Ben yazarak düşünürüm. Bu da öyle bir yazı. Okuyana yararlı
olursa sevinirim.
Eylül bizim özel
sağlık sigortasının yenilenme dönemi. Epey bir süredir özel sigorta poliçesini
taşıyoruz ama aslını isterseniz bu hamallık. Bu sene gene sigorta şirketi
"eşek yüküyle prim" talebiyle geldi.
Bizim sigorta şirketi Allianz. Önceden Koç Allianz idi. Koç
gitti biz Allianz ile kaldık. Koç gidince Amerikan Hastanesi özel bir koşul
hâline geldi. Poliçede Amerikan Hastanesi olursa prim daha da artıyor. Allianz eski ortağına bu şekilde
dokundurdu.Ne anlarsanız anlayın. Bugün bazı şirketler bazı hastaneler için
aynı uygulamayı yapıyor. Örneğin Anadolu Sağlık Sigorta, Acıbadem ve Florance
Nightangale için özel prim uyguluyor. Bu hastaneler sigorta şirketlerini özel kazıkladıkları
için mi özel prime tâbi bilmiyorum. Ama ayrımı anlamış değilim.
Allianz ile uzun süredir elektriğimiz tutmuyor. Acente ile
anlaşamıyoruz. Acente bana göre işi
yapmıyor sadece prim topluyor. Zaten sadece poliçe yenileme dönemleri ortaya
çıkıyor sonra yok. Geçmişte bazı ödemeler konusunda yardım etmedi. Sorularımızı
cevaplamıyor falan.. Verdiği bilgiler kontrol edilmeye muhtaç. Bir tek yararı
şu poliçe yüzde on acente tenzilâtı ile geliyor ama ondan da o kadar emin
değilim zira primi nasıl hesaplıyorlar bilmiyorum. Aynı şirket içinde acente
değiştirirseniz yeni şirkette ancak bir yıldan sonra yüzde on indirim
alabiliyorsunuz. Allianz yeni acentenin daha önce indirim yapmasına müsaade
etmiyormuş.
Biz poliçeyi hiç kullanmıyoruz. SGK emeklisi olduğumuz için
işimizi o yoldan hallediyoruz. Fügen'in son beş yıldır benim son on yıldır
poliçeden harcama yaptığımız görülmedi. Hasarsızlık indirime tavanda. Niye
sigortalısınız derseniz cevabım şu : Ölüme zengin bir hastanede yatarak gidelim
diye düşünüyoruz. Zaman zaman işe yaramaz acenteye verdiğim paraları sizden
geri almadan gitmeyeceğim diye takılırdım.
Sigorta niye yapılır? Bir şey olduğu zaman yanınızda olsun
diye. Zamanla sigortanın yanımızda olmayacağına inanmaya başlamama neden olan
çok hikâye dinledim. Prim toplarken şirin olan şirket masraf verirken cadı
oluyor.
Ben yıllık "check-up" hediyesini bile
kullanmıyorum. Zira doktorlara ve hastanelere güvenmiyorum. Bana özel sigortalı
gelsin de kafasını karıştıralım diye atmaca gibi bekliyorlar diye düşünüyorum. Doktorun verdiği ilaçları kafama göre aklıma
yatarsa kullanıyorum. Şu testi yapalım derlerse aklıma yatmazsa
yaptırmıyorum. Zira ben de şöyle bir
takıntı var: Bu doktor tayfası benim için değil kurumu için çalışıyor. Amacı
beni iyi etmek değil kazanmak. Sigorta da paravan. Çoğu kez özel sigortam var
dediğim zaman doktorun yüzündeki aydınlanmayı görmüşümdür. Galiba benim
görmediğim zaman ellerini ovuşturuyor.
Prim o kadar artıyor ki bir şeyler yapmak bu aptalca
gidişata dur demek lâzım diye düşünmeye başladım.
Prim her yıl enflasyonun üstünde artıyor öncelikle. 65
yaşını geçtiğinizde ayrıca özel bindirmeler var. Bizim poliçe yenileme
garantimiz var ama gelecekte ne olur bilmem. Ufak bir operasyon her şeyi sıfıra
döndürür. Otomatik yenileme de ortadan kalkar. Sigorta şirketleri otomatik
yenileme yoksa 75 yaşından sonra sizin sigortanızı yenilemiyor. 65 yaşında iseniz bir şirkette daha önce
sigortanız yoksa ilk sigortalı olamıyorsunuz. Sizi sigortalamıyorlar. Poliçenizi başka bir şirkete
devredemiyorsunuz. 75 falan diyorum aklınıza kazık çakacağım gelmesin. Benim
öyle bir beklentim yok.
Geçmişte şirketin Genel Müdürü ile yazışmalarım(mücadelelerim)
oldu. Artışları şikayet ettim düzeltti. Ama artık ben de uğraşmak istemiyorum.
Poliçeyi daha önce sonlandırmamış olmamız yaptığımız
hatalardan biridir. Daha çok seyahate çıkardık. Şimdi ben sağlık sigortası
yaptırılmamasından yanayım. Devletimiz sağlık sigortasını SGK ile birleştirip
yaygınlaştırmak için de hiç bir şey yapmıyor bizim ülkede. Sigorta şirketleri de kapitalizmin oyununu
oynuyor.
Gençseniz ve şirketiniz prpimlerinizi ödemiyorsa sigorta yaptırmayın kenara para koyun.
Altın alın. Dolar biriktirin. Şirketten ayırılırken de birikmişleri alın ve kaçın. Sigorta şirketleri topladıkları primin üstüne
para vermemeye çalışıyor zaten. Önce kişi bazında sonra genel portföy bazında
bu oyunu oynamaya çalışıyorlar. Ben bir ara GYODER Genel Sekreteri iken bu
olayı araştırmış ve şirketlerle görüşmüştüm. Sonuç sıfır. Topladıkları parayı değerlendirme yöntemleri de hele bizim ülkede yasalarla sınırlandırılmış.Şirketleri yönetenler
risk almaz. Risk alsa başı belaya girer. Yatırım yoksa o paralar da
büyümez. Büyüse de ortaklar arasında paylaşılır size niye versinler?
Fügen ile konuştuk. Başımıza bir iş gelirse ne yapmamız
gerektiğini birbirimize vasiyet ettik. İşi uzatmama kararı aldık. Bu "işi
uzatmama" çok anlamlı dikkat isterim. Zaten sigorta şirketi poliçe
döneminde ödeme yapacak takip eden dönem yeni KAZIK poliçesini önünüze koyacak.
Primi seyahate harcayalım diye düşündük.
Hadi geçmiş olsun..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder