Söğütlüçeşme'den metrobüse bindim. Otobüs kalabalık. Ayaktayım. Otobüsün hareketinden bir iki dakika sonra birinin telefonda yaptığı konuşmayı dinlemeye başladık. Anladığım şu: Otobüsteki Deren'in halası, telefonda Deren ile konuşmaya çalışıyor. Ama Deren konuşmayı yeni öğreniyor. Deren'in halasının konuşmalarından telefonun öteki ucunda Deren'in yanında bir yetişkin var zira Deren'in halası ara sıra onunla da konuşuyor. Deren'e hala dedirtmeye çalışıyorlar. Deren'in halası iki de bir 'Dereeenn.. Hala... Deeereeennn...' diyor. Bu yaklaşık yirmi dakika sürdü. Boğaziçi Köprüsü'ne girerken önünde dikildiğim başı bağlı bir hanım telefonunu kulağına götürdü sanki telefonu çalmış da cevap veriyormuş gibi ama herkesin duyabileceği kadar yüksek sesle 'Ben seni ararım. Şimdi kapat. Otobüste yüksek sesle konuşarak başkalarını rahatsız etmek istemem.' dedi. Ben hemen onun arkasından yüksek sesle 'Hanımefendi çok doğru bir hareket yaptı. Deren'in halası duymuş mudur acaba?' dedim. Anında Deren'in halasının sesi kesildi.
Ben bu olayı bir oyun sahnesi gibi algıladım. O başı bağlı hanımın yaptığı oyunu çok beğendim. İçimden dedim ki 'Bu halkta iş var.'
Melih Anık
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder