Afife jürisi bu yıl 176 oyun seyretmiş. Adaylık verilen oyun
sayısı 25.
Bu sene belirtmemiş ama Salih Başağa geçen sene yaptığı konuşmada jürinin toplam 190 oyun izlediğini,
2000 kez tiyatroya gittiğini, 15 ayrı kategoride 2999 adayı değerlendirdiğini,
12971 kez sisteme girdiğini, 13004 oylama yaptığını belirtmiş. Bu yılın oyun
sayısı 176 ile 190’ı orantılayarak kabaca bu yılın sayılarını tahmin
edebiliriz. 1852 kez tiyatroya gidilmiş, 2778 aday değerlendirilmiş, 12015 kez
sisteme girilmiş, 12045 kez oylama yapılmış. Ancak düzeltme gerekiyor. 1852(geçen sene 2000) alınan bilet sayısı,
12045(geçen sene 13004) de ‘online sistem’de verilen oy sayısıdır. Şartları
biraz zorlayarak Yapı Kredi’nin bilet parası olarak her sene yaklaşık yüz bin
lira ödediğini mertebe olarak bulmamız mümkün. Buna Başkan ve üyelere ödenen huzur hakkı ve tören masrafları dahil değil. Afife
Ödülleri’nin Yapı Kredi’ye yıllık maliyeti yaklaşık 700 bin lira olabilir mi?
Tahmin(‘guess-timate’) ediyorum. Son
yıllarda açıklanmıyor ama bu rakam TC Kültür Bakanlığı’nın tiyatrolara yardım
bütçesinde 7 profesyonel tiyatroya yardım tutarı olabilir. Kulaktan dolma
bilgilerle tahmin ediyorum.
Afife jüri üyelerinin
listeye alınan toplam oyun sayısının yüzde yirmisini seyretmek gibi bir
zorunluğu var. Her oyun da en az altı üye tarafından seyredilmeli. Ara
toplantılarda itiraz olursa oyunu seyretmemiş altı üye tarafından oyunların
seyredilmesi gerekiyormuş. Önce online sistemden 15 lik bir liste ortaya
çıkıyor. Liste müzakere edildikten sonra 10 adaya düşürülüyor ve elektronik oylama ile
5 aday belirleniyor. Tüm aday belirleme gizli oylama ile keypad üzerinden
gerçekleştirilir deniyor yönetmelikte.
Oyunların nasıl seçildiği görev tanımlarından çıkıyor.
Mesela ‘Jüri üyeleri sezon boyunca İcra
Kurulu tarafından belirlenen kriterlere uygun oyunları izlemek ve tüm
kategorilerde aday oyunları belirlemekle
yükümlüdür’ deniyor. Bu ifade İcra Kurulu’nun da oyun belirlediği
gibi bir algının ortaya çıkmasına neden oluyor. Konuştuğum ve ‘yönetmeliğe çok
hâkim’ olduğunu söyleyen biri İcra
Kurulu’nun oyun seçme işine karışmadığını söyledi. O halde kriter belirliyor. (Yukarıdaki
cümlenin düzeltilmesi lâzım. ) Ama
yönetmelikte kriterin ne olduğu belli değil. Jüri Başkanı’nın görevleri
arasında ‘işbu yönetmelik uyarınca
belirlenen oyunların izlenmesi konusunda jüri üyelerini uyarmak ve
yönelendirmek’ var. Ayrıca ‘jüri
üyelerinin izleyeceği oyunlar ve dağılımları ile ilgili olarak Jüri
Koordinatörü ile gerekli planlama ve çalışmayı yapmak , jüri üyeleri tarafından
uygulanmasını sağlamakla yükümlüdür’ deniyor. Anlaşılan oyunları jüri üyeleri belirliyor. Bu konuda
bir kısıtlama yok.Demek ki bu yıl jüri üyeleri en az 35 oyun seyrettiler ve her
oyun en az altı kişi tarafından seyredildi.
Oyun listesi en az altı kişi tarafından seçilmiş oyunlardan oluşuyor. Salih Başağa’nın verdiği bilgiler içinde bence
eksik kalan çok önemli bir sayı var: Hangi oyunların kaç jüri üyesi
tarafından seyredildiği. Tüm listenin ve de seyredilme sayılarına göre oyunlar listesi paylaşılmalı. Göreceksiniz ki pek çok oyuna SAFRA muamelesi yapılmaktdır.
Bir an için kendinizi jüri üyesi olarak düşünün. Hangi
oyunları seçersiniz önce? Kendi tercihinizle seyrettiğiniz oyunlar olduğu gibi
diğer jüri üyelerinin önerilerini dinlersiniz. Bu öneriler olumlu ya da olumsuz olabilir. Bu
arada tiyatro âlemindeki arkadaş dost ahbaplarınız da sizi kendi oyunlarını
görmeniz için arayabilir, davet
edebilir, ‘sıkıştırabilir’. Çok yakın arkadaşınızı kıramazsınız. Altı üyenin
kendini feda ettiği onun çok kötü dediği bir oyuna da gitmezsiniz. Jüri
arkadaşınızın çok övdüğü oyunu da mutlaka görmek istersiniz. Yâni jüri içinde
bir türlü ‘yönlendirme’ yapılır. Bu jüri üyelerinin tercihlerinin nasıl
oluştuğu ve hangi oyunlar üzerinde biriktiği hakkında bize bilgi verir. 176
oyunun listenizde olması ‘zengin’ bir görünüm sağlar ama aslında esas toplanma
en fazla elli oyun üzerinde olur. Zaten İstanbul piyasasında ödüle layık 176(190)
oyun yok. Benim uyardığım listeye bakarsanız sizler de bana hak vereceksiniz. Bu
durumda bazı oyunlar laf olsun torba dolsun diye seyredilmektedir. Bu yıl ki
(genelde her yıl) adayların seçimi de jürinin çaresizliğini(!!!) göstermekte.
Ne yapsınlar arkadaş oyunlarını seçiyorlar. Ben onları altılı gruplar hâlinde
oyun seyretmeye geldiklerinde görüyorum. Bu altı sayısı önemli. ÖNCÜ BİRLİK.
Afife Ödülleri’nde böyle dost, arkadaş, ahbap vb tavsiyeleri ile
ve ‘iç’ yönlendirmelerle liste
oluşturulmaktadır. Yıllardır takip ettiğime göre ödül adaylığı için seçilen oyun
sayısı da 30 civarındadır.
2019 aday listesine bakınca gördüğüm hususları da aşağıda
sıraladım:
En Başarılı Oyun dalında seçilen beş adaydan
Radyum Kızları oyun, yönetmen, dekor, kostüm, ışık ve umut veren
oyuncu
Dünyada Karşılaşmış Gibi oyun, yönetmen erkek oyuncu
Fotoğraf 51 oyun, yönetmen, kadın, dekor, ışık, umut veren
oyuncu
Meçhul Paşa oyun ve yönetmen
Teftişör oyun, yönetmen, yardımcı erkek, dekor, hareket
dallarında aday gösterilmiş.
Bu seçimler kendi içinde tutarlı değil. En Başarılı Oyun
olması için sadece yönetmenin iyi olması yeten Meçhul Paşa ile diğerleri
arasında fark yok mudur? Yönetmen’in başarısını gösteren oyunun diğer ögelerden hiç biri aday olamamışken bu
oyuna nasıl En İyi Yönetmen adaylığı verilir söyler misiniz? En İyi Yönetmen
ile bir oyun En Başarılı oyun sayılır mı? Dünyada Karşılaşmış Gibi oyununun iki erkek
oyuncusu En İyi dalında aday. Oyunun başka ögesi aday değil ama yönetmen En İyi
Yönetmen’e aday. Yönetmen o iki oyuncuyu iyi oynattığı için mi aday? Bir oyun
sadece oyuncu ile En Başarılı oyun olur mu? Öte yandan dekor, müzik, ışık ve hareket dallarında aday
olan Kosovalı Peer Gynt oyununa ne En
Başarılı Oyun ne de En İyi Yönetmen adaylığı verilmemiştir. Kaldı ki çok iyi oyunculuklar da var oyunda. Nedeni nedir? Bunu ‘online
oylama sistemi’ ile mi açıklamak gerekir?
Teftişör oyununun üç oyuncusu En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu
dalında aday gösterilmiş. Jüri oyuncuları birbirinden ayıramamış. Bu aynı dalda
yarışan diğer oyuncular için haksız bir durumdur. Diyelim ki oyuncuların
yarattıkları sinerji nedeniyle bu seçim yapıldı. Ama iki kişilik oyun Tırnak
İçinde Hizmetçiler oyununda En İyi Kadın Oyuncu adayı olan Nezaket Erden’in
karşısında oynayan ikinci oyuncuya neden bir adaylık çıkmamıştır ? En İyi
Oyuncu adayını oynatan onu en iyi yapan diğer oyuncunun en azından yardımcı
oyuncuya aday olması gerekmiyor mu?
Dünyada Karşılaşmış Gibi oyununda iki erkek oyuncu aday.
Aralarında hiç fark mı yok? Bu oyuncuların dışında başka oyunlarda en iyi erkek
oyuncu yok muydu? Ben size hemen iki oyun ismi vereyim. Kosovalı Peer Gynt ve
Sahibinin Sesi oyunlarında ÇOK İYİ erkek oyuncular vardı. Siz seyrederken onlar sahneye çıkmadı mı?
Işık dalında Cem Yılmazer iki oyunla aday. Diğer ışık
tasarımcılarına ayıp değil mi?
Öyle adaylar seçilmiş ki tiyatrodan anlayan ve görmeyi bilen
birisi onları aday seçmez. Bazı aday seçimleri tam bir fiyasko bence. Sizlere
mantıki gerekçeleri olan örnekler verdim.
Özel olarak beğenmediğim adaylardan hiç
bahsetmedim. Zira bu ‘zevkler ve renkler’ tartışmasını başlatacak. Kaldı ki tüm
oyunları da seyretmedim. Ama ödül jürileri benim seçtiğim oyunlardan adaylar
çıkarıyor. Bu da benim hoşuma gidiyor. Zira ben 176(!) oyun seyretmiyorum.
Seçiyorum ve sizler benim tercih listeme geliyorsunuz. Listenizdekilerden
seyretmediklerimin de bence seyredilmeme nedeni var.
Asıl mesele ise
şu: Afife Türk Tiyatrosu’na belli bir vizyon ile bakmıyor ve bir misyon algısı
yok. Ödüller Türk Tiyatrosu’na öncelikle tiyatro sanatı sonra da ülkemizin
gündemi ve geleceği adına yön
göstermeli. Afife bunları yıllardır yapmıyor, yapamıyor. Nisan’dan Nisan’a
panayır eğlencesi yapıyor.
Yönetmeliğin ve danışman dahil TÜM üyelerin değiştirilmesi
gerekiyor. Tiyatroya dışarıdan bakan tiyatro uzmanları seçilmeli. Öyle 33
kişiye de ihtiyaç yok. Kendi içinde belli bir akıl çerçevesince miras gibi jüri
üyesi seçme mantığı değiştirilmeli. Afife saygınlık kazanmak istiyorsa oylamaya
seyircileri katmalı. Ve ödülleri belli bir zümrenin TEKELİNDEN kurtarmalı.
Tiyatro açısından baktığımda bu ödül için
harcanan paralara yazık. Yapı Kredi bu kadar parayla büyük reklam yaptığı için mutlu
olabilir. Ama işin kötü yanı şu: ÖDÜLLER TİYATROYA ZARAR VERİYOR. Bunun
vebalini nasıl taşıyacaklar bilmiyorum.
Melih Anık
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder