lüks olarak görme politikası kötü ekonomiyle birleştiği için sıkıntı var. Ama bunun çözümü gidişatı doğru bulmak ve katlanmak olmamalı. Yük izleyiciye binmemeli.
-          Az önce mesleğinizi sorma sebebine gelecek olursam; İnsanlar alın teri döktüğünüz iş karşılığında alabildiğiniz paraya çok deyince bu emeği ve insanı kırıyor. Ne işle uğraştığınızı bilmiyorum fakat ürettiğiniz şey çok pahalı. Daha ucuz olmalı desem ne düşünürdünüz ?
-          Bakın benim itiraz ettiğim şey; “oyunlar bu parayı haketmiyor” değildi. Bunu yazdığım hiçbir şeyden çıkaramazsınız. Mesele de tiyatro emekçilerinin kazandığı para değil, sadece oyuncu değil, ışıkçı, sesçi, yönetmen, dramaturg, kostümcü, sahne amiri, suflör... Emeğin parasal karşılığına itiraz etmedim. Ancak bu bilet fiyatları ki sürekli artmak zorunda kalacak gittikçe doğru değil. Burada sıkıntı tiyatrocu ucuza iş yapsın şeklinde değil ama gerek devletle gerekse kurum içi farklı modellerle çözüm bulunmalı. Verdiğiniz örneğe gelince, yine hatalı bir yaklaşım. Mesela otobüs biletlerinin fiyatı 300 tl olsun. Bu ücretin pahalı bulunması nasıl ki otobüs şoförüne “sen aldığın maaşı haketmiyorsun” demek değilse, bilet fiyatları ve genel olarak kültür ürünlerinin fiyatları için de bu böyle.
-          Sizin mesleğiniz ne tekrar sorabilir miyim? Çünkü bana ait olan fikirleri sürekli yanlış olarak yorumluyorsunuz. Fikirlerimin yanlış olduğunu nelere dayanarak iddia ediyorsunuz? Bunlar akademik çalışmaların bir karşılığı mı? Ayrıca özel tiyatrolar da oyuncuların nasıl çalıştığını oyunculuk dışında ne iş yaptıklarını biliyor musunuz? Oyuncu tiyatrosunun yöneymeni,ışıkcısı,ses uzmanı,koreografı ve son olarak oyuncusudur. Bunlardan çok uzak olarak oyun fiyatları çok pahalı yorumunuz kabul edilemez. Ayrıca verdiğiniz otobüs şöförü örneği ile bizim konuştuğumuz konunun birbiri ile bağlantısı yok.
-          Yanlış dememin sebebini hemen arkasından açıklıyorum. Ayrıca akademik olarak da; sosyal politika, sosyal adalet, siyaset bilimi, sosyoloji vb. Konularda çalışıyorum. Bununla birlikte lisansım mühendislik ve hatalı bulduğum şeyler de bilgi ilgili değil, mantık ilişkisi üzerine. Ha oyuncuların hiç sevmediği “amatör tiyatro” deneyimlerim olduğu gibi, sahne işleten, oyuncu olan ya da tiyatro topluluğu olan arkadaşlarımdan da durumları biliyorum. Bilet fiyatları alım gücüne göre çok pahalı. Asgari ücret 2020 lira iken 80 liraya bilet için normal denilemez. Üstelik her oyuncu, kendi tiyatrosunun saydığınız gibi her şeyi değildir. Böyle oyun çıkartmak mümkün olmakla ve uygulanmakla birlikte her özel tiyatroda durum bu değil. Tercih edilen de bu değil. Ve bunun konumuzla ilgisi yine yok.
-          Zaten benim bahsettiğim şeylerin konumuzla hiç bir ilgisi yok fakat sizi söylediğiniz her şey konu ile alakalı. Üzgünüm ama bu konuşmaya devam etmek sizin daha saldırgan olmanıza sebep olacak. İstanbul da binlerce ucuz tiyatro var. 20 tl 30 tl neden onlara gitmiyorsunuz? Zaten 80 lira sanat için çok az. Sanat lükstür. Sanat yapmak içinde sanata ulaşmak içinde refaha sahip olmanız gerekir. Eğitim seviyenizin yüksek olması gerekir. Bunlara sahip değilseniz sanattan söz edemezsiniz. Sanata ulaşmak istemek bile ayrıcalıktır.
-          Yapabileceğiniz binlerce farklı iş var, neden onları yapmıyorsunuz? Neden DT’de maaşla çalışmıyorsunuz? Neden Sanat sizin oyuncağınız değil. İnsanlar ve yaşam koşulları da öyle. Herkes İstanbul’da yaşamıyor ve sanat lüks değil. İyi akşamlar gerçekten sinirleniyorum. Bu nasıl bir savunu anlamak mümkün değil. Sanat lüks değildir beyefendi. Kültür bir insan hakkıdır. Bu da insan hakları evrensel beyannamesinde belirtilmiştir. Sanatın lüks olarak görülmesi kabul edilemez. Hele de kimse kafasına göre kriter belirleyerek bunu hiç yapamaz. Sizin bu içi boş seçkinciliğinizi bitireceğim. Elitizm sizin gibi cahillere bırakılmamalı.
-          Tamam hanımefendi lüks olmayan oyunlar var onlara gidin. Sanatın lüks olmadığınıda gidin iş adamlarına ve devlet adamlarına anlatın. Sanat vakıflarından, sergilerden büyük pastayı yiyen bu yasaları çıkaranlar. Sanki kitaplarda yaşıyor gibi sözler söylüyorsunuz. Bence elitizim sizin gibi ne dediğini bilmez laf aşçılarına bırakılmamalı. Yaptığınız işlerin içinde bi kavram olmuş ve veliğinizi insanları suçlamaya adamışsınız. Sanatın yanından geçerek ne olduğunu tespit etmeye kalkışıyorsunuz.
-          O halde size sizin savınızla cevap vereyim; ben sanatın yanından geçecek kadar da, içine girecek kadar da eğitimliyim. Ama daha -de/da ayrımını bilmeyen biri olarak sizin temel eğitimden yoksun olduğunuzu görüyorum ve sanatı rahat bırakmanızı rica ediyorum. Tabii beni de.
-          De da ayrımını siz yapabilirsiniz. Ben ilkokulu bir köy okulunda okudum ama belli ki siz oxfordda eğitim almışsınız. Aaa özür dilerim yaa oxford yazarken da yı birleşik yazdım neyse siz ayırırsınız onu da. Eğitiminiz buna yetiyor nede olsa.
-          Kendinizi daha fazla küçük düşürmeden gidin bence. Köy okulunda eğitim almış olmanın arkasına sığınarak cehaletinizi kapatamazsınız. Sanat yapmak için de sanata ulaşmak için de şart koştuğunuz yüksek eğitime sahip olmadan sanatçı olduğunuzu iddia ettiyseniz bilemem tabii.
-          Teşekkür ederim hakaret ve aşağılamalarınız için. Bu gün sizi iyi ki tanıdım. Sizinle tartışmak güzeldi.

-          Devlet tiyatrosuna git. 9 lira.
-          İnternete para verme, komple kapattırmak bedava.
-          Ayni sey degil ki? 9 liraya da var yani. Onu demek istiyorum. Bem gidiyorum. Mis gibi oyunlar. Tiyatro pahali olabilir bana gore. Ayni oyunu 1000 kere oynuyorlar. Saglikli adam isi degil ilk once :)
-          Oyunlar mis gibi değil, oyun seçimleri kötü, oyuncular baskıdan dolayı şevkleri kırılmış halde, sansür var ve bir sürü şey sayabilirim. Mesele DT’nin 9 liraya nadir olan iyi oyunlar için çoğu kez bulunamayan bilet satması değil, mesele genel olarak kültürün aşırı pahalı olması.


-          Hassasiyetinizi gayet iyi anlıyorum. Sonuna kadarda hak veriyorum Sanırım istenilen şartlara gelebilmesi için en az 20 bin kişilik salonlar inşa edilmelidir. Şayet bu sağlanır ise 20tl gibi rakamlarla izleyebiliriz.
-          20 tl olması gerekmiyor ama daha makul olabilir. Bunun tek yolu yükün seyirciden çıkması değil, devlet ödenek ve destek konusunda sıkıştırılabilir, vergi düzenlemeleri istenebilir, maliyetler azaltılabilir vs. Yoksa bilet fiyatlarının pahalı olma sebeplerini görmezden gelmiyorum.

-          Kaliteli şeylerin ucuza fiyatlanmasına karşıyım, halk fakir diye sağlık hizmetini bedava yaptık, sağlığın kalitesi düştü, tiyato biletini ucuzlatırız onun da kalitesi düşer! Artık halkın refahını artırmaktan konuşalım da kaliteli bir hayat yaşamak en azından ufukta belirsin!
-          Neden sonuç ilişkisi kurmak konusunda bu denli başarısızlığı bir Ali İhsan Yavuz’da gördüm, bir YSK’da, bir de sizde.
-          Laf vurmak için demogojiye gerek yok, kalite tesadüf olmaz hiç bir zaman! Daha iyisi yatırım, bilgi, birikim gerektirir ve bunların hiç birisi ucuz değildir. Elbette dönem dönem kampanyalı bilet olabilir ama hiç bir emek yok pahasına ayakta kalamaz...
-          Demogoji değil demagoji. Kalitenin tesadüf olduğunu kimse söylemedi, öyle olsa size de tesadüf edebilirdi. Yatırım, bilgi, birikim ve emeğin maliyeti yoktur denilmiyor. Sağlık, eğitim, kültür vd. temel insan haklarıdır. Kaliteli ve ucuz (mümkünse parasız) erişilebilmelidir.
-          Ne yazık ki size de ne tesadüf etmiş, ne de derdine düşmüşsünüz! Düşüncesini söyleyen insanları bozmaya çalışmazdınız yoksa! Sağlık, eğitim ve kültür vd. hümanizme göre temel haklar ama ne yazık artık bedavası mümkün değil. Arayanlar hayal kırıklığına uğrar!
-          Yooo, gayet uygulamaları olan yerler var. Ayrıca zaten bedavaya arayan yok, vergilerimizle parasını fazla fazla önden verdiğimiz hizmetler bunlar.
-          Bu konuda çok haklısınız, verilen vergileri bu hizmetler için veriyorsak üzerine eklediğimiz katılım payı ile birlikte bizi tatmin etmesi gerekir ama korkarım çoğu vergiye sadece bahane konusu olmuş durumda. Çok amerikancı oldum ama vergi almasınlar bizde tam karşılığını ödeyelim
-          Buna amerikancı olmak değil, anarko kapitalizm denir. Bu durumda da yeterli para kazanamamak kişinin suçu gibi görülür ve temel hakların ve hizmetlerin bölüşümü problemlidir. Uygulanabilir değil, doğru değil. Bunun yerine devletin bütçesinin doğru kullanımını talep ediyorum.
-          Uygulanabilir değil! Evet danimarkada değil. Talebin çok güzel o da bu ülkede uygulanabilir değil, gelen giden yakmış gitmiş, halk yakıp yıkandan haz alıyor, ben de diyorum işte bu adamların kabahati para kazanamamak! Ben her şartta çalışıyorum, herşeyin bedelini ödüyorum... Para kazanamamak da değil, adamlar parayı alın teriyle kazanana enayi gözüyle bakıyorlar, uzar gider böyle. Artık bir doğal seçilime ihtiyacımız var bence, ondan sonra her şey rayına oturacaktır... Vergi kaçırma ihtimalim yok, dolandırmam mümkün değil, bana uygun davranışlar da değil ama sömürmekten vazgeçmiyorlar, neden hizmetleri onlar bedelsiz alırken ben ödüyorum! Talep benim de talebim ama gel gör ki karşılığı yok...
-          Onlar kim? Bedelsiz alan kimse yok. Herkes sizin kadar sömürülüyor. Sömürenler hariç herkes aynı haksızlığa uğruyor. Kalitedeki sıkıntı yararlananların sayısının artmasından değil, hizmetlere harcanması gereken bütçelerin verimli harcanmamasından. Nedenleri doğru tespit etmeli.
-          Onlar sömürenler işte, kaynakların verimsiz kullanılması için her türlü alavere dalavereyi çevirenler....
-          Eee neden bunun acısını dezavantajlı olanın daha da çok çekmesi gereken bir sistemi talep ediyorsunuz o zaman? Bulduğunuz çözümün tek sonucu bu çünkü.
-          Bulduğum çözüm bu değil, herkesin ve kendimin de dahil bulduğunu sandığı çözümden kendimi uzaklaştırıyorum, işe yaramıyor o çözüm bu coğrafyada diyorum! Hadi kısa özetle toparlayalım, devlet kurumlarında elbette herkese erişebilecek hizmet fiyatları uygulayabilir devlet, sonuçta ciddi vergi topluyor! Özel girişimlerde ise fiyat vatandaşı kaybetmeyecek kadar düşük, ancak kaliteyi koruyacak kadar yüksek olmalı...

-          Malesef bazı tiyatrocular bu parayla masraflarını bile zor çıkarıyor.
-          Durumun tiyatrolar için zorunlu olduğunun farkındayım ama buradaki sıkıntıları seyirciye yüklemek sürdürülebilir ve doğru bir çözüm değil. Bunun için bir şeyler yapılması lazım. Onların maliyetlerine laf etmiyorum ama bu fiyatlar da kabuledilebilir değil.
-          Tamamen katılıyorum. Tabi sanat ve sanata desteğin konuşulacağı bir ülkede değiliz şimdilik. Umarım kısa sürede değişir
-          Ben de her şeyi bi kenara bırakalım, bu konu memleketin en önemli maddesi olsun diye yazmadım. Sadece bilet almak isterken durum canımı sıktı ve böyle bir sorun olmasından serzenişte bulundum. Ancak görünen o ki; kimileri bu sorun değil, zaten olması gereken bu diye bakıyor.
-          Vatandaş alım gücü düşük, maliyet ve satın alma fiyatları da yüksek olduğundan şu an hareket alanı çok kısıtlı. Ben de eski bir tiyatrocu olarak yazıyorum tabi, kendi fikrim.
-          Evet, en nihayetinde sorun tam da buraya dayanıyor ancak burada bir de zihniyet meselesi var. Kültürün lüks olarak sayılması sıkıntılı. Fiyat politikaları ve devlet desteği bu anlayışla şekilleniyor. Yoksa ekonomi her anlamda kötü ve asıl problem tabii ki enflasyon.


-          Sahne kiralarını, telif ücretlerini düşürürseniz 20 liraya da oynarız
-          Bunu talep etmeniz gereken merciden talep etseniz belki 40 liraya da oynarsınız 20’ye gerek kalmaz.
-          Ancak ekonomi düzeldiği zaman o mercilerle konuşulabilir, ne yazık ki herkes kendini düşünmek zorunda kalıyor. :)
-          Bana düşmez ama biraz daha beklerseniz ekonomi düzelemeden pek çoğunuz kapatacaksınız bu gidişle. Tabii siz bilirsiniz.


-          Bunun nesi kötü ki? Biletlerin biraz paha olması tiyatrocularin iyi odenmesine sebep olucak. Iyi ödendikleri için dandik yaz dizilerinde oynamaktansa kaliteli bir tiyatro oyununda yer alicaklar. Böyle böyle insanların tiyatroya saygisi və meraki artacak.
-          hayatımda bundan daha kötü bir fikir okumadım
-          1- bilet paralarının çoğu oyuncuya gitmiyor 2- tiyatroya ilgi olmadığını iddia ederken, bilet fiyatlarından dolayı merak etse de gidemeyen insanları Yok sayıyorsunuz sanırım. İnsanlar merak etse de sadece uzaktan baktığı sürece sanat yayılmaz. 3- Kültür ve sanat hak ve ihtiyaçtır
-          Tam da 2. Ve 3. Maddelerde yazılı olanlar üzerine nitelikli çalışma yapabilmek adına, İstanbul'da Tiyatro Kooperatifini kuruyoruz. Uzun yolumuzun en temel amacı, Tiyatroyu bir kamusal hizmet olarak yasalarda tanımlatabilmek, üreten ve seyirciler için hak tanımı yapabilmek için.
-          Çok güzel haber 👏🏻👏🏻👏🏻umarım başarılı olursunuz. Destek olabilmek adına yapabileceğimiz bir şeyler varsa izleyici olarak, belki daha kolaylaşır işiniz.
-          Yakın zamanda deklare edeceğiz, şuan yasal kuruluş işlemleri çözülmekte. Tabi ki seyirci, tiyatro üreticisi işbirliğiyle çözülecek herşey:)


-          Tiyatroda hazırlıklara para harcanmıyor mu, çok çok az bu fiyat bomboş tweet
-          Az buluyorsanız fazlasını verin. Tek başınıza 10 bilet almanıza engel olan mı var? Buyrun meydan sizin.
-          Ben mesela ekmek aldığım fırında her seferinde askıya ekmek bırakırım imkanı olmayan biri alsın diye. Bu arkadaş da gişeye bıraksın 2 bilet “öğrencilere verin” diye.
-          Değil mi, keşke yapsa.
-          Okudum şimdi yapılan yorumları ve yoruldum:( sabır dilerim. Sevgiler💙



-          Genel olarak “bir şey ile ilgilenmenin” lükse dönüştüğü bir konumdayız. Maalesef bu tiyatroya da etki ediyor.
-          Zaten sıkıntı tam olarak bu. Üzücü olan da bu. İtiraz ettiğim de bu. Böyle olmaması gerektiğini söylüyorum, böyle olmasının nedenlerini anlamakla beraber bunu kabullenmemek gerektiğini düşünüyorum.
-          Sorun çok temelde bulunan bir sorun olduğu için özellikle kısa vadede bir çözümü devreye sokabilecek konumda değiliz. O konumda olanlarda zaten inşaatlara daha odaklı.
-          böyle olmasının sebebi Orta Doğu ülkesi olmamız başka bir şey değil.
-          Duygu Hanım her hecenizi okudum bu kadar güzel anlatılamazdı ve "anlamakla beraber kabullenmemek gerektiği" o kadar haklısın ki..


-          Akp bir suru salon yapti, kultur merkezi- cok amacli salon adi ile. Hepsi kapali, donanimli salon. Tiyatroculara bunlari pek acmiyorlar, onlar da salon kiralayip oynayinca fiyatlar ucuyor. Tiyatrodan zengin olan yoktur.
-          Zaten burada eleştirirken tiyatroculara laf söylemedim. Hatta özel tiyatroların bilet fiyatlarının neden bu kadar pahalı olduğunu anlayabiliyorum da ama bu durumun vehametini değiştirmiyor. Bu bir sorun ve çözülmesi gerekiyor.
-          Sizin elestirmediginiz acik. Lutfen yanlis anlamayin


-          Özel tiyatrolar öyle. 👍🏻Devlet ve şehir tiyatroları çok uygun.
-          İzlemek istediğim oyun ve performansların DT’de ya da Şehir Tiyatroları’nda sahnelenmesini mi beklemeliyim?
-          Hayır. Çok haklısın. Ben de seninle aynı fikirdeyim. Özel tiyatrolar bana da pahallı.



-          Aplaa memlekette kuru soğan bilem lüküs tiyatoraya gelene kadaaar.
-          Evet, ona da yeterince üzülüp sövüyorum. Ve kuru soğan fiyatlarına kadar ekonominin çöküşüne kızgın olmam, kültür ekonomisine üzülüp sövmeme engel değil. Ben ülkenin tek derdi bu demedim. Bu da dert dedim.
-          Yeminle eleştirmek için yazmadım sonuna kadar haklısın. Ama maalesef durum hiçbir yerde iyi değil.

-          Özel tiyatrolar öyle ama devlet tıyatroları oldukca uygun.
-          Ancak DT özellikle de son yıllarda izlenilebilir oyunlar çıkartmıyor maalesef.
-          O kadar haklisiniz ki..



-          Sanat sanat içindir Duygu hanım😊
-          O konuda tarafım net; sanat benim içindir.
-          Yani halk içindir.
-          Hayır,  direkt benim içindir.
-          İşte bu cevaba bayıldım.


-          Yurtdışında devlet alternatif tiyatrolara destek olduğu için fiyatları uygun. Ne yazık ki ülkemizde devlet sanata destek vermiyor ve oyuncular geçim derdinde emin olun. Bu ülkede şu an maddi durumunuz yoksa sadece Şehir ve Devlet Tiyatrosuna gidebilirsiniz...
-          “Oyuncular geçim derdinde”.. o kadar doğru ki😕
-          Maalesef...Konservatuvar sınavlarına hazırlanan bir insan olarak tiyatro çevreme dayanarak söylüyorum. Bunları yok sayıp bilet fiyatını eleştirmek çok acımasızca. Ya bu sistem değişecek -ki devletin farkındayız- ya da biz sanata bütçe ayıracağız.
-          İşte “biz sanata bütçe ayıracağız” bir alternatif değil. Çünkü geçim derdinde olan sadece oyuncular değil. Bu nedenle bu sistemin değişmesi gerekiyor ve bunu talep etmedikçe, nasılsa yapılmaz dendikçe durum hiç bir şekilde iyiye gitmiyor.
-          Kesinlikle siz de haklısınız. Beş sene önce Devlet ve Şehir tiyatrosu birçok modern ve dünyada ses getiren yeni metinleri oynarken, MEB yayınları tiyatro çevirisi yaparken şu an İBBB Şehir Tiyatrosu, Amanvermez Avni vs. gibi kalitesiz şeyler oynuyor.
-          9 Yıldır tiyatro yapan biri olarak söylüyorum o para yine sahne masraflarına gidiyor. Bizim kazandığımız bir şey yok. Burada eleştirilen devletin destek olmaması zaten. Sahnenin Günlük kirası 5 bin olduğu için oyun oynayamıyoruz.
-          Kesinlikle öyle... Özellikle yapılan şehir, sanat sever kitle çok önemli.

-          Sırf bilet fiyatlarının yüksek olması sebebiyle Vandaki tiyatro festivaline gidemedim.



-          Ben de öyle...


-          En son tiyatroya gittiğimde 2milyon liraydı.


-          ben onu araştırmıştım, mekan kiraları yüksekmiş ve devlet desteği alamadıkları için bilet fiyatları da yükseliyormuş



-          Ve ne yazık ki bu para oyuncuya gitmiyor.. salon parayı yutuyor. Organizasyon şirketleri de öyle..



-          Açıkhavada 18 haziranda Şener Şen’in oyunu var. Mesela bilet fiyatları konsere mi gidiyorum tiyatroya mı gidiyorum dedirtiyor🙄 8 kategori 400 tl den başlıyo 60 tl de bitiyor. Şener Şen jübilesini yapıyorsa tamam verelim😏🙄



-          O maliyet tiyatroya gitmem ben sinemaya 30-40 veriyorum konser farklı ona veririm


-          DT'lerde güzel oyunlara bilet bulmak çok zor...



-          Oha o kadar mı ya gerçekten



-          Bu algılı bizler yarattık,dışarı herhangi bir aktivite için çıkmış adam binpişman oluyor. Eventler uçmuş,valeciler bahşişten çıkmış soyguna başlamış,içecek almış başını kaçmış patlamış mısır bile kendi bağımsızlığını ilan etmiş. Bu şartlarla dışarda herhangi etknlik imksnz.



-          Mesela ufacık bir tiyatro sahnesinin oyunluk kirası 1800₺ den başlamamalı. Yada sanatı ağızından düşürmeyen sanatsever sanatçı sahne ağababaları...(!)küçük sahnelerde oynanacak oyunu aylar öncesinde emek veren sadece SAHNE sanatçıları olan insanlr karın tokluğna çalışmalı



-          haklı bir isyan 👏🏻



-          Tiyatrocularin karni nasil doyacak
-          Bu bilet fiyatlarının çoğu onlara mı gidiyor sanıyorsunuz? Tiyatro maliyetlerinde azaltmaya gidebilmek için devletle anlaşma yapmaya zorlasalar, vergi indirimi ya da ödenek için bastırsalar, özel sektörle işbirlikleri yapsalar, daha uygun fiyattan daha çok temsil yapsalar olur.



-          Bir paket sigaranın 20 tl olduğu yerde bence az bile


-          Çok önemli bir konuda çok seviyeli bir tartışma başlatmışsınız. Ben de yazılmayan birkaç şey söylemek istiyorum. 1- fırsat siteleri maalesef bir mecburiyet haline geldi ve biletix bilet fiyatlarını yükseltti. 2- seyircinin niteliği hızla düşüyor. Seyirci seçmeyi unuttu. 3- organizasyon firmalarını tiyatroyu bilmeyenler yönetiyor. Hem oyunların niteliğini aşağı çekiyorlar hem de sektörü çökertiyorlar. Mesleğe ve sanatçıya saygıları yok. 4- belediyelerin ucuz salonları, günlerini rüşvetle dağıtıyor. Turneler için çoğu belediyenin kültür müdürleri rüşvet alıyor. Böylece tiyatro, seyircinin beğenisi ile değil organizatörün seçkisiyle şekilleniyor 5- özel sahnelerin çoğu fahiş fiyatla salon kiralıyor. 6- kaliteli tiyatro yayını kalmadığı için seyirci kolay yönlendiriliyor. “Basın” denilen yazarlar ve ödül jürileri birilerinin kankası/adamı. Basın ve tiyatro ödülleri seyirciyi bu yeni düzene yönlendiriyor. 7- halk tiyatrosu kavramı artık sadece birkaç kişinin umurunda. 8- oyuncuların çoğu konusunda fazla iyi niyetlisiniz. Tiyatro umurunda olmayan pek çok oyuncu televizyonun ekonomik olarak çökmesi ile tiyatro yapmaya başladı. Aldıkları paralar düzeni bozuyor ve gittikçe artıyor. Tiyatro oyuncuları ise hala eski rakamlarda...


-          öyle bir vergi alıyorlar ki 70-80 tl az bıle kalıyor bılet fıyatı için.. tiyatro sahıplerınin pekte elınde olan bşrsey degıl maalesef..delı gıbı vergı ödenıyor maalesef
-          Zaten lafım tiyatro sahiplerine değildi. Sorunun onlarda olduğuna dair hiçbir şey söylemedim.
-          evet .. ben sadece ek bilgi vermek ıstedım.. tesekkurler:)


-          12 dolar. Lüks değil. TL değersiz.
-          Asgari ücretin dolar karşılığının aylık ~300$ olduğu bir ülkede, bu bilet fiyatları tiyatronun lüks olduğu anlamına geliyor. Evet alımgücü düşük, TL değersiz ama durum tespitini tek veriyi $’a çevirip, geri kalanına bakmadan “lüks değil” diye yapamazsınız.

-          Düşünceniz çok doğru, olmamalı. Ancak tiyatro oyuncularının verdiği emeğin karşılığı bundan bile fazla. Amatör tiyatro topluluğunda bulunmuş biri olarak diyorum ki o sahnedeki kullanılacak cümleler, dramaturji, metin olsun o kadar çalışma ve okuma yapılıyor ki buna hayatını vermiş ve yapmış olduğu sanattan sevdiği işten para kazanmak isteyen profesyonel tiyatro ekiplerinin yaptığı çalışmaları bile tahmin edemiyorum. Amacım yargı dağıtmak değil asla, sadece emek ve sanatın değeri ülke ekonomisinden doğal olarak etkilenebiliyor. Sadece şunu belirtmek istiyorum; bu ekonomide bir sanatçının bir sene süren çalışmasının meyvesine gereken değeri veremezsek, işte o zaman sanat olmaz
-          Sakin ol dostum



-          Aslında tiyatro en az 70-80 olmalı. Hatta daha fazla da olmalı. Tiyatrocular sürünmemek için saçma salak dizilerde, filmerde aşiretçilik oynamak zorunda kalmamalı. Asıl sorun 70-80 lira bilet parası ödemek insanlar için lüks olmamalı.



-          Sana katılıyorum ☝️



-          Tiyatro lüks değil biz fakiriz.



-          4 tane adana kebap ediyor zaten 80 lira. Artık 100 liranın büyük bir meblağ olduğunu düşünmüyorum.
-          20 tane 100 lira 30 günlük asgari ücret ediyor. Siz büyük bir meblağ olduğunu düşünmeseniz ne olur. Ayrıca Adana fiyatıyla nasıl bağlantı kurabiliyorsunuz? Yılda bir Adana yemeğe çıkan bir ailenin, 4 yıl boyunca Adana yemekten vazgeçip, 1 saatlik oyuna gitmesini mi bekliyorsunuz?
-          Bende zaten 100 liranın ne kadar alım gücünün düşük olduğuna işaret etmek amacıyla neredeyse 4 tane adana dürüm yediğinizde 100 lira ettiğinden bahsediyorum. Tek taraflı düşünmeden önce biraz süzgeçten geçirin lütfen. Ben sizin söylediğinize destek amaçlı söylemiştim halbuki.
-          Ne söylediğinizi bilmiyorsunuz o zaman. Kurduğunuz cümleden bu anlamın çıkması mümkün değil. Önce neyi nasıl ifade edeceğinizi iyice düşünüp sonra yazın bir dahaki sefere.
-          Siz biliyorsunuz ben bilmiyorum tamam. Siz ilk önce “eğitilemezler ya” lafınızı bi düşünün. Kimseyi tanımadan boş ve yersiz yorum yapmayın. Ben 100 liranın sadece sayısal değerinin kaldığını, alım gücünden dolayı artık hiçbir değerinin kalmadığını düşünüyorum. Ayrıca anlık olarak söylediğinizle aynı fikirde olmama rağmen siz hiçbir bilgi sahibi olmadan yargıda bulunuyorsunuz. Saygısız ve aile terbiyesi almamış yorum yapanlara tepki gösterin ki ilk önce sonra sizin söyledikleriniz önem arz etsin.



-          Oyuncular ve menajerleri çok çok para istemeseler bu kadar yüksek olmaz kanımca
-          Kanınızın bir temeli var mı? Bilet paralarının çoğunun oyuncuya gittiğini düşünmenizin sebebi ne?
-          Oyuncuya veya menejere, farketmez gittiğini biliyorum, çünkü organizasyon işiyle ilgiliyim
-          Anlamak için soruyorum; bir turne organize ettiğinizde, tiyatro topluluğuyla oyun için anlaşma yaparak değil, oyuncuların alacağı ücret, dekor, rejinin ücreti, sahne kirası, taşıma ücreti vd kalemler bazında mı anlaşma yapıyorsunuz? Anlaşmalar nasıl oluyor?
-          ikisi de olabilir, menajer ve oyuncu ve sanatçıya bağlı. Keyifleri nasıl arzu ediyorsa, kaprisleri asilirsa. Birde organizatör para kazanacak...



-          Özel tiyatrolar, yer, kira, düzene oturmamış masraflardan ötürü ancak bu fiyata satış gerçekleştirebiliyorlar. Lüksten öte zaruri durum.



-          TV dizilerinden tanınmış iki üç oyuncu al. Bol bol prodüksiyon,dekor kostüm al. Bir güzel de reklam çek. Adına da tiyatro deyip biletix den 120 liraya sat. Sözüm ona show TV de yayınlanan güldürü programı bile 150 liradan falan satılıyor sanırım. Yazık.



-          Sizde tiyatroya gitmeyin ne olacak



-          Size katılmıyorum. Tabi ki uçuk fiyatlar olmamalı lakin mecburiyet. Insanlar sadece sanat yapmıyor parada kazanıyor.


-          Tiyatro pahalı değil. İnsanlar fakir



-          Konuş ablam konuş
-          Tavuk döner yemiyorsan dışarıda yiyeceğin bir öğünün maliyeti yaklaşık 30-40 tl. Demek ki 2 öğün ile tiyatroya gidilebiliyor. Demek ki tiyatro lüks değil.
-          Dışarıda yemek yemek lüks yalnız? Yahu ben sizin bu mantıksızlığınızla nasıl baş edeceğim bilmiyorum. Cidden sinirlerim bu kadar irrasyonaliteyi kaldıramıyor.
-          Mantıksız dedi bana, sanırım tüm öğlen yemeklerinde eve dönüyor. Peki. İrrasyonel ben olayım madem.
-          Öğlen yemeklerinde dışarıda yemek de lüks. İşyeri sübvanse etmiyorsa evden getirmek gibi bir seçenek varken bunun böyle olması saçma. Ayrıca gıda fiyatlarının da olması gerekenden yüksek olması rasyonelize etmiyor. Evet mantıksızsınız. Üstelik hayattan bihabersiniz.
-          Merak ettiğim konu bu tweet acaba hangi model telefon ile atıldı? Bir de bugün işe yanında ıspanak mı fasülye mi taşıdığı?!?
-          Açıklayayım, alımgücüm kullandığım telefona yetiyor. İş yerinde de öğlen tost yedim. Ama zaten sıkıntı benim tek başına bunları yapabilmem değil, o biletleri alacak param olmadığını da söylemedim. Çünkü burada standardı belirleyen benim ekonomik durumum değil. Sizinki de değil. Benim ekonomik durumum eğer bilet almaya yetiyorsa, dışarıda yemek yiyebiliyorsam, iPhone kullanabiliyorsam, herkes için alınabilir oluyor o biletler. Bu matematiğini asgari ücretle çalışanlara anlatsana.
-          Demek ki başkası için üzülmüş, yazık. Asgari ücret ile çalışanlardan kaçı tiyatroya gidip gitmemeyi dert ediyor?
-          işte, asgari ücretlinin de gündemi olabilse diye okumladım ben açıkçası.
-          O başka bir konu. Asgari ücretlinin parasal sorunundan çok kültürel ihtiyacı noktası. Ayrıca devlet tiyatroları da zaten o iş için var. Biletler 9-15 tl aralığında.
-          DT'de oyun izlediniz mi son yıllarda? Metinlerden haberiniz var mı? Oyuncuların aşırı baskıdan dolayı sahnede oynamak bile istemeyişinden, sansürlü metinlerden, özensiz işlerden haberiniz var mı? Kalite de tıpkı sanat gibi lüks değildir. Tiyatroyla propaganda yapan DT mi çözüm?
-          Ben son 7 yıldır TR’de sadece @_oyunatolyesi_ ve @modasahnesi ‘nin oyunlarını izliyorum ki onlarda bile tahammül edemediklerim var. Bilginer Kral Lear’ı 50 dakika kısalttı mesela, bilginiz var mı?
-          Hayır malesef bilgim yok çünkü bilet çok pahalıydı gidemedim Kral Lear'a. Ayrıca özel tiyatrolarda bile durumun bu kadar kötü olduğunu kabul ediyorsanız, ne demeye DT'yi alternatif olarak gösteriyorsunuz insanlara?
-          Bir yerden başlayıp sonrasında bütçelerini ayarlamaları lazım değil mi ama? En önden izlemek zorunda da değiliz ama değil mi?
-          Ya siz nerenin dangalağısınız? Evet başkası için de üzülüyorum. Kendim için de üzülüyorum. Haftada bir oyuna gidebilecekken, yemeğimden kısıp ayda bir oyuna gidebilecek hale geliyor olmak benim için üzücü, hiç oyuna gidemeyecek olanlar daha da üzücü. Lüks olması böyle bir şey. Vallahi ben sizin mallığınıza tahammül edemiyorum. Dert etmeliler. Etmiyorlar çünkü şu an lüks olarak görülüyor. Ben de lüks olmamalı diyorum. Nesini anlamıyorsunuz. Kültür ve sanat sadece orta üstü gelire sahip beyaz yakalıların erişebileceği bir şey olmamalı. Kafanız basmıyor.
-          Kadıköy’ün dangalağıyım. Tiyatrosever bir terbiyesiz ilk defa görmüyorum ama bu kadar okuduğunu anlamayanına ilk defa denk geldim doğrusu. Bi de bu sezon izlediğiniz 8 oyunu merak ettim doğrusu, ayda bir gittiğinize göre… Dangalak plus mal. Nice! Yaş kaç, kültürel birikim nedir, İstanbul’a Anadolu’nun hangi köyünden göç ettiniz merak ettim doğrusu.
-          Herkes istanbul'da oturmak zorundaymış gibi. Kadıköy'den burnunu çıkarmamış bir züppenin, mantıksızlığına karşı nazik olmam gerekiyormuşcasına yazıyor. Saygı duyulması için şu ana kadar söylediklerinden çıkardığım tek özelliği paralı olması ki bu da saygıyı hak etmiyor. Küfürlük!
-          Herkes İstanbul’da oturmak zorunda olmadığı gibi gelmek zorunda da değil. Kalın şehrinizde, rahat rahat.
-          Ben doğma büyüme Kadıköy'lüyüm fakat böyle kaldırım asilzadesini Moda'da bile bulamazsın.
-          Ya zaten başından beri yazdığı her şey olay üzerinden saçma bir demagoji yaparak seçkincilik yapmaya kalkmak. Kültürel birikimim de, doğduğum ve yaşadığım şehir de, ekonomik durumum da olayın özünden bağımsız, yaşım da. Kimlik numaramı soracak yakında, umarım burs içindir.
-          Bütün yazdıklarımı seçkincilik olarak algılama yeteneğini alkışlıyorum. Gerçek dünyaya dönecek mi acaba bir ara?
-          En başından beri başka şey yapmadınız. Ortada söylediğim şey çok basitti; kültür ekonomisi erişilebilir değil ve bu durum üzücü, bunun lüks olarak kalmaması lazım dedim. Önce ortalama üstü bir gelir için lüks olmadığını ispatlamaya çalıştınız, sonra karşınızdakini aşağılamaya.
-          Kültür ekonomisi her isteyen için erişilebilir durumda. Ayda 4 kez tiyatroya gitmek zorunda değil kimse. Gerçekten seviyorsan, asgari ücret ile geçiniyorsan bile her sezon “seçerek” 2 oyun izleyebilirsin.
-          İşte sıkıntı da burada, "seçerek" ve ancak yılda 2 kere ulaşılabilir bir şey "lüks" tüketimdir. İki kere oyun seçsin, bir tane kitap seçsin, 1 kere sinemaya gitsin, 2 yılda 1 kere de konsere giderse, insanlar kültüre erişim haklarından yeterli düzeyde yararlanmış oluyor tabii!
-          Kültüre erişim hakkı tamlamasına bayılıyorum. Her geçen gün Thanos’a daha çok bağlanıyorum sanırım
-          Thanos'a en az sizin kadar bağlı olabilirim. Ancak insan hakları evrensel beyannemesine göre kültüre ulaşmak temel haklardan. Nüfusun %50'si rassal olarak yok olmadığı sürece bu hakları yok sayamazsınız. Ben de sizin yaşam hakkınızı yok sayamıyorum şu anda mesela.
-          Kültürü tanımlayın bana. TR’nin en çok izlenen oyunları Uygur kardeşler yapar yıllardır. Bana göre tiyatronun Şahan’ıdır onlar. Eee şimdi neresinden tutuyoruz meselenin? İşte tam da bu yüzden devlet tiyatrosu ulaşılabilir içerik sunuyor hala, öyle ya da böyle.
-          Kalitenin de lüks olmadığını bu yüzden söyledim. Kültürün ne olduğunu benim tanımlamam gerekmiyor, zaten yapılmış tanımlar var literatürde, açıp bakın. Ve Uygurların ya da popüler kültürün diğer dandik figürlerinin konumuzla ilgisi yok. Hele DT üretimiyle bağdaşan yanı hiç yok. Uzatmayın artık. Gerçekten snob ve seçkinci tavrınız mide bulandırıcı. Cehaletiniz ve mantıksızlığınızdan gelen yersiz özgüveninizin ve "izleyici" olabilmenin sizi özel ve yetkin kıldığına dair sanrılarınızın tahammül edilebilirliği yok. Demagoji de yapamıyorsunuz. Blokluyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder