Engin Alkan Zorunlu Sahne'ye(Yusuf Dündar) konuşmuş. Ben
Alkan'ın yaptıklarını önemsedim söylediklerini önemsemedim. Yönettiği tüm
oyunları bir iki istisna dışında seyrettim. Son seyretmediğim oyunu İBBŞT'da
sahnelediği film uyarlaması idi. Yazdığım ilk oyunundan sonra yanıma gelip
teşekkür etti benimle sohbet etmek istediğini belirtti. O oyununu beğendiğimi
yazmıştım. Yönettiği oyunu beğenmediğimi yazdığımda ise onun gözünde birden
düştüm. Anladım ki hep alkışlanmak istiyor. Rahmetli Üstün Akmen'i de öyle
sindirmişti. Akmen onun yönettiği bir oyun hakkında yazdığı yazısında Engin
Alkan'a 'bulaşmak' istemediğini ima ediyor, oyuncuların evlerine giderek eleştireceğini
belirtiyordu. Nasıl yılmışsa onun hırçınlıklarından artık. Engin Alkan ise twitleri, cemaati, avanesi
ile beni susturmak için ellerinden geleni yapmaya devam ediyor. Amacı belli , beni susturmak. Ben yılmam, konuşurum, yazarım. Şimdi olduğu
gibi. Gene bir takım imalarla bana sataşmış. Sorsanız 'üstüne alınmış'
diyecektir. Kaçak güreşir yâni. Ben kaçak güreşmem. 'Ey Engin Alkan sen şöyle
şöyle yaptın' derim. Bu yazımda olduğu gibi.
"Meselâ Türkiye Epik Tiyatro ile
‘60’larda tanıştı. Biz bu kavramı ithal ettik ama kendi geleneksel tiyatromuzla
bağlantıları noktasında hiçbir analize varamadık." demiş.Yusuf Dündar
söylediklerini kayıt yapmış, sormamış, ben sorayım o zaman: Bu kadar kolaycı hüküm vermeye utanmıyor musun? Yiğit Sertdemir de
Vasıf Öngören ile Haldun Taner'i harcadı bir kalemde. Okumadın mı duymadın mı?
Bu çocuklar ezbere konuşuyor. Okumuyorlar da. Alternatif Sahnelere arka çıkanlar o
konuda tek akademik tezi yazmış Cansu Karagül'ü okumamış bile.
"Kendi dertlerini kendi insanına, kendi hayatını anlatan eserlerin
sayısı çoğalmak zorundadır" derken sen ne yaptın azizim? İBBŞT yönetiminde olduğun zaman ne yaptın? Şekerpare'yi yaptın. Bu, kendi insanının derdini
mi anlatıyordu?
Dramaturglardan
dramaturji kurullarından bahsediyor da kendi döneminde kendi kurumunda
dramaturg ile çalışmayan yönetmenlere sesin çıktı mı diye sormazlar mı adama?
Füsun Demirel'den bahsetmiş. Yahu senin elinde Levent Üzümcü'nün kanı duruyor. Önce onu temizle.
Sen bırak Eleştirmenler Birliğini kendine bak önce. Eleştiri kurumunun yaşaması için
sen yeterli tahammülü gösterebiliyor musun? Sen etik kuralları biliyor musun?
Avanene öğretebildin mi? Hırçın, saldırgan üslubuna gem vurabildin mi?
Batılılaşma süreci içinde kendine güvensizlik bir karakter haline de gelmedi. İkiyüzlülüğü sen kelimelerle ağızdan söylüyorsun.
Ben gördüm yaşadım. Elimi sıkıp yüzüme güldüğünde. Önce kendinden başla be
koçum. Şimdi atış serbest hadi klavye başına. Twitter'dan yaylım ateş
bekliyorum. Sizleri engelledim. Aldırmıyorum çünkü hakaretlerinize. Benim
kervanım yürüyor. Sokak köpeklerimi kucaklıyorum Çandarlı'da.
Melih Anık
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder