10 Ekim 2015 Cumartesi

'Klavye Delikanlısı'

Arkamdan biri(si/leri) benim için 'klavye delikanlısı' diyormuş. Kim söylediyse ortaya çıksa önce teşekkür edeceğim sonra da azarlayacağım. Teşekkür edeceğim zira benim gibi 63 yaşına gelmiş birine 'delikanlı' demiş. Azarlayacağım zira ne söylediğinin farkında değil.

Aklınca 'klavye başından delikanlılık yapıyor' demeye getiriyor. Delikanlılığı da cesaret anlamında kullanıyor herhalde. Yazı başka nasıl yazılır? Ne yapsam bu zat-ı muhteremi memnun ederim? Çağırsa yüzüne konuşurum ama çağırmıyor. 'Sıkıysa karşıma çık' dese anlayacağım da ortada yok. Karşısına çıkınca ne yapacağız bilmiyorum. Kafalarımızı mı tokuşturacağız? Bilek güreşi mi yapacağız? 'Klavye delikanlısı' delikanlı olan birine söylenir benim gibi delikanlılığı çok geçmişte kalmış birine değil. O nedenle ne söylediğini de bilmiyor zavallım.

Ben gençken  kollarım inceydi.(Şimdi de çok kalınlaşmadı ya. İnsanın kolları göbeği ile yarışmıyor.) Babamın bir arkadaşı beni görünce 'Hiç de pazusu yokmuş' demişti. Babam da arkadaşına 'Bizim oğlanın pazusu beyninde' demişti. Çok gururlanmıştım hem babamla hem kendimle. Ben hep beynimin pazusunu kuvvetlendirmeye çalıştım. Şimdi 'klavye delikanlısı' sözlerine o anımı hatırlayarak gülümsüyorum. Bana 'klavye delikanlısı' diyen her kimse beyin pazusuna gereken önemi vermemiş biri olmalı.

Melih Anık

1 yorum:

  1. Yazı, önce beyinde yazılır yada yazar olmak zor!

    Oku, oku, oku... Okurken yorulduğunda, kendine bir çay demle... Sonra? Yaz, yaz, yaz... Okuma - yazma bilmiyorsan, okuyanlara - yazanlara saygı duy, sevgi besle... Çiçek yada çocuk büyütmekten daha zor bir iş varsa, o da, yazar büyütmektir... Boşuna uğraşmayın; yazar küçültmek olanaksız!

    Hilmi Bulunmaz

    YanıtlaSil