30 Mart 2019 Cumartesi

Türk Tiyatrosu Patladı mı?


Son yıllarda  İstanbul’da sahnelenen oyunlara bakarak  Türk Tiyatrosu’nda büyük bir 'patlama' olduğu söylenmekte, yazılmakta. Gerçekten de  İstanbul'da bir sezonda sahneye konulmuş   400’e yakın oyun ismi saymak mümkün. Bunların ne kadarı kaç seyirci ile buluşmakta, kaç gösteri yapmakta bunu bilmiyoruz. İstanbul’da özel tiyatroların bir yılda sattığı bilet sayısı bir milyon sekiz yüz bin imiş. Bu sayının  Zorlu PSM başta olmak üzere Ali Poyrazoğlu, Dostlar, Kedi  Sahne Sanatları, Baba Sahne, Tiyatro Kare, Tatbikat Sahnesi, İstanbul Halk Tiyatrosu, Tiyatro Adam, Moda Sahnesi, Oyun Atölyesi , DasDas  gibi  topluluklardan kaynaklandığını söyleyebiliriz.  Pek çok topluluk  ayda 2-3 oyunla sezonu sürüklüyor.  Bunda seyirci sayısının topluluk sayısını doyuracak kadar çok artmıyor olmasının rolü var. İstanbul’da salon sayısının bu kadar çok oyun sayısına yetmediğini ve de salonların verimli kullanılmadığını da söylemek mümkün. İstanbul tıkış tıkış Anadolu boş. 

İstanbul’un ‘göz önünde olması’nın da rolü var. Zira gençlerin çoğu bir diziye bir filme kapak atmak için çabalıyor. Sahnede olacak ki arkadaş dost aile çevresi tarafından pohpohlanarak  dikkat çekebilesin. Bir iki ödül de alırsa belki ondan haberdar olur gösteri dünyası. Bu nedenle yarış pek yaman. Rekabet diyemiyorum zira rekabet eşitler arasında olur. Gençlerin kendini gösterebilecekleri yer sahne. Onlar da kendilerini tek, çift vb sahneye ‘atıyor’lar.  Öte yandan T.C. Kültür Bakanlığı’nın yardımları da küçümseniyor ama yabana atılır gibi değil. O yardım için müracaat etmek için bir oyun olması lâzım. O amaçla kotarılan oyunlar da epey çok(bence).
 
 Genel bir gözlem olarak oyunların pek çoğunun 1-3 kişilik kadrolu olduğu söylenebilir.  5-6’nın üzerine ancak ödenekli tiyatrolar çıkabiliyor. Çabucak kotarılmış(yazılmış, uyarlanmış) oyunlar çoğalıyor.  Onun için herkes kendi çeviriyor, uyarlıyor. Kendin yapacaksın ki telif ödemeyesin.  Bu konuda da dağınıklık olduğu kesin.

Geçenlerde sosyal medyada ‘hangi tek ve çift kişilik oyun ve oyuncuları hatırlıyorsunuz?’ diye sordum. Cevaplar gelmekte. Bu yazının devamı tek ve çift kişilik oyunlar üzerine olacak. Asıl gelmek istediğim nokta o. Zira gençlerin tek ve çift kişilik oyunlarından memnun değilim.
 Çoğunu çok cüretkar buluyorum. geçmişle bir karşılaştırlaım bakalım.

Melih Anık        

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder