7 Mart 2017 Salı

"K! Kültüral Performance Arts"ın Amacı Ne?

Yakup Almelek hem para harcadı hem de sahibi olduğu bir mekanı sanata tahsis etti. Yağmur Yağmur çok emek harcadı.  "K! Kültüral Performance Arts" ismi verilen sanat mekânı pek yakında açılacak. Mekân, Sanayi Metro İstasyonuna on dakikalık yürüme mesafesinde.   Sanayi içinde açılacak ilk mekân. O çevreyi değiştireceğine inanıyor(d)um.  




Başlangıcında içinde olduğum proje için yapılanların yakın tanığı oldum. Projeleri yapan mimari grubu  tavsiye ettim ve o grup  ile Yağmur Yağmur'u  buluşturdum. Proje programının hazırlanması aşamasında katkı sağlamaya çalıştım. Fikirlerimi paylaştım. Tüm bunları yaparken hiç bir şekilde maddi bir beklentim ve kazancım olmadı. Önemli olan İstanbul'un düzgün bir mekâna kavuşturulması idi. Zamanla projeden uzaklaştım. Bildiğim kadarıyla çok para harcandı. Amaç, hayâllerin gerçekleşmesi örnek bir salonun ortaya çıkarılması idi. Bu arada şu anda hâlâ taşıdığım kuşkularımı da paylaştım tabi ki. Ancak başta da şimdi de dileğim mekandan beklentisi olanların yüzlerinin gülmesidir.

Mekânın ismini son günlerde paylaşılan fotoğraflardan öğrendim. "Bebeğinize" isim seçmek çok zor bir iştir, bilirim. Mutlaka titiz bir iş yapılmıştır. Bu konuyla ilgili tereddütlerimi paylaştığımda Yağmur Yağmur'un "doğmamış mekânı öldürmek" suçlaması ile karşılaştım. Yukarıda yazdıklarımı okuyanların bu suçlamanın haksızlığını anlayacaklarını sanıyorum. Bu benim için üzerinde çok da durulacak bir mevzu değil zira hayatım benzerleri ile dolu. Ama bu olay sanat mekânlarına verilecek isimler ile ilgili düşüncelerimi paylaşma, isterseniz tartışma olanağı yaratsın isterim.

Merkezden uzak bölgelerde açılacak mekânların bulundukları bölge ile diyaloga açık olması  gerektiğine inanıyorum. Bence çevreyle uyuşmayan mekanların yaşaması zordur.  Adı üstünde "sanayi   bölgesinde" açılacak bir mekânın ortama "yabancılaştırma efekti" olarak düşmesi ne kadar doğru? Hele siz bir bölgeye "öncü" olarak girmişseniz bu size kişisel tatminlerin ötesinde toplumsal bir sorumluluk  yükler.  Yâni kararlarınız sadece sizi bağlamaz sizden sonra gelecekleri de bağlar. Rüyalarınızı tek başına görürsünüz ama o rüyaları hayata geçirirken içinde bulunacağız koşulları dikkate almanız gerekir.   "K! Kültüral Performance Arts" ismi konuya tamamen yabancı  bir reklâm şirketinin hayâller dünyasından seçtiği bir isimdir bence. Bu aydın kafasının  "snop"luğundan başka bir şey değil. Bana göre altı kaval üstü Şişhane bir isim. Yanında ünlem olan "K" harfi okuyanda ne etki yapar bilmem ama çok da önemi yok görsel  iz bıraksın yeter demişler herhalde. Peki altındaki "kültüral ve performance arts" kaosuna ne demeli! "Kültürel" değil" "kültüral". Üstte Türkçe olmayan bir kelime altında da ingilizce iki kelime. Yağmur Yağmur "kültüral"ın Ali Artun'un "kültüralizm" kavramından geldiğini söyledi önce. Kültür zaten yabancı iken "culturalisme" gibi Fransızcadan yürütülmüş bir kelimenin dilimize  girmesi ve de ayrıca kısaltılarak anlamsızlaştırılması bana daha da tuhaf geldi. Yağmur Yağmur daha sonra "kültür" ve "almak" kelimelerinin kısaltılması diye açıkladı. O halde "kültür al" emri kime yönelik diye sordum. Cevabı "kim talipse ona" dedi. Bu noktada onca kaosun arasında bir başka kaos sayfası daha açılmış oldu. Kültür mekânı açan diyor ki "Ben de kültür var, gel al". Bu biraz yüksekten bir bakış değil mi? Ayrıca "kültür" metalaşmış olmuyor mu?  Oldum olası "kültür merkezleri"nden hazetmeyen ben, şimdi kültürün "arz edildiği" söylenen bir mekân ile karşılaşıyorum.  Bence "Kültür-Al" olsa sahibinin ismine uyan bir isim olurdu. Sabancı'nın "Sa"sı gibi. İyi de İngilizce yazılımlı bu "performance arts" da ne oluyor? Biliyorum bizde karşılığını bulmak zor ama mecbur musunuz be kardeşim böyle yabancı isimler vermeye? Her mekan   ismiyle ne yapacağını ve de hedeflediği kitleyi ortaya koyar. Sanayi mahallesinde "kültür satacak" bir merkez olarak  "K! Kültüral Performance Arts" şimdiden hedefini ve amacını koymuştur ortaya. Bu isim uluslararası sanat piyasası için seçilmişse onlar da isme değil mekanın imkânlarına geliyor. Başka şeyler de var tabi ki.  Üzüldüğüm husus çok para ve emek harcanan ve hayâl ekilen bir projenin seçtiği isimle yansıttığı anlayışın resmidir. Oysa çok basit "Sanayi Sahnesi" gibi bir isim hem içinde olduğu bölgeyle bütünleşir hem de anlaşılır ve de her türlü gösteriye ve seyirciye açık olurdu. Ama maalesef bizim "Batı kafa"mız gene ortaya çıktı ve müslüman mahallesinde salyangoz satmaya soyundu.

Gösteri sanatları ile ilgili konular ilgi alanıma girer. Düşüncelerimizi paylaşmak düşmanlık değildir. Kişilerin iş hayatları ve kazançları da beni ilgilendirmiyor. Ben tiyatrocuya değil tiyatroya bakarım meselâ. Bugüne kadar kimseyi de yazılarımla öldürmedim.  İsterim ki harcanan paranın karşılığı alınsın. İsterim ki herkes yaşasın. "K! Kültüral Performance Arts"ın da ömrü uzun olsun.


Melih Anık 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder