16 Kasım 2017 Perşembe

Berbat Bir Film: Şener Şen'in YOL AYRIMI

Tolstoy'dan ve Orson Welles'de çalıntılar üzerine kurulmuş, ergenin bile aklına gelmeyecek hayâller ile paketlenmiş, biraz şiir biraz "içinizi ısıtacak tavuk suyuna hikâyeler" ile boyanmış, emekten yanaymış da aslında komprodor, komprodormuş ama aslında emekçi gibi tezat söylemlerle sarmalanmış, sübliminal mesajlarını saklamasını bile becerememiş, göze sokan, sokak köpeği bile "cins", bol klişe ile donatılmış, bu arada biber gazlı sahne çekerek oportünizmin doruklarında gezen saçma sapan bir film Yol Ayrımı. Film dedim ama böyle filmler çekilmiyor artık. Yönetmen kamerayı kontrolünden kaçırmış, kamera salınıp duruyor mekanlarda, yüzlerde. Üslup yok, anlatım düğün videosu ayarında. 

Gerçek olmayan insanlar gerçek olmayan bir zamanda gerçek olmayan ilişkiler içinde dolanıp duruyor. Konuşmaları ağda gibi yapış yapış, tarihin çöplüğünden çıkma felesefeleri  iç kaldırıyor. Rahmi Koç o seçkin kıyafeti ile halk otobüsünde binse bir işçinin arkasından. Ne düşünürsünüz? Bence düşünce dumura uğrar.

Yavuz Turgul, arkadaşını ortağını ve de "seyircisi olan" oyuncuları bir araya getirmiş çekmiş Yol Ayrımı'nı. Koca koca adamlar da onun peşine takılmış.


Ya Şener Şen'e ne demeli! 7 sene bekledikten sonra bu mu seçtiğin senaryo? İnsan kariyerine böyle bir film koyar mı? Otura otura konuşman da ağırlaşmış a usta, pas tutmuş! Bu dönemde  bu film nasıl sindi içine? Sen nerede yaşıyorsun? Senin kariyerinde oyuncular tiyatro yapıyor hamlaşmamak için. Bu filmi unutturmak için tiyatro sahnesine çıkman gerek.


Yol Ayrımı berbat bir film. Reklamla ittire kaktıra gişe yapar belki ama özgeçmişleri bozar.     

Melih Anık

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder