Hakkımda "Genellikle yazdığı eleştirilerle değil, polemiğe girdiği veya saldırdığı kişilerle hatırlanan blog yazarı. Gittiği tiyatrolarda da her daim özel muamele göstermek ister" mealinde görüşler olduğunu duyuyorum..
Hiçbir kimseyle "çanak tutulmazsa" "polemiğe" girmiyorum. Bu bazılarınca "saldırı" olarak anlaşılıyor ama "başlatan" ben değilim. Yanlış gördüğüm bir husus üzerine görüşlerimi belirtiyorum. Yazımı kurgularken başkalarından gelecek soruları kendime sormuş ve cevapları zihnimde hazırlamışımdır. Bu zamanla tiyatro camiasını tanımaklığımdan kaynaklanıyor. Beni yanıltan bir karşı görüş almadım bugüne kadar. Bu nedenle cevap veren, "twit yazan" cevap vereceğimi bilmeli. Bu tür polemiklerin "derinleşemediğini" görüyorum. Sığ sularda yüzmek zorunda kalıyoruz yani. Yazıma itiraz edenin soluğu yetmiyor genellikle. Yazıları okuyan az. Genellikle kendi ismini gördükleri yazıları okuduğundan, tiyatro camiası pek çok olaydan habersiz. Pek çoğu sessiz kalmayı, "arasını bozmamayı" tercih ediyor. Zira işin ucu "ödüle" çıkıyor.
Ama gene de bugüne kadar yazığım yazılar içinde "polemik" yazılarının yüzde beşten fazla olmadığını belirtmem gerekir.
Tiyatroda "özel muamele görmek"ten ne kastedildiğini bilmiyorum. Davetiye beklemiyorum. Özel koltuk istemiyorum. Kapıda karşılanmak istemiyorum. Oyuncunun dikkatini dağıtmamak için not tutuşumu saklama amacıyla zorunlu kalmadıkça birinci sırada oturmak istemiyorum. Aşağıda verdiğim alıntıdan "özel muamele"nin ne olduğu anlaşılacaktır sanırım.
Son günlerde samimi bir mesaj yazarak beni eleştiren bir oyuncuya yazdığım mesajın bir bölümünü yukarıda anlatılanlara ve de genel bakışıma ilişkin yazdıklarıma açıklık getirmek için paylaşıyorum.