“Tiyatro biletlerinin 70-80 lira olması beni
çok üzüyor arkadaşlar. Tiyatro lüks olmamalı ya. Gerçekten üzülüyorum.”
Bu paylaşıma yapılan yorumlar benim çok ilgimi çekti. Duygu Hanım'dan bunları kendi blogunda yayımlamasını yoksa bir blog açmasını istemezse benim blogumda paylaşabileceğimi söyledim. Benim blogumda paylaşılmasını tercih ettiğini söyledi. Üstüne üstlük tüm yazışmaları mükemmel bir mizanpajla düzenledi bana gönderdi.
Aşağıdaki satırlarda bu tartışmaları okuyacaksınız. Bu tiyatroda bilet fiyatı ile başlıyor ama tiyatronun meselelerine doğru derinleşiyor. Ben kendi adıma çok yararlandım. Böyle bir tartışmayı başlattığı, yer yer katılarak sabırla yönlendirdiği ve bana bunu paylaşma fırsatı verdiği için çok teşekkür ederim.
Duygu Ece K.'nın twitter hesabı @kcgyd Herkese tavsiye ederim.
-
Buradaki yazı
bir parça durumu açıklıyor. https://www.birgun.net/haber-detay/ozel-tiyatrolar-haksiz-bir-rekabetin-icinde-234311.html
-
Kemal Bey, yazıyı
okudum. Bence maliyet tablosu kısmı biraz sıkıntılı görünse de yazıda, zaten
özel tiyatroların bilet fiyatlarının yüksek olma nedenlerini anlayabiliyorum.
Yazıdaki DT ve ödenek eleştirilerinize katılıyorum. Ancak anlamak, kabullenmeyi
sağlamaz. Bu sistem sürdürülebilir olmaktan çıkıyor. Zaten küçük tiyatrolar
için durum çok daha zor. Oyun üretmek sıkıntılı ve bu oyunlara gelen kitlenin
izleyebildiği oyun sayısı bu bilet fiyatlarıyla düştükçe, bilet fiyatları
artmaya devam etmek zorunda kalacak. Oyun sayısı azalacak.
-
Sıkıntılı bulduğunuz nedir, bunu yazar mısınız? Mail de
atabilirsiniz.
-
Akşam daha detaylı
konuşabiliriz Kemal Bey. Maddi bir sıkıntıdan bahsetmiyorum, sadece maliyetin
zaten içinde hesaplanmış olan kalemleri tekrarlamışsınız gibi duruyor.
-
Anladım. Prodüksiyonla günlük masrafları tekrar ettiğimi
düşünüyor olabilirsiniz. Karıştırmadım. Biri salon giderleri, yani moda
sahnesi’nin açık kalması için gerekli miktar, diperş oyun için harcanan miktar.
Onlar iki ayrı kalem olarak hesaplanmak zorunda.
-
Hala anlamakta
zorlandığım noktalar var. Ancak bu noktaların hiçbiri konunun özü itibariyle
Aslında çok da anlamlı değil. Çünkü eleştiri getirdiğim nokta zaten kalem
bazında maliyetlere göre bilet fiyatlarının yüksek kalması değil. Sübvansiyon
ya da sponsorluk olmaksızın, vergi düzenlenmeleri yapılmadan, maliyetlerde
yapılacak tasarruf bilet üzerinde ciddi bir etki yapmayacaktır ve asıl problem;
ekonomi ve kültür politikalarından kaynaklanmakta, bu konudaki algıda yatmakta.
O yüzden başından beri hiçbir zaman tiyatroları ya da tiyatrocuları sorumlu
tutan bir söyleme girmedim bu sorunla ilgili. Ancak bir şeylerin değişmesi
gerektiği ortada ve bu da kendiliğinden olmayacaktır. İzleyiciyle birlikte esas
olarak tiyatroların bu konuda baskı yapması lazım. Ancak dünden beri gelen kimi
tepkiler; izleyiciler içinde de, tiyatrocular içinde de “sanatın lüks olması
gerektiği” gibi bir algının hiç de azımsanmayacak şekilde olduğunu gösterdi.
Sanırım öncelikle ulaşılmaz oldukça daha değerli olur mantığını değiştirecek
eylemler gerekiyor.
-
Tabi ki. Kavramların analizi yeterli değil. Herşeye
tiyatro deniyor. Oysa tasnifler yapılmalı. Kamunun ya da devletin
destekleyecekleri belirlenmeli. Bunların işlevi tanımlanmalı. Ekonomik
modelleri yeniden yapılandırılmalı. Örneğin yerli yazar dt’de %40 telif alıyor.
Bu oran kötülük doğurur.
-
Telif konusunda
konuşabilecek bilgiye sahip değilim, ne demek istediğinizi anlamakla beraber
yorum yapacak yeterliliğim yok. Düzenlemeler ve kavram setlerinin oturması
konusunda haklı olduğunuzu düşünüyorum. Fakat bunlar uzun süreçler ve sanki
daha pratik sonuçlar da lazım?
-
Pratik sonuç a) tiyatro biletinden verginin kalkması b)
salon işleten tiyatrolara “onların kamusal alanda sanat üreten kurumlar olduğu”
gerçeğinden hareketle parasal destek (fon) sağlanması c) kamusal, deneysel,
bağımsız tiyatro oyunlarına salon ve para desteği.
-
Peki sorum şu; bunların
gerçekleşmesi için ne gibi adımlar attınız? Sorunu çözecek merciye güçlü bir
taleple gittiniz mi? Mesela kamuoyu desteğini almak için neler yaptınız? Çünkü
bir şey yapılmazsa Moda Sahne değil belki ama 2-3 sene içinde pek çok özel
tiyatro kapanır böyle.
-
Bu ülkenin kültür bakanı fikri sağlar’ken bile
çözülemedi bu işler.
-
Bazen çabaların kendisi
çözüm kadar değerlidir. Bence.
-
Çaba çok, duyan yok

-
Yanlış anlamayın ama bunca
tiyatro aynı dertten muzdaripken, bu kadar ünlü, tanımmış oyuncu tiyatro
yaparken, izleyici için de tiyatro için de durum gittikçe karanlıkken,
çabalarınız en azından kamuoyunda duyulmuyorsa bir sıkıntı yok mudur? Bir de
ideal ve kalıcı çözüm elde edilene kadar en azından Kısa vadede iki taraf için
de daha rahatlatıcı olabilecek yeni iş modelleri geliştirmek de düşünülemez mi?
-
Her alanda olan örgütlenememek problemi bu alanda da
geçerli. Bakın siz de tiyatroların bir bütün olduğunu düşünüyorsunuz. Mesele
bu. Diziler neden 60 dakikaya düşemiyor, onca insan bunu isterken? Çünkü
istemesi gerekenler istemiyor. Yani ünlüler

-
İşte ben de zaten
Aslında o örgütlenememe problemine değinmiştim hatalı olan bir şeyler var
derken. Burada istemesi gerekenler de endüstrinin başını çeken tiyatrolar ve oyuncular
yine. Birlik olunması gerek ve bu noktada gerekeni yapmamak da genel problemin
bir parçasına dönüyor.
-
Endüstri demişsiniz ama E’sinin bile olmadığı bir alan
Türkiye’de tiyatro.
-
Hakkınız vardır. Peki
tüm samimiyetimle tekrar soruyorum o halde; ne yapmalıyız? İzleyici şikayetçi,
oyuncu şikayetçi, tiyatro işletmecisi şikayetçi, bu işin bütün bileşenleri
durumdan mustarip ve rahatsızken, gelecek de parlak değilken ne yapmalı? Çünkü
mutlaka bir şey yapmalı.
-
Yapılacak şeyler hakkında bir takım oluşumların
(oyuncular sendikası, tşyatro kooperatifi, Kadıköy tiyatro platformu vb)
fikirleri var, bunlsrı yetkililerle de paylaştılar. Öyle bir döneme geldik ki
tiyatro problemi konuşmak lüks şu an. Kimse böyle bir ortamda bizi duymaz. Burası
böylesine katmanlı bir problemi konuşmak için yeterli bir aygıt değil ne yazık
ki.
-
Bu konuda sizinle
tamamen aynı şeyi düşünüyorum. Gerçekten açlık söz konusuyken, ihtiyaçlar
hiyerarşisini görmezden gelerek kültürün, sanatın baş gündem olması gerek demek
şımarıklık olur. Ama ucundan tutulmadıkça da kangrene dönecek gibi geliyor. O
yüzden belki de acil bir şekilde yapılması gereken kapsamlı reform için
mücadeleye top yekun girilemediği noktada, daha dar kapsamlı, geçici ve belki
yerel kalan ama hızlı çözümler sunabilecek yeni modeller kurmak olabilir?
-
Londra’da 3
bilet aldım son 3 ayda. 100-78-84 pound:( her yer aynı:(
-
Londra’yı hiç
bilmiyorum, doğrudur orada da benzer şekilde pahalıdır ama Amerika’ya bakmıştım
ve mesela ünlü oyuncuların olduğu oyunlar da dahil olmak üzere 30$’dan yüzlerce
dolara kadar farklı fiyat uygulamaları var. Bizdeki pahalılık ise genel bir
fiyat politikası ve zorluyor.
-
Amerika da da Broadway de Mamma Mia yı izlemiştim 2012
de. 100 $ dı. Philip Seymour Hoffman ve Andrew Garfield lı Satıcının Ölümü nün
biletleri 150 den başlıyodu ve tek bilet satmadıkları için gidememiştim. P.S
Hoffman ın ölmeden önceki son işiydi. Gitseymişim keşke diyorum hep:(
-
Üzüldüm kaçırmış
olmanıza. Bu arada broadway fiyatları özellikle, fahiş. Off-broadway nispeten
daha ucuz bildiğim kadarıyla. Bir de tiyatroların müdavimlik özel fiyat
uygulamaları da olabiliyor sanırım. Ama şu konuda haklısınız; genel olarak
ekstrem fiyat uygulamaları her yerde.
-
Evet. Hugh Jackman anlatmıştı. Off broadway di galiba.
Parası olmayan öğrenciler için filan özel uygulamalar varmış. Bedavaya yakın
fiyatlar. Çok idealist, hoş şeyler tabi. Bu arada ben All my sons biletimi
yakıyorum ne yazık ki:( buralarda tanıdığınız biri varsa vereyim izlesin.
Burada da siteye girdiğinizde 30 pounddan başlıyo diyolar ama o gösterdiği
yerden izlemekle tv den izlemek arasında hiç fark yoktur. Sahneyle alakası yok,
ya da tarih uymuyo, tek satmıyo v.s
-
Hmmmm bunu bilmiyordum. Ben
direkt siteden bakarak o fiyatları söylemiştim bu arada. Tabii öyle olması çok
can sıkıcı. Ama şu örneği vereyim burada Bilginer’in oyunu için en arka ve köşe
blokların fiyatı 70 lira.
-
Craft’ın uygulaması hoşuma gitti benim. Herkes bulduğu
yere oturuyo. Öyle olmalı belki. Ve biletlerin pahalı olduğunu düşünmüyorum
sanmayın. Gerçekten pahalı. Sadece bize özgü değil demek istemiştim.
-
Yani Türkiye’de
onda biri fiyatına. Şikayet edilecek bir durum yok bence. 10 pound da
veriverelim millet 100 pound verirken.
-
İnsanlar orada maaşları
da dolar ya da poundla alıyor Yalnız. Sadece harcamayı değil, geliri de çevirin
dövize. Gerçi bunu düşünemeyecek kadar salak değilsinizdir, bilerek manipüle
etmeye çalışma söz konusu, uğraşmayacağım o yüzden.
-
Olaya sadece gidenlerin ödemesi gereken fiyatın,
kazançlarına oranı olarak bakarsanız çok doğru tüm söyledikleriniz. Ama
tiyatrocular da fotosentezle yaşamıyor takdir edersiniz ki. Kira ödüyorlar,
işin gideri var, faturalar var ve bir şeyler yemek zorundalar.
-
Bunların aksini iddia
eden kim? Tiyatroculara bileti lüks yapan sizsiniz diyen kim? Kültürün bu
ülkede lüks tüketim ürünü muamelesi görmesi tamamen politik bir mesele.
Eleştirdiğim de bu. Bu fiyatlar sürdürülebilir değil, politika yanlış, şu an
lüks ama böyle olmamalıydı diyorum.
-
Kaygınızı anlıyorum ve paylaşıyorum. Yazdıklarınız
biletlerin fiyatını belirleyen tiyatroları hedef gösterir gibi tınladığı için
işe o taraftan yaklaştım. Bahsettiğimiz mevzu zaten sadece tiyatronun değil,
soğanın, yemin, kağıdın da sorunu. Umalım ki bu günler vay be ne günlerdi diye
hatırlayıp aman geçti gitti diye kapatacağımız anılara dönüşür.
-
Dümdüz bir şey yazdım.
Bu fiyatlar üzücü, lüks olmamalı dedim. Altındaki tweetlerde tiyatro dışındaki
kültürel üretimin de pahalı olmasına değindim. Buradan tını çıkartmak benim
yönlendirmem değil, okuyanın önkabulüne dayalı bir şey. Üç gündür aynı
cümleleri tekrarlıyorum ya :/
-
Her gören, tüm detayları görmemiş olabilir. Neticede
hızlı fikir paylaşımını esas alan bir toplumsal ortam burası. :) zaten
yaptığınız açıklamalar varsa tekrar etmemek de seçenek. Ama zaman ayırdığınız
için de teşekkür ederim. Neticede aynı şeylerden kaygılıyız ve tartışıyoruz.
-
Devlet
operasında bile fiyatlar öyle..indirim sitelerinde de max.50ye düşüyor kodla..devlet
tiyatrolarindaki ucuzluğu savunmanın alemi yok çıkan oyunlar ortada onlar da
vergi desteğiyle o kadar ucuz zaten..şu anki piyasa koşullarında maalesef daha
ucuza bilet olması zor :(
-
Biletler pahalı
değil, biz sürünüyoruz
-
Aynen öyle, etin
kaliteli kısmından 1kg fiyatı yoksa
-
E tabii et için de bilet
için de sonuçta dönüp dolaşıp alımgücünün düşüklüğü ve enflasyona geliyoruz.
İkisi de olması gereken fiyattan satılmıyor ve biz de olması gereken ücretlerle
çalışmıyoruz.
-
Cehalet
arttıkça bilginin daha pahalı olması bence çok doğru. Daha da pahalı olmalı.
-
Çok merak ediyorum,
hangi mantıkla? Cehaletin artmaması için bilgiye erişimin daha kolay ve ucuz
olması gerekiyor. Size bunu söyleten yaklaşımlarda bahsedilen ve pahalı daha
doğrusu değerli olması gereken bilgi ise; uzmanlık bilgisinin kullanılmasıdır,
genel kültür değil.
-
Çevrenizde sizce genel kültürü yüksek kaç insan
var? Artık insanlar kapitalizmin getirdiği gericiliği satın almayı tercih
ediyor. Adam öldürme üzerine dayalı bir oyun 300 tl civarında. Fakat yıllarca
eğitim alarak size insan olmayı öğreten bir oyun 60 tl. Ayrıca bilgiye ya da
sizin dryimiz ile genel kültüre bu kadar kolay ulaşabildiğimiz için artık
güvenilir ve gerçek bilgi yaşamamaktadır. Bunları size muhalefet olmak ya da
düşüncenizi eleştirmek için söylemiyorum. Bu sebeptendir ki sanat daha pahalı
olmalı. Sanatçılar hak ettiklerini almalı. Sanata herkes ulaşmamalı. Sanat
gerektiğinde onlara ulaşır çünkü.
-
Yine yanlış. Bi kere
ürünleri kıyaslayamazsınız. Ama hadi kıyasladınız; bilgisayar oyununa 300 lira
verip sabahtan akşama aylarca istediği kadar kullanıyor ama tiyatro için bir
saatliğine 60 lira veriyor. Ayrıca genel kültürün yükselmesi için kültürel
etkinlikler daha ucuz olmalı zaten. Oyuncunun aldığı paradan çok salon gideri,
işletme maliyetleri, dekor, kostüm, ışık, metin telifleri söz konusu. Burada da
biz çok para verdikçe sanatçıyı ve sanatı yüceltmiyoruz, sanat lüks tüketim
gibi görüldüğü için çok para vermek zorunda kalıyoruz.
-
Mesleğiniz nedir acaba?
-
Konumuzla ne ilgisi var?
-
Belki ilgili olabilecek bir kaç şey söylemek
istiyorumdur. Ayrıca sinirleniyor oluşunuz beni üzüyor. Sizi kızdırmak için
yorum yapmadım.
-
Sinirlenmiyorum ama
konunun sapmasını istemiyorum. Mesleğimle konuştuğumuz konuda
söyleyeceklerinizin bir ilgisi yok. Sizin mesleğinizle de yok. Ama maliyet
konusunda size referans olarak şunu göstereyim madem: https://www.birgun.net/haber-detay/ozel-tiyatrolar-haksiz-bir-rekabetin-icinde-234311.html
-
Gönderdiğiniz metni okudum. Okuduğumda
mesleğimin 17 yıldır içinde olduğumdan dolayı ilk satırlarda derdi anladım
fakat yine de okumaya devam ettim. O açıklamalarda olması gereken şeyler
yazıyor. Doğru. Fakat bu gün ülke olarak o durumlarda değiliz. Buna sebep olan
en başlıca unsur devlet. Devletler ülke insanlarının gelişimini arttırmak yani
cehaletten kurtarmak isterse sanata hak ettiği desteği verir, hak ettiği payı
öder ve o sanat halkın en üstten en alt kesimine ulaşır. Fakat devletiniz bunu
yapmıyor aksine... Salonlarınızı kapatıyor, oyuncularınızı ceza evine atıyor
ise sanat olması gerekenden daha pahalı olmalıdır. Pahalı bir oyuna
gittiğinizde paranızın karşılığına denk gelecek bilgi ve tecrübe ile
sahnelenmiş bir eğitim satın alırsınız.
-
Devlet eleştirisi
konusunda katılıyorum. Zaten en başından bilet fiyatlarından yakınmamın sebebi
bu. Devletin kültürü lüks olarak görme politikası kötü ekonomiyle birleştiği
için sıkıntı var. Ama bunun çözümü gidişatı doğru bulmak ve katlanmak olmamalı.
Yük izleyiciye binmemeli.
-
Az önce mesleğinizi sorma sebebine gelecek
olursam; İnsanlar alın teri döktüğünüz iş karşılığında alabildiğiniz paraya çok
deyince bu emeği ve insanı kırıyor. Ne işle uğraştığınızı bilmiyorum fakat
ürettiğiniz şey çok pahalı. Daha ucuz olmalı desem ne düşünürdünüz ?
-
Bakın benim itiraz
ettiğim şey; “oyunlar bu parayı haketmiyor” değildi. Bunu yazdığım hiçbir
şeyden çıkaramazsınız. Mesele de tiyatro emekçilerinin kazandığı para değil,
sadece oyuncu değil, ışıkçı, sesçi, yönetmen, dramaturg, kostümcü, sahne amiri,
suflör... Emeğin parasal karşılığına itiraz etmedim. Ancak bu bilet fiyatları
ki sürekli artmak zorunda kalacak gittikçe doğru değil. Burada sıkıntı
tiyatrocu ucuza iş yapsın şeklinde değil ama gerek devletle gerekse kurum içi
farklı modellerle çözüm bulunmalı. Verdiğiniz örneğe gelince, yine hatalı bir
yaklaşım. Mesela otobüs biletlerinin fiyatı 300 tl olsun. Bu ücretin pahalı
bulunması nasıl ki otobüs şoförüne “sen aldığın maaşı haketmiyorsun” demek
değilse, bilet fiyatları ve genel olarak kültür ürünlerinin fiyatları için de
bu böyle.
-
Sizin mesleğiniz ne tekrar sorabilir miyim?
Çünkü bana ait olan fikirleri sürekli yanlış olarak yorumluyorsunuz.
Fikirlerimin yanlış olduğunu nelere dayanarak iddia ediyorsunuz? Bunlar
akademik çalışmaların bir karşılığı mı? Ayrıca özel tiyatrolar da oyuncuların
nasıl çalıştığını oyunculuk dışında ne iş yaptıklarını biliyor musunuz? Oyuncu
tiyatrosunun yöneymeni,ışıkcısı,ses uzmanı,koreografı ve son olarak
oyuncusudur. Bunlardan çok uzak olarak oyun fiyatları çok pahalı yorumunuz
kabul edilemez. Ayrıca verdiğiniz otobüs şöförü örneği ile bizim konuştuğumuz
konunun birbiri ile bağlantısı yok.
-
Yanlış dememin sebebini
hemen arkasından açıklıyorum. Ayrıca akademik olarak da; sosyal politika,
sosyal adalet, siyaset bilimi, sosyoloji vb. Konularda çalışıyorum. Bununla
birlikte lisansım mühendislik ve hatalı bulduğum şeyler de bilgi ilgili değil,
mantık ilişkisi üzerine. Ha oyuncuların hiç sevmediği “amatör tiyatro”
deneyimlerim olduğu gibi, sahne işleten, oyuncu olan ya da tiyatro topluluğu
olan arkadaşlarımdan da durumları biliyorum. Bilet fiyatları alım gücüne göre
çok pahalı. Asgari ücret 2020 lira iken 80 liraya bilet için normal denilemez. Üstelik
her oyuncu, kendi tiyatrosunun saydığınız gibi her şeyi değildir. Böyle oyun
çıkartmak mümkün olmakla ve uygulanmakla birlikte her özel tiyatroda durum bu
değil. Tercih edilen de bu değil. Ve bunun konumuzla ilgisi yine yok.
-
Zaten benim bahsettiğim şeylerin konumuzla hiç
bir ilgisi yok fakat sizi söylediğiniz her şey konu ile alakalı. Üzgünüm ama bu
konuşmaya devam etmek sizin daha saldırgan olmanıza sebep olacak. İstanbul da
binlerce ucuz tiyatro var. 20 tl 30 tl neden onlara gitmiyorsunuz? Zaten 80
lira sanat için çok az. Sanat lükstür. Sanat yapmak içinde sanata ulaşmak
içinde refaha sahip olmanız gerekir. Eğitim seviyenizin yüksek olması gerekir.
Bunlara sahip değilseniz sanattan söz edemezsiniz. Sanata ulaşmak istemek bile
ayrıcalıktır.
-
Yapabileceğiniz binlerce
farklı iş var, neden onları yapmıyorsunuz? Neden DT’de maaşla çalışmıyorsunuz?
Neden Sanat sizin oyuncağınız değil. İnsanlar ve yaşam koşulları da öyle.
Herkes İstanbul’da yaşamıyor ve sanat lüks değil. İyi akşamlar gerçekten
sinirleniyorum. Bu nasıl bir savunu anlamak mümkün değil. Sanat lüks değildir
beyefendi. Kültür bir insan hakkıdır. Bu da insan hakları evrensel
beyannamesinde belirtilmiştir. Sanatın lüks olarak görülmesi kabul edilemez.
Hele de kimse kafasına göre kriter belirleyerek bunu hiç yapamaz. Sizin bu içi
boş seçkinciliğinizi bitireceğim. Elitizm sizin gibi cahillere bırakılmamalı.
-
Tamam hanımefendi lüks olmayan oyunlar var
onlara gidin. Sanatın lüks olmadığınıda gidin iş adamlarına ve devlet
adamlarına anlatın. Sanat vakıflarından, sergilerden büyük pastayı yiyen bu
yasaları çıkaranlar. Sanki kitaplarda yaşıyor gibi sözler söylüyorsunuz. Bence elitizim
sizin gibi ne dediğini bilmez laf aşçılarına bırakılmamalı. Yaptığınız işlerin
içinde bi kavram olmuş ve veliğinizi insanları suçlamaya adamışsınız. Sanatın
yanından geçerek ne olduğunu tespit etmeye kalkışıyorsunuz.
-
O halde size sizin
savınızla cevap vereyim; ben sanatın yanından geçecek kadar da, içine girecek
kadar da eğitimliyim. Ama daha -de/da ayrımını bilmeyen biri olarak sizin temel
eğitimden yoksun olduğunuzu görüyorum ve sanatı rahat bırakmanızı rica
ediyorum. Tabii beni de.
-
De da ayrımını siz yapabilirsiniz. Ben ilkokulu
bir köy okulunda okudum ama belli ki siz oxfordda eğitim almışsınız. Aaa özür
dilerim yaa oxford yazarken da yı birleşik yazdım neyse siz ayırırsınız onu da.
Eğitiminiz buna yetiyor nede olsa.
-
Kendinizi daha fazla
küçük düşürmeden gidin bence. Köy okulunda eğitim almış olmanın arkasına
sığınarak cehaletinizi kapatamazsınız. Sanat yapmak için de sanata ulaşmak için
de şart koştuğunuz yüksek eğitime sahip olmadan sanatçı olduğunuzu iddia
ettiyseniz bilemem tabii.
-
Teşekkür ederim hakaret ve aşağılamalarınız
için. Bu gün sizi iyi ki tanıdım. Sizinle tartışmak güzeldi.
-
Devlet
tiyatrosuna git. 9 lira.
-
İnternete para verme,
komple kapattırmak bedava.
-
Ayni sey degil ki? 9 liraya da var yani. Onu
demek istiyorum. Bem gidiyorum. Mis gibi oyunlar. Tiyatro pahali olabilir bana
gore. Ayni oyunu 1000 kere oynuyorlar. Saglikli adam isi degil ilk once :)
-
Oyunlar mis gibi değil,
oyun seçimleri kötü, oyuncular baskıdan dolayı şevkleri kırılmış halde, sansür
var ve bir sürü şey sayabilirim. Mesele DT’nin 9 liraya nadir olan iyi oyunlar
için çoğu kez bulunamayan bilet satması değil, mesele genel olarak kültürün
aşırı pahalı olması.
-
Hassasiyetinizi
gayet iyi anlıyorum. Sonuna kadarda hak veriyorum Sanırım istenilen şartlara
gelebilmesi için en az 20 bin kişilik salonlar inşa edilmelidir. Şayet bu
sağlanır ise 20tl gibi rakamlarla izleyebiliriz.
-
20 tl olması gerekmiyor
ama daha makul olabilir. Bunun tek yolu yükün seyirciden çıkması değil, devlet
ödenek ve destek konusunda sıkıştırılabilir, vergi düzenlemeleri istenebilir,
maliyetler azaltılabilir vs. Yoksa bilet fiyatlarının pahalı olma sebeplerini görmezden
gelmiyorum.
-
Kaliteli
şeylerin ucuza fiyatlanmasına karşıyım, halk fakir diye sağlık hizmetini bedava
yaptık, sağlığın kalitesi düştü, tiyato biletini ucuzlatırız onun da kalitesi
düşer! Artık halkın refahını artırmaktan konuşalım da kaliteli bir hayat
yaşamak en azından ufukta belirsin!
-
Neden sonuç ilişkisi
kurmak konusunda bu denli başarısızlığı bir Ali İhsan Yavuz’da gördüm, bir
YSK’da, bir de sizde.
-
Laf vurmak için demogojiye gerek yok, kalite
tesadüf olmaz hiç bir zaman! Daha iyisi yatırım, bilgi, birikim gerektirir ve
bunların hiç birisi ucuz değildir. Elbette dönem dönem kampanyalı bilet
olabilir ama hiç bir emek yok pahasına ayakta kalamaz...
-
Demogoji değil demagoji.
Kalitenin tesadüf olduğunu kimse söylemedi, öyle olsa size de tesadüf edebilirdi.
Yatırım, bilgi, birikim ve emeğin maliyeti yoktur denilmiyor. Sağlık, eğitim,
kültür vd. temel insan haklarıdır. Kaliteli ve ucuz (mümkünse parasız)
erişilebilmelidir.
-
Ne yazık ki size de ne tesadüf etmiş, ne de
derdine düşmüşsünüz! Düşüncesini söyleyen insanları bozmaya çalışmazdınız
yoksa! Sağlık, eğitim ve kültür vd. hümanizme göre temel haklar ama ne yazık
artık bedavası mümkün değil. Arayanlar hayal kırıklığına uğrar!
-
Yooo, gayet uygulamaları
olan yerler var. Ayrıca zaten bedavaya arayan yok, vergilerimizle parasını
fazla fazla önden verdiğimiz hizmetler bunlar.
-
Bu konuda çok haklısınız, verilen vergileri bu
hizmetler için veriyorsak üzerine eklediğimiz katılım payı ile birlikte bizi
tatmin etmesi gerekir ama korkarım çoğu vergiye sadece bahane konusu olmuş
durumda. Çok amerikancı oldum ama vergi almasınlar bizde tam karşılığını
ödeyelim
-
Buna amerikancı olmak
değil, anarko kapitalizm denir. Bu durumda da yeterli para kazanamamak kişinin
suçu gibi görülür ve temel hakların ve hizmetlerin bölüşümü problemlidir.
Uygulanabilir değil, doğru değil. Bunun yerine devletin bütçesinin doğru
kullanımını talep ediyorum.
-
Uygulanabilir değil! Evet danimarkada değil.
Talebin çok güzel o da bu ülkede uygulanabilir değil, gelen giden yakmış
gitmiş, halk yakıp yıkandan haz alıyor, ben de diyorum işte bu adamların
kabahati para kazanamamak! Ben her şartta çalışıyorum, herşeyin bedelini
ödüyorum... Para kazanamamak da değil, adamlar parayı alın teriyle kazanana
enayi gözüyle bakıyorlar, uzar gider böyle. Artık bir doğal seçilime
ihtiyacımız var bence, ondan sonra her şey rayına oturacaktır... Vergi kaçırma
ihtimalim yok, dolandırmam mümkün değil, bana uygun davranışlar da değil ama
sömürmekten vazgeçmiyorlar, neden hizmetleri onlar bedelsiz alırken ben
ödüyorum! Talep benim de talebim ama gel gör ki karşılığı yok...
-
Onlar kim? Bedelsiz alan
kimse yok. Herkes sizin kadar sömürülüyor. Sömürenler hariç herkes aynı
haksızlığa uğruyor. Kalitedeki sıkıntı yararlananların sayısının artmasından
değil, hizmetlere harcanması gereken bütçelerin verimli harcanmamasından.
Nedenleri doğru tespit etmeli.
-
Onlar sömürenler işte, kaynakların verimsiz
kullanılması için her türlü alavere dalavereyi çevirenler....
-
Eee neden bunun acısını
dezavantajlı olanın daha da çok çekmesi gereken bir sistemi talep ediyorsunuz o
zaman? Bulduğunuz çözümün tek sonucu bu çünkü.
-
Bulduğum çözüm bu değil, herkesin ve kendimin de
dahil bulduğunu sandığı çözümden kendimi uzaklaştırıyorum, işe yaramıyor o
çözüm bu coğrafyada diyorum! Hadi kısa özetle toparlayalım, devlet kurumlarında
elbette herkese erişebilecek hizmet fiyatları uygulayabilir devlet, sonuçta
ciddi vergi topluyor! Özel girişimlerde ise fiyat vatandaşı kaybetmeyecek kadar
düşük, ancak kaliteyi koruyacak kadar yüksek olmalı...
-
Malesef
bazı tiyatrocular bu parayla masraflarını bile zor çıkarıyor.
-
Durumun tiyatrolar için
zorunlu olduğunun farkındayım ama buradaki sıkıntıları seyirciye yüklemek
sürdürülebilir ve doğru bir çözüm değil. Bunun için bir şeyler yapılması lazım.
Onların maliyetlerine laf etmiyorum ama bu fiyatlar da kabuledilebilir değil.
-
Tamamen katılıyorum. Tabi sanat ve sanata
desteğin konuşulacağı bir ülkede değiliz şimdilik. Umarım kısa sürede değişir
-
Ben de her şeyi bi
kenara bırakalım, bu konu memleketin en önemli maddesi olsun diye yazmadım.
Sadece bilet almak isterken durum canımı sıktı ve böyle bir sorun olmasından
serzenişte bulundum. Ancak görünen o ki; kimileri bu sorun değil, zaten olması
gereken bu diye bakıyor.
-
Vatandaş alım gücü düşük, maliyet ve satın alma
fiyatları da yüksek olduğundan şu an hareket alanı çok kısıtlı. Ben de eski bir
tiyatrocu olarak yazıyorum tabi, kendi fikrim.
-
Evet, en nihayetinde
sorun tam da buraya dayanıyor ancak burada bir de zihniyet meselesi var.
Kültürün lüks olarak sayılması sıkıntılı. Fiyat politikaları ve devlet desteği
bu anlayışla şekilleniyor. Yoksa ekonomi her anlamda kötü ve asıl problem tabii
ki enflasyon.
-
Sahne
kiralarını, telif ücretlerini düşürürseniz 20 liraya da oynarız
-
Bunu talep etmeniz
gereken merciden talep etseniz belki 40 liraya da oynarsınız 20’ye gerek
kalmaz.
-
Ancak ekonomi düzeldiği zaman o mercilerle
konuşulabilir, ne yazık ki herkes kendini düşünmek zorunda kalıyor. :)
-
Bana düşmez ama biraz
daha beklerseniz ekonomi düzelemeden pek çoğunuz kapatacaksınız bu gidişle. Tabii
siz bilirsiniz.
-
Bunun
nesi kötü ki? Biletlerin biraz paha olması tiyatrocularin iyi odenmesine sebep
olucak. Iyi ödendikleri için dandik yaz dizilerinde oynamaktansa kaliteli bir
tiyatro oyununda yer alicaklar. Böyle böyle insanların tiyatroya saygisi və
meraki artacak.
-
hayatımda
bundan daha kötü bir fikir okumadım
-
1- bilet paralarının
çoğu oyuncuya gitmiyor 2- tiyatroya ilgi olmadığını iddia ederken, bilet
fiyatlarından dolayı merak etse de gidemeyen insanları Yok sayıyorsunuz
sanırım. İnsanlar merak etse de sadece uzaktan baktığı sürece sanat yayılmaz.
3- Kültür ve sanat hak ve ihtiyaçtır
-
Tam da 2.
Ve 3. Maddelerde yazılı olanlar üzerine nitelikli çalışma yapabilmek adına,
İstanbul'da Tiyatro Kooperatifini kuruyoruz. Uzun yolumuzun en temel amacı, Tiyatroyu
bir kamusal hizmet olarak yasalarda tanımlatabilmek, üreten ve seyirciler için
hak tanımı yapabilmek için.
-
Çok güzel haber 

umarım başarılı olursunuz. Destek olabilmek adına
yapabileceğimiz bir şeyler varsa izleyici olarak, belki daha kolaylaşır işiniz.



-
Yakın
zamanda deklare edeceğiz, şuan yasal kuruluş işlemleri çözülmekte. Tabi ki
seyirci, tiyatro üreticisi işbirliğiyle çözülecek herşey:)
-
Tiyatroda
hazırlıklara para harcanmıyor mu, çok çok az bu fiyat bomboş tweet
-
Az buluyorsanız
fazlasını verin. Tek başınıza 10 bilet almanıza engel olan mı var? Buyrun
meydan sizin.
-
Ben mesela
ekmek aldığım fırında her seferinde askıya ekmek bırakırım imkanı olmayan biri
alsın diye. Bu arkadaş da gişeye bıraksın 2 bilet “öğrencilere verin” diye.
-
Değil mi, keşke yapsa.
-
Okudum
şimdi yapılan yorumları ve yoruldum:( sabır dilerim. Sevgiler

-
Genel
olarak “bir şey ile ilgilenmenin” lükse dönüştüğü bir konumdayız. Maalesef bu
tiyatroya da etki ediyor.
-
Zaten sıkıntı tam olarak
bu. Üzücü olan da bu. İtiraz ettiğim de bu. Böyle olmaması gerektiğini
söylüyorum, böyle olmasının nedenlerini anlamakla beraber bunu kabullenmemek
gerektiğini düşünüyorum.
-
Sorun çok temelde bulunan bir sorun olduğu için
özellikle kısa vadede bir çözümü devreye sokabilecek konumda değiliz. O konumda
olanlarda zaten inşaatlara daha odaklı.
-
böyle
olmasının sebebi Orta Doğu ülkesi olmamız başka bir şey değil.
-
Duygu
Hanım her hecenizi okudum bu kadar güzel anlatılamazdı ve "anlamakla
beraber kabullenmemek gerektiği" o kadar haklısın ki..
-
Akp bir
suru salon yapti, kultur merkezi- cok amacli salon adi ile. Hepsi kapali,
donanimli salon. Tiyatroculara bunlari pek acmiyorlar, onlar da salon kiralayip
oynayinca fiyatlar ucuyor. Tiyatrodan zengin olan yoktur.
-
Zaten burada
eleştirirken tiyatroculara laf söylemedim. Hatta özel tiyatroların bilet
fiyatlarının neden bu kadar pahalı olduğunu anlayabiliyorum da ama bu durumun
vehametini değiştirmiyor. Bu bir sorun ve çözülmesi gerekiyor.
-
Sizin elestirmediginiz acik. Lutfen yanlis
anlamayin
-
Özel
tiyatrolar öyle.
Devlet ve
şehir tiyatroları çok uygun.

-
İzlemek istediğim oyun
ve performansların DT’de ya da Şehir Tiyatroları’nda sahnelenmesini mi
beklemeliyim?
-
Hayır. Çok haklısın. Ben de seninle aynı
fikirdeyim. Özel tiyatrolar bana da pahallı.
-
Aplaa
memlekette kuru soğan bilem lüküs tiyatoraya gelene kadaaar.
-
Evet, ona da yeterince
üzülüp sövüyorum. Ve kuru soğan fiyatlarına kadar ekonominin çöküşüne kızgın
olmam, kültür ekonomisine üzülüp sövmeme engel değil. Ben ülkenin tek derdi bu
demedim. Bu da dert dedim.
-
Yeminle eleştirmek için yazmadım sonuna kadar
haklısın. Ama maalesef durum hiçbir yerde iyi değil.
-
Özel
tiyatrolar öyle ama devlet tıyatroları oldukca uygun.
-
Ancak DT özellikle de
son yıllarda izlenilebilir oyunlar çıkartmıyor maalesef.
-
O kadar
haklisiniz ki..
-
Sanat
sanat içindir Duygu hanım

-
O konuda tarafım net;
sanat benim içindir.
-
Yani halk içindir.
-
Hayır, direkt benim içindir.
-
İşte bu
cevaba bayıldım.
-
Yurtdışında
devlet alternatif tiyatrolara destek olduğu için fiyatları uygun. Ne yazık ki
ülkemizde devlet sanata destek vermiyor ve oyuncular geçim derdinde emin olun.
Bu ülkede şu an maddi durumunuz yoksa sadece Şehir ve Devlet Tiyatrosuna
gidebilirsiniz...
-
“Oyuncular
geçim derdinde”.. o kadar doğru ki

-
Maalesef...Konservatuvar
sınavlarına hazırlanan bir insan olarak tiyatro çevreme dayanarak söylüyorum.
Bunları yok sayıp bilet fiyatını eleştirmek çok acımasızca. Ya bu sistem
değişecek -ki devletin farkındayız- ya da biz sanata bütçe ayıracağız.
-
İşte “biz sanata bütçe
ayıracağız” bir alternatif değil. Çünkü geçim derdinde olan sadece oyuncular
değil. Bu nedenle bu sistemin değişmesi gerekiyor ve bunu talep etmedikçe,
nasılsa yapılmaz dendikçe durum hiç bir şekilde iyiye gitmiyor.
-
Kesinlikle siz de haklısınız. Beş sene önce
Devlet ve Şehir tiyatrosu birçok modern ve dünyada ses getiren yeni metinleri
oynarken, MEB yayınları tiyatro çevirisi yaparken şu an İBBB Şehir Tiyatrosu,
Amanvermez Avni vs. gibi kalitesiz şeyler oynuyor.
-
9 Yıldır
tiyatro yapan biri olarak söylüyorum o para yine sahne masraflarına gidiyor.
Bizim kazandığımız bir şey yok. Burada eleştirilen devletin destek olmaması
zaten. Sahnenin Günlük kirası 5 bin olduğu için oyun oynayamıyoruz.
-
Kesinlikle
öyle... Özellikle yapılan şehir, sanat sever kitle çok önemli.
-
Sırf
bilet fiyatlarının yüksek olması sebebiyle Vandaki tiyatro festivaline
gidemedim.
-
Ben de
öyle...
-
En son
tiyatroya gittiğimde 2milyon liraydı.
-
ben onu
araştırmıştım, mekan kiraları yüksekmiş ve devlet desteği alamadıkları için
bilet fiyatları da yükseliyormuş
-
Ve ne
yazık ki bu para oyuncuya gitmiyor.. salon parayı yutuyor. Organizasyon
şirketleri de öyle..
-
Açıkhavada
18 haziranda Şener Şen’in oyunu var. Mesela bilet fiyatları konsere mi
gidiyorum tiyatroya mı gidiyorum dedirtiyor
8 kategori 400 tl
den başlıyo 60 tl de bitiyor. Şener Şen jübilesini yapıyorsa tamam verelim




-
O maliyet
tiyatroya gitmem ben sinemaya 30-40 veriyorum konser farklı ona veririm
-
DT'lerde
güzel oyunlara bilet bulmak çok zor...
-
Oha o
kadar mı ya gerçekten
-
Bu algılı
bizler yarattık,dışarı herhangi bir aktivite için çıkmış adam binpişman oluyor.
Eventler uçmuş,valeciler bahşişten çıkmış soyguna başlamış,içecek almış başını
kaçmış patlamış mısır bile kendi bağımsızlığını ilan etmiş. Bu şartlarla
dışarda herhangi etknlik imksnz.
-
Mesela
ufacık bir tiyatro sahnesinin oyunluk kirası 1800₺ den başlamamalı. Yada sanatı
ağızından düşürmeyen sanatsever sanatçı sahne ağababaları...(!)küçük sahnelerde
oynanacak oyunu aylar öncesinde emek veren sadece SAHNE sanatçıları olan
insanlr karın tokluğna çalışmalı
-
haklı bir
isyan 

-
Tiyatrocularin
karni nasil doyacak
-
Bu bilet fiyatlarının
çoğu onlara mı gidiyor sanıyorsunuz? Tiyatro maliyetlerinde azaltmaya
gidebilmek için devletle anlaşma yapmaya zorlasalar, vergi indirimi ya da
ödenek için bastırsalar, özel sektörle işbirlikleri yapsalar, daha uygun
fiyattan daha çok temsil yapsalar olur.
-
Bir paket
sigaranın 20 tl olduğu yerde bence az bile
-
Çok
önemli bir konuda çok seviyeli bir tartışma başlatmışsınız. Ben de yazılmayan
birkaç şey söylemek istiyorum. 1- fırsat siteleri maalesef bir mecburiyet
haline geldi ve biletix bilet fiyatlarını yükseltti. 2- seyircinin niteliği
hızla düşüyor. Seyirci seçmeyi unuttu. 3- organizasyon firmalarını tiyatroyu
bilmeyenler yönetiyor. Hem oyunların niteliğini aşağı çekiyorlar hem de sektörü
çökertiyorlar. Mesleğe ve sanatçıya saygıları yok. 4- belediyelerin ucuz
salonları, günlerini rüşvetle dağıtıyor. Turneler için çoğu belediyenin kültür
müdürleri rüşvet alıyor. Böylece tiyatro, seyircinin beğenisi ile değil
organizatörün seçkisiyle şekilleniyor 5- özel sahnelerin çoğu fahiş fiyatla salon
kiralıyor. 6- kaliteli tiyatro yayını kalmadığı için seyirci kolay
yönlendiriliyor. “Basın” denilen yazarlar ve ödül jürileri birilerinin
kankası/adamı. Basın ve tiyatro ödülleri seyirciyi bu yeni düzene
yönlendiriyor. 7- halk tiyatrosu kavramı artık sadece birkaç kişinin umurunda.
8- oyuncuların çoğu konusunda fazla iyi niyetlisiniz. Tiyatro umurunda olmayan pek çok oyuncu televizyonun ekonomik olarak çökmesi
ile tiyatro yapmaya başladı. Aldıkları paralar düzeni bozuyor ve gittikçe
artıyor. Tiyatro oyuncuları ise hala eski rakamlarda...
-
öyle bir
vergi alıyorlar ki 70-80 tl az bıle kalıyor bılet fıyatı için.. tiyatro
sahıplerınin pekte elınde olan bşrsey degıl maalesef..delı gıbı vergı ödenıyor
maalesef
-
Zaten lafım tiyatro
sahiplerine değildi. Sorunun onlarda olduğuna dair hiçbir şey söylemedim.
-
evet .. ben sadece ek bilgi vermek ıstedım..
tesekkurler:)
-
12 dolar.
Lüks değil. TL değersiz.
-
Asgari ücretin dolar karşılığının aylık ~300$
olduğu bir ülkede, bu bilet fiyatları tiyatronun lüks olduğu anlamına geliyor.
Evet alımgücü düşük, TL değersiz ama durum tespitini tek veriyi $’a çevirip,
geri kalanına bakmadan “lüks değil” diye yapamazsınız.
-
Düşünceniz
çok doğru, olmamalı. Ancak tiyatro oyuncularının verdiği emeğin karşılığı
bundan bile fazla. Amatör tiyatro topluluğunda bulunmuş biri olarak diyorum ki
o sahnedeki kullanılacak cümleler, dramaturji, metin olsun o kadar çalışma ve
okuma yapılıyor ki buna hayatını vermiş ve yapmış olduğu sanattan sevdiği işten
para kazanmak isteyen profesyonel tiyatro ekiplerinin yaptığı çalışmaları bile
tahmin edemiyorum. Amacım yargı dağıtmak değil asla, sadece emek ve sanatın
değeri ülke ekonomisinden doğal olarak etkilenebiliyor. Sadece şunu belirtmek
istiyorum; bu ekonomide bir sanatçının bir sene süren çalışmasının meyvesine
gereken değeri veremezsek, işte o zaman sanat olmaz
-
Sakin ol
dostum
-
Aslında
tiyatro en az 70-80 olmalı. Hatta daha fazla da olmalı. Tiyatrocular sürünmemek
için saçma salak dizilerde, filmerde aşiretçilik oynamak zorunda kalmamalı.
Asıl sorun 70-80 lira bilet parası ödemek insanlar için lüks olmamalı.
-
Sana
katılıyorum 

-
Tiyatro
lüks değil biz fakiriz.
-
4 tane
adana kebap ediyor zaten 80 lira. Artık 100 liranın büyük bir meblağ olduğunu
düşünmüyorum.
-
20 tane 100 lira 30
günlük asgari ücret ediyor. Siz büyük bir meblağ olduğunu düşünmeseniz ne olur.
Ayrıca Adana fiyatıyla nasıl bağlantı kurabiliyorsunuz? Yılda bir Adana yemeğe
çıkan bir ailenin, 4 yıl boyunca Adana yemekten vazgeçip, 1 saatlik oyuna
gitmesini mi bekliyorsunuz?
-
Bende zaten 100 liranın ne kadar alım gücünün
düşük olduğuna işaret etmek amacıyla neredeyse 4 tane adana dürüm yediğinizde
100 lira ettiğinden bahsediyorum. Tek taraflı düşünmeden önce biraz süzgeçten
geçirin lütfen. Ben sizin söylediğinize destek amaçlı söylemiştim halbuki.
-
Ne söylediğinizi
bilmiyorsunuz o zaman. Kurduğunuz cümleden bu anlamın çıkması mümkün değil.
Önce neyi nasıl ifade edeceğinizi iyice düşünüp sonra yazın bir dahaki sefere.
-
Siz biliyorsunuz ben bilmiyorum tamam. Siz ilk
önce “eğitilemezler ya” lafınızı bi düşünün. Kimseyi tanımadan boş ve yersiz
yorum yapmayın. Ben 100 liranın sadece sayısal değerinin kaldığını, alım
gücünden dolayı artık hiçbir değerinin kalmadığını düşünüyorum. Ayrıca anlık
olarak söylediğinizle aynı fikirde olmama rağmen siz hiçbir bilgi sahibi
olmadan yargıda bulunuyorsunuz. Saygısız ve aile terbiyesi almamış yorum
yapanlara tepki gösterin ki ilk önce sonra sizin söyledikleriniz önem arz
etsin.
-
Oyuncular
ve menajerleri çok çok para istemeseler bu kadar yüksek olmaz kanımca
-
Kanınızın bir temeli var
mı? Bilet paralarının çoğunun oyuncuya gittiğini düşünmenizin sebebi ne?
-
Oyuncuya veya menejere, farketmez gittiğini
biliyorum, çünkü organizasyon işiyle ilgiliyim
-
Anlamak için soruyorum;
bir turne organize ettiğinizde, tiyatro topluluğuyla oyun için anlaşma yaparak
değil, oyuncuların alacağı ücret, dekor, rejinin ücreti, sahne kirası, taşıma
ücreti vd kalemler bazında mı anlaşma yapıyorsunuz? Anlaşmalar nasıl oluyor?
-
ikisi de olabilir, menajer ve oyuncu ve
sanatçıya bağlı. Keyifleri nasıl arzu ediyorsa, kaprisleri asilirsa. Birde
organizatör para kazanacak...
-
Özel
tiyatrolar, yer, kira, düzene oturmamış masraflardan ötürü ancak bu fiyata
satış gerçekleştirebiliyorlar. Lüksten öte zaruri durum.
-
TV
dizilerinden tanınmış iki üç oyuncu al. Bol bol prodüksiyon,dekor kostüm al.
Bir güzel de reklam çek. Adına da tiyatro deyip biletix den 120 liraya sat.
Sözüm ona show TV de yayınlanan güldürü programı bile 150 liradan falan
satılıyor sanırım. Yazık.
-
Sizde
tiyatroya gitmeyin ne olacak
-
Size
katılmıyorum. Tabi ki uçuk fiyatlar olmamalı lakin mecburiyet. Insanlar sadece
sanat yapmıyor parada kazanıyor.
-
Tiyatro
pahalı değil. İnsanlar fakir
-
Konuş
ablam konuş
-
Tavuk
döner yemiyorsan dışarıda yiyeceğin bir öğünün maliyeti yaklaşık 30-40 tl. Demek
ki 2 öğün ile tiyatroya gidilebiliyor. Demek ki tiyatro lüks değil.
-
Dışarıda yemek yemek
lüks yalnız? Yahu ben sizin bu mantıksızlığınızla nasıl baş edeceğim
bilmiyorum. Cidden sinirlerim bu kadar irrasyonaliteyi kaldıramıyor.
-
Mantıksız dedi bana, sanırım tüm öğlen
yemeklerinde eve dönüyor. Peki. İrrasyonel ben olayım madem.
-
Öğlen yemeklerinde
dışarıda yemek de lüks. İşyeri sübvanse etmiyorsa evden getirmek gibi bir
seçenek varken bunun böyle olması saçma. Ayrıca gıda fiyatlarının da olması
gerekenden yüksek olması rasyonelize etmiyor. Evet mantıksızsınız. Üstelik
hayattan bihabersiniz.
-
Merak ettiğim konu bu tweet acaba hangi model telefon
ile atıldı? Bir de bugün işe yanında ıspanak mı fasülye mi taşıdığı?!?
-
Açıklayayım, alımgücüm
kullandığım telefona yetiyor. İş yerinde de öğlen tost yedim. Ama zaten sıkıntı
benim tek başına bunları yapabilmem değil, o biletleri alacak param olmadığını
da söylemedim. Çünkü burada standardı belirleyen benim ekonomik durumum değil.
Sizinki de değil. Benim ekonomik durumum eğer bilet almaya yetiyorsa, dışarıda
yemek yiyebiliyorsam, iPhone kullanabiliyorsam, herkes için alınabilir oluyor o
biletler. Bu matematiğini asgari ücretle çalışanlara anlatsana.
-
Demek ki başkası için üzülmüş, yazık. Asgari
ücret ile çalışanlardan kaçı tiyatroya gidip gitmemeyi dert ediyor?
-
işte,
asgari ücretlinin de gündemi olabilse diye okumladım ben açıkçası.
-
O başka
bir konu. Asgari ücretlinin parasal sorunundan çok kültürel ihtiyacı noktası.
Ayrıca devlet tiyatroları da zaten o iş için var. Biletler 9-15 tl aralığında.
-
DT'de oyun izlediniz mi son yıllarda? Metinlerden haberiniz
var mı? Oyuncuların aşırı baskıdan dolayı sahnede oynamak bile istemeyişinden,
sansürlü metinlerden, özensiz işlerden haberiniz var mı? Kalite de tıpkı sanat
gibi lüks değildir. Tiyatroyla propaganda yapan DT mi çözüm?
-
Ben son 7
yıldır TR’de sadece @_oyunatolyesi_ ve @modasahnesi ‘nin oyunlarını izliyorum ki onlarda bile
tahammül edemediklerim var. Bilginer Kral Lear’ı 50 dakika kısalttı mesela,
bilginiz var mı?
-
Hayır malesef bilgim yok çünkü bilet çok pahalıydı gidemedim
Kral Lear'a. Ayrıca özel tiyatrolarda bile durumun bu kadar kötü olduğunu kabul
ediyorsanız, ne demeye DT'yi alternatif olarak gösteriyorsunuz insanlara?
-
Bir yerden
başlayıp sonrasında bütçelerini ayarlamaları lazım değil mi ama? En önden
izlemek zorunda da değiliz ama değil mi?
-
Ya siz nerenin
dangalağısınız? Evet başkası için de üzülüyorum. Kendim için de üzülüyorum.
Haftada bir oyuna gidebilecekken, yemeğimden kısıp ayda bir oyuna gidebilecek
hale geliyor olmak benim için üzücü, hiç oyuna gidemeyecek olanlar daha da
üzücü. Lüks olması böyle bir şey. Vallahi ben sizin mallığınıza tahammül
edemiyorum. Dert etmeliler. Etmiyorlar çünkü şu an lüks olarak görülüyor. Ben
de lüks olmamalı diyorum. Nesini anlamıyorsunuz. Kültür ve sanat sadece orta
üstü gelire sahip beyaz yakalıların erişebileceği bir şey olmamalı. Kafanız
basmıyor.
-
Kadıköy’ün dangalağıyım. Tiyatrosever bir
terbiyesiz ilk defa görmüyorum ama bu kadar okuduğunu anlamayanına ilk defa
denk geldim doğrusu. Bi de bu sezon izlediğiniz 8 oyunu merak ettim doğrusu,
ayda bir gittiğinize göre… Dangalak plus mal. Nice! Yaş kaç, kültürel birikim
nedir, İstanbul’a Anadolu’nun hangi köyünden göç ettiniz merak ettim doğrusu.
-
Herkes istanbul'da
oturmak zorundaymış gibi. Kadıköy'den burnunu çıkarmamış bir züppenin,
mantıksızlığına karşı nazik olmam gerekiyormuşcasına yazıyor. Saygı duyulması
için şu ana kadar söylediklerinden çıkardığım tek özelliği paralı olması ki bu
da saygıyı hak etmiyor. Küfürlük!
-
Herkes İstanbul’da oturmak zorunda olmadığı gibi
gelmek zorunda da değil. Kalın şehrinizde, rahat rahat.
-
Ben doğma
büyüme Kadıköy'lüyüm fakat böyle kaldırım asilzadesini Moda'da bile bulamazsın.
-
Ya zaten başından beri yazdığı her şey olay üzerinden saçma
bir demagoji yaparak seçkincilik yapmaya kalkmak. Kültürel birikimim de,
doğduğum ve yaşadığım şehir de, ekonomik durumum da olayın özünden bağımsız,
yaşım da. Kimlik numaramı soracak yakında, umarım burs içindir.
-
Bütün yazdıklarımı seçkincilik olarak algılama
yeteneğini alkışlıyorum. Gerçek dünyaya dönecek mi acaba bir ara?
-
En başından beri başka
şey yapmadınız. Ortada söylediğim şey çok basitti; kültür ekonomisi
erişilebilir değil ve bu durum üzücü, bunun lüks olarak kalmaması lazım dedim.
Önce ortalama üstü bir gelir için lüks olmadığını ispatlamaya çalıştınız, sonra
karşınızdakini aşağılamaya.
-
Kültür ekonomisi her isteyen için erişilebilir
durumda. Ayda 4 kez tiyatroya gitmek zorunda değil kimse. Gerçekten seviyorsan,
asgari ücret ile geçiniyorsan bile her sezon “seçerek” 2 oyun izleyebilirsin.
-
İşte sıkıntı da burada,
"seçerek" ve ancak yılda 2 kere ulaşılabilir bir şey "lüks"
tüketimdir. İki kere oyun seçsin, bir tane kitap seçsin, 1 kere sinemaya
gitsin, 2 yılda 1 kere de konsere giderse, insanlar kültüre erişim haklarından
yeterli düzeyde yararlanmış oluyor tabii!
-
Kültüre erişim hakkı tamlamasına bayılıyorum.
Her geçen gün Thanos’a daha çok bağlanıyorum sanırım
-
Thanos'a en az sizin
kadar bağlı olabilirim. Ancak insan hakları evrensel beyannemesine göre kültüre
ulaşmak temel haklardan. Nüfusun %50'si rassal olarak yok olmadığı sürece bu
hakları yok sayamazsınız. Ben de sizin yaşam hakkınızı yok sayamıyorum şu anda
mesela.
-
Kültürü tanımlayın bana. TR’nin en çok izlenen
oyunları Uygur kardeşler yapar yıllardır. Bana göre tiyatronun Şahan’ıdır
onlar. Eee şimdi neresinden tutuyoruz meselenin? İşte tam da bu yüzden devlet
tiyatrosu ulaşılabilir içerik sunuyor hala, öyle ya da böyle.
-
Kalitenin de lüks
olmadığını bu yüzden söyledim. Kültürün ne olduğunu benim tanımlamam
gerekmiyor, zaten yapılmış tanımlar var literatürde, açıp bakın. Ve Uygurların
ya da popüler kültürün diğer dandik figürlerinin konumuzla ilgisi yok. Hele DT
üretimiyle bağdaşan yanı hiç yok. Uzatmayın artık. Gerçekten snob ve seçkinci
tavrınız mide bulandırıcı. Cehaletiniz ve mantıksızlığınızdan gelen yersiz
özgüveninizin ve "izleyici" olabilmenin sizi özel ve yetkin kıldığına
dair sanrılarınızın tahammül edilebilirliği yok. Demagoji de yapamıyorsunuz.
Blokluyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder